İlk Yayım Hakkı

Kültürel varlıklarının korunması birçok ülkenin anayasasında ve uluslararası sözleşmelerde yer almış, korunması devletlere ödev olarak yüklenmiştir. Toplumların yaşadığı  savaşlar,  göçler, felaketler  sonrası dünyada var olan ve bulunan kültür varlıklarının sadece o ülkeye değil tüm dünyaya ait olduğu yaklaşımı “kültürel miras” ifadesini doğurmuştur. Kültürel mirası ortaya çıkarmak bu yönüyle çok değerli bir iştir. Kültürel mirasın gün yüzüne çıkması, bir  değer olarak  topluma kazandırılması yoğun ve sabırlı çalışmaların ürünü olarak ortaya çıkar. Arkeolojik kazıların, bu bilimin etik kurallarından ve mevzuattan kaynaklı, yöntemleri, çalışma şekilleri, şartları bulunmaktadır.

Kültürel varlıklarının korunması  birçok ülkenin anayasasında ve uluslararasızleşmelerde yer almış, korunması devletle- re ödev olarak yüklenmiştir. Toplumların yaşadığı savaşlar, çler, felaketler sonrası dünyada var olan ve bulunan  kültür varlıklarının sadece o ülkeye değil tüm dünyaya ait olduğu yaklaşımı “kültürel miras” ifadesini doğurmuştur. Kültürel mirası ortaya çıkarmak bunüyle çok değerli bir iştir. Kültürel mirasın gün yüzüne çıkması, bir değer olarak topluma  kazanlması yoğun ve sabır çalışmaların ürünü olarak ortaya çıkar. Arkeolojik kazıların, bu bilimin etik kurallarından ve mevzuattan kaynaklı, yöntemleri, çalışma şekilleri, şartları bulunmaktar.

Bu yazımızda, kazı, sondaj ve araştırmalarda, meydana çıkacak olan varlıkların yayım hakkına değineceğiz.  Bu konudaki hukuki düzenlemeleri ve yayım hakkı sahibinin haklarını yalın bir dille ifade etmeye çalışırken, güncel yar kararlarından örnek vereceğiz. Kazı bahsi ve çeşitleri konusunda üç temel düzenleme varr. Bunlardan ilki, 2863 sayı Yasa, ikincisi “Kültür ve Tabiat Varlıklarıyla İlgili Olarak Yapılacak Araştırma, Sondaj ve Kazılar Hakkında Yönetmelik” diğeri ise bu yasaya dayanılarak çıkarılan 14/01/2020 tarihinde yürürğe giren “Kültür ve Tabiat Varlıklarıyla İlgili Yapılacak Yüzey Araştırması, Sondaj ve Kazı Çalışmalarının Yürütülmesi Hakkında Yönerge”dir. Burada kazı, sondaj ve yüzey araştırmalarına ilişkin tanımlar, izin proserleri ve diğer hususlar detaylı biçimde düzenlemiştir. Şimdi konuyu  mevzuata boğmadan, güncel örnekler ile izah etmeye başlayalım.

Efes Yamaçevler, Aktüel Arkeoloji Dergisi.

Efes Yamaçevler

Özel Bir Telif Hakkıdır

2863 sayı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunun [KTVK] 43.maddesi “yayım hakkı” konusunu düzenlemiştir. Buna göre, kazı, sondaj ve araştırmalarda meydana çıkacak olan varlıkların yayım hakkı, 5846 sayı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu [FSEK] hükümleri gereğince,  kazı, sondaj ve araştırma  izni alan heyet ve kurumlar ana, kazı, sondaj ve araştırma fiilen idare edenlere aittir. Bu tür buluntuların yayım hakkını bu biçimde özgülemesi, özel bir “telif” hakkıdır.

FSEK’e göre “eser”, onu meydana getirene yani “eser sahibine” aittir. Eser, leme yoluyla elde edilmişse,  yani bir eserin üzerine bir emek katarak yeni bir eser ortaya çıkalmışsa bu kanuna göre “asıl eser sahibinin hakları” saklı kalır. İşleyen kimse de hak sahibi olur. Ancak, incele- diğimiz bu konudaki hak, kültür mirasını “bulan kimseye verilen bir haktır ve bunüyle “istisnai” bir durumdur. Kazı baş- kanları, her kazı dönemi sonunda, Kültür ve Turizm Bakanlığına bilimsel bir rapor vermekle yükümlürler. Kazının bitiminden itibaren, kazı dönemi çalışmalarına ait bilimsel raporlarını en geç iki yıl, nihai bilimsel raporlarını ise beş yıl içinde yayımlamayan kazı heyetlerinin kazı, sondaj ve araştırmalarda buldukları kültür ve tabiat varlıkları üzerindeki her tür yayım hakkı Kültür ve Turizm Bakanlığına geçecektir. Buna göre, yayım hakkı beş yıllık bir süreyi kapsamaktar. Şöyle ifade edersek: Kazı sürecinin bitmesinden başlayarak 2 yıl içinde bilimsel, 5 yıl içinde ise nihai bilimsel raporları yayımlanmaz ise kazı, sondaj ve araştırmaya tüm yayım hakkı bakanlığa geçecektir. Kültür ve Turizm Bakanlığı ana yapılan kazı, sondaj ve araştırmalara ait bilimsel raporlar, kazı başkanlığınca, yayımlanacak şekilde hazırlanır. Kültür ve Turizm Bakanlığı bunlardan gerekli görülenleri yayımlar. Kültür ve Turizm Bakanlığınca uygun görülecek mazeretler dışında, beş yıl içinde son raporlarını yayımlamamış bulunan heyet ve kişilere yeni bir kazı için ruhsatname verilmeyecektir.

Hak Sahibi

Her ne kadar kazı başkanının bu konuda “üstün” bir yetkisi var olsa da, bir takım durumlara dikkat çekmek isteriz. Öncelikle,öğrenci kazıları” noktasına değinmek isteriz. Yüzey araştırmalarının master ya da doktora öğrencilerince ve fakat öğretim üyes danışmanlığınd yapılması  mümkünr. Burada, hakkın  müşterekliğinden bahsedebiliriz. Her ne kadar kazıyı öğrenci yapıyorsa da bu yetki ona bir “refakat nedeniyle verilmektedir. Bazen, kazı, sondaj veya yüzey araştırması birden fazla kazı başkanı  tarafından yapılabilir. Kazı başkanları değebilir. Bu halde de “yürütülen faaliyet dönemine göre bir değerlendirme yapmak ve her başkanı ilgili döneme dair yetkili kabul etmek gerektiği kanaatindeyiz. Burada kazıyı yapan kimseye verilen bu hakkın bir takım istisnalarına da değinmek gerekir. Pek tabi bu bahsettiklerimizin hukuki gereeleri vardır okuyucuyukmamak için bunlara mevzuat dayanağı vermek yerine sadece belirterek geçmek istiyoruz. Buna göre, bilimsel olan ve sonucunda bir yayım yapılmayacak çalışmalar, yasal sürede sonra yayımlanacağının taahhüt edildiği  çalışmalar  bun örnektir.  Yine haber amaçlı yapılan programlar/yayınlar belirli ölçüde kalmak kaydıyla istisnar. Bir başka durum ise disiplin alanına giren çalışmalara dair bir mutlaklık bulunmadığını belirtmek isteriz.  Arkeoloji, sanat tarihçi ve antropologlara tanınmış bir “bilimsel” yayın hakkının düzenlendiğini  görüyoruz.

Buna göre, bir antlaşma metninin hukuki olarak ele alınması ve hukuk tarihi açısından sadece metninin yayınlanması da kazıyı yapan kimseye ait olmayan bir hak olarak değerlendirilmek durumundar. Yine bulunan ve arkeolojik niteliği bulunmayan ve fakat bir başka bilim dalını ilgilendiren [örnek madencilik] bir buluntunun da bu kapsam dışında kaldığının değerlendirmek gerekir. En önemli kıstas, kişilere mahsus hakların kullanırken “kötüye kullanılmamasıdır.” Bir çok meselede  hakkı elinde tutan kimselerin, kendisinin yayın yapmadığı gibi, başkalarının da yayın yapmasına izin vermediklerini ve bunun akademik” dünyada  bir takım eleştirilere sebepler olduğunu  görüyoruz.  Örneğin,  bulduğu kazı ürünlerinin saca çok olması veya kendi uzmanlık alanının dışında uzmanlara ihtiyaç duyması durumunda, kazı sahibinin bunu bekletmesi hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilebilir. Bu konuda dava açıldığı zaman, mahkemeler değerlendirme yaparak, kısmen dahi olsa yayın hakkı imtiyazına son verebilir.

Karkemish 2015 kazı çalışmaları, Aktüel Arkeoloji Dergisi

Karkemish 2015 kazı çalışmaları, Aktüel Arkeoloji Dergisi 

Tazminat Sebebidir

Kazı sahibinin, yayın hakkının ihlal edilmesi bir tazminat sebebidir. Zira, bu durum o kimseye tanınmış bir hakkı kötüye kullanmaktır. Bu da o kimseye bir tazminat ödenmesini gerektirebilir. Yargıtay bir kararında bu konu üzerinde çok hassas durarak, 1988 yınd başlayan  bir  kazı çalışmasında, davacı  tarafın  bilimsel olarak yayınlarda açıklamış bu çalışmalarından dolayı "Bilim Teşvik ödülüne" aday gösterilmiş olduğu, bu kimsenin yıllarca kazının külfetine katlanmış, emeğine karşılık da mevzuat gereği kazıda çıkan eserlerin resimlerini almak, bunlar hakkında yayın yapmak hakkına sahip olduğuna dikkat çekerek, aynı alanda çalışan ve yayın yaparak  hak ihlal eden kimsenin de bu alanda akademisyen olması karşısından, davacının bu alanı kazdığını bilmemesinin mümkün olmayacağını belirtmiştir. Ve olayla ilgili olarak “mahkemece yapılacak iş uzman bilirkişilerce davacının anılan yüzeysel araştırma ve arkeolojik kazılarla ilgili yayınları da dikkate alınarak, kazı amasınd vatandaşlar tarafından getirilip müzeye satılan ve davalı tarafından incelenip yana konu edilen 16 Hitit tabletiyle davacının kazı sonucunda çıkardığı ve müze envanterine giren  1313 adet Hiti tabletlerinin  karşılaştırmalı olarak incelenerek benzerlikleri aylıkları tespit edilip; bütünlük oluşturması durumunda davacının emeği ile elde ettiği tabletlerin yayın  hakkının  davalı  tarafından yetkili organca verilen iznin kaldılmasına kaın bu tabletleri inceleme konusu yapmasının dürüstlük ilkesine aykırı olup olmadığının başka bir anlatımla davalı eyleminin haksız rekabet teşkil edip etmediğinin tespiti gerekir” demiştir [YHGK E.2002/4-350 K. 2002/354 T. 1.5.2002]. Konuya ilişkin bir başka yar kararı ise, Zeugma antik kenti ile ilgili kazıda çıkan ve yayın hakkı davacıda bulunan eserlerin davalı tarafça dergide yayınlanması sebebiyle açılan bir tazminat davasında verilen kararr.

Bu dava Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Mürğü ile davacı arasınd yapılan anlaşm gereği Zeugma Antik Kentinde bulunan varlıkların yayım hakkının kazı ve araştırma başkanı olan davacıya ait olduğu, ihtara rağmen davalıların fotoğrafları dergi ekindeki kitapçıkta yayınlandığı  için  b yayının durdurulması ve manevi tazminat talep edilmiştir. Mahkeme Zeugma Antik Kenti ile  ilgili kazıda çıkan ve davacının emeği ile elde ettiği eserlerin, ihtara rağme davalılar tarafından  dergide yayınlanması  haksız rekabet teşki edeceğine  hükmetmiştir [İST.BAM 16.HD E. 2017/3654 K. 2020/171 T. 27.1.2020].  Her iki karardan anlaşılacağı üzere, “bilimsel” yayın olarak ifade edilse de uygulamada, bu konudaki yayın hakkının daha genel olarak değerlendirildiği görülmektedir. Zira belirli boyutuan ve artık buluntuyu net biçimde ortaya koyan yayınlar, “ilk yayın hakkına zarar vermektedir.

Aynı Zamanda Suçtur

2863 sayılı  yasanının  71. maddesi,  “ilk yan hakkının ihlalini suç olarak düzenlemiştir. Yukarda belirttiğim “tazminathakkına ilişkin davalara ek olarak, bu konu suç olarak da kaımıza çıkmaktar. 71. maddeye göre kazı, sondaj ve araştırmaya ilişkin hükümler aykırı hareket edenler “yüz günden az olmamak üzere adlî para cezasıyla cezalanrılacaktır.

Bir olayda Yargıtay, basılan bir sergi kataloğunda yayınlanan kazı fotoğrafları sebebiy- le yapılan yargılamada, katalogda yer alan pmiş topraktan yapılmış 26 adet fotoğrafa konu kadın figürlerinin, tek tek kazı çalışmalarının hangi döneminde ve hangi tarihte çıkartıldıkları; müzeye intikalden sonra yapılan fotoğraf çekimleri var ise, bu hususta çekim yapılması için ilgiliye izin verilip verilmediğinin araştırılarak durumun değerlendirilmesini ve şayet bir ihlal var ise cez verilmesini kararlaştırmıştır [Y7.CD E.2009/14733 K. 2013/8265 T. 8.4.2013]. Arkeolojik çalışmalar, dünyayan veren, sonuçları itibarıyla birçok alandaki bilimsel çalışmalara katkı sunacak potansiyele sahip çalışmalarr. İlk yayım hakkı da bu perçinlemek ve teşvik etmek için verilmiştir.ylece akademi, bu alanla ilgilenmekte ve kazılar nitelik kazanmaktar. Ancak kazı,  sondaj  ve  yüzey  araştırmalarının farklı evreler olması ve yöntemleri itibarıyla da değişiklik arz etmesi karşısında, bir takım düzenlemelere gidilerek, bilimsel yayın hakkının özellikle “hakkın kötüye kullanımını” engelleyecek ve daha çok bilimselliğe yöneltecek biçimde düzenlenmesi mümkünr.Bekleme sürelerinin niteliğinin kazı alanının ve çalışmanın niteliğine göre belirlenebilir düzeyde olması gerekir, kimi kazı için bu süre 10 yıl olabilecekken, yüzey araştırması için bu süre 2 yıl veya daha az süreli olabilir.

Bu konuda sabit bir süre öngörülmesi doğru değildir. Yine multidisipliner bir buluntunun yayım koşullarına dair de düzenleme yoktur, tüm yetkiyi kazı başkanında toplamak, geçtiğimiz dönem için sorumluyu tespit anlamında gerekli olabilir ancak bu halde kazılara emek veren akademik diğer kimseleri de koruyacak düzenlemelere ihtiyaç olduğunu düşünmekteyiz. “İlk yam hakkını ihlal tazminat gerektirecek bir eylem olduğu kadar suç olarak da düzenlenmiştir. İkisinden birini seçen bir forlasyon daha doğru olacaktır.

 

Aktüel Arkeoloji Dergisi 78. Sayı - Kentlerin Doğuşu

www.arkeolojidukkani.com

 

EN ÇOK OKUNANLAR

Macaristan’da Zırhı, Silahları ve Atı İle Gömülmüş Avar Savaşçısı Bulundu

Déri Müzesi'nden arkeologlar, Macaristan'ın kuzeydoğusunda, Ebes yakınlarındaki bir Erken Avar mezarında eksiksiz bir lamel zırh seti ortaya çıkardılar. Bu eser 7. yüzyılın ilk yarısına tarihlenmektedir ve şimdiye kadar büyük ölçüde sağlam ve orijinal konumunda keşfedilen ikinci Panoniyen Avar lamel zırhıdır. İlki 2017 yılında Ebes'in sadece 16 kilometre güneyindeki Derecske'de bulunmuştu.

Türk Topraklarında 3400 Yıllık Piramit Bulundu

Bu yılın başlarında bilim insanları Kazakistan'da 4 bin yıllık sofistike bir bozkır piramidinin keşfedildiğini bildirmişti. Arkeologlar şimdi de Karaganda bölgesinin Shet ilçesine bağlı Taldy köyünün 13 km doğusunda, Taldy-Nura Nehri'nin yanındaki bir tepede başka bir piramit buldular.

SON İÇERİKLER