1954 yılında Mısırlı arkeolog Kamal el-Mallakh, Büyük Giza Piramidi'nin güney tarafının altında kazı yaparken dikkat çekici bir keşif yaptı. Kayalara oyulmuş iki büyük çukurun içinde, kireçtaşı bloklarla dikkatlice kapatılmış, güneş tanrısı Ra'nın gökyüzünde günlük yolculuğunu yaparken seyahat ettiğine inanılan efsanevi “güneş mavnalarına” benzeyen bir çift muhteşem gemi yatıyordu.

Khufu Gemileri olarak bilinen bu iki geminin, ikonik piramidi inşa eden firavunun onuruna gömüldüğü düşünülse de, Mısır bilimciler bunların işlevinden emin değil. Şu anda önde gelen teori, gemilerin hiçbir zaman bu dünyada kullanılmak üzere tasarlanmadığı, ancak Khufu'nun ölümünün ardından Ra'ya dönüşürken kendi güneş yolculuğunda ona kolaylık sağlamak için bırakıldığı yönündedir.

Giza Güneş Teknesi Müzesi'nde Khufu gemisi. ©Wikipedia

Ancak bazı araştırmacılar güneş gemilerinin aslında binlerce yıl önce Nil Nehri'nde yüzmüş olabileceğini, ya Khufu'nun cenaze mavnaları olarak ya da firavunun hayattayken hac yolculuğu yapmak için kullandığı bir filonun parçası olarak kullanılmış olabileceğini savunmaktadır.

Kesin olarak bildiğimiz tek şey, her biri yaklaşık 43 metre uzunluğunda olan devasa gemilerin antik denizcilik mühendisliğinin harikaları olduğudur. Yeni bir analize göre gemiler, “üstün mekanik özellikleri, gelişmiş dayanıklılığı ve hidrofobik özellikleri” nedeniyle seçilen ithal Lübnan sedir ağacından inşa edildi.

El-Mallakh gemileri ilk keşfettiğinde, gemiler kasıtlı olarak parçalara ayrılmış ve çeşitli parçaları yeraltı çukurlarının içine dikkatlice istiflenmişti. İlk teknenin 1.224 parçasının tamamının çıkarılması bir buçuk yıldan fazla sürdü ve daha sonra özenle yeniden inşa edilerek 2021'de Büyük Mısır Müzesi'ne taşınmadan önce Giza'daki Güneş Teknesi Müzesi'nde sergilendi.

Keşfinden kısa bir süre sonra Khufu gemisi. ©Wikipedia

Bu arada ikinci teknenin çıkarılması daha zor oldu ve 2009 yılına kadar orijinal çukurunda kapalı kaldı.