Tholos de Montelirio, İspanya'da MÖ 2875 ile 2635 yılları arasına tarihlenen kalıntı ve eserlerin bulunduğu megalitik bir arkeolojik kazı alanıdır. Alanın yaklaşık 200 yıl boyunca insanları çok sayıda mezara gömmek için kullanıldığına inanılmaktadır. Alan ilk olarak 1868 yılında keşfedilmiş ancak uzun yıllar boyunca terk edilmiştir. Sadece 1980'den beri ciddi bir şekilde incelenmektedir.

Montelirio boncukları in situ. ©A. Acedo García

Bu yeni araştırmada ekip, yakın zamanda ünlü “Fildişi Kadın”ın yaklaşık 100 metre uzağındaki bir mezarda bulunan kalıntıları inceledi - kalıntıları fildişi bir tarak, bir fil dişi ve diğer birçok eserle birlikte gömüldüğü için bu adı aldı.

Tek bir mezarda 20 kişiye ait kalıntılar bulundu; bunlardan 15'inin kadın olduğu doğrulandı, diğer beşinin cinsiyeti ise belirlenemedi. Mezarda son birkaç yıldır yapılan kazılarda, gömülen kişiye giysi yapmak için birbirine geçirildiğine inanılan çok sayıda boncuk bulunmuştu.

Montelirio'nun LC'si içinde kıyafetlerin dağılımı. Tasarım: ©M. Luciañez Triviño ve Á. Fernández Flores

Bu yeni kazıda çok daha fazlası bulundu. Şaşırtıcı olan ise bunların sayısının çokluğu; ekip mezarda 270.000'den fazla boncuk olduğunu tahmin ediyor. Her biri tek bir deniz kabuğunun şekillendirilmesi ve ortasına bir delik açılmasıyla yapılmış. Bu devasa sayı, şimdiye kadar herhangi bir mezar alanında bulunan en büyük tek gömü boncuk topluluğunu temsil ediyor.

Montelirio boncukları in situ. (B) Birey UE 343'ün (UE 344 kıyafetine ait) altında kaydedilen ipli boncukların detayı. ©David W. Wheatley

Araştırmacılar bu kadar çok sayıda boncuk yapmanın muazzam bir emek gerektirdiğini belirtiyor. Bazılarını kendileri yapmayı denedikten sonra, bunları yapan insanların sadece bir tanesini yapmalarının yaklaşık 10 dakika sürmüş olabileceğini öne sürüyorlar. Bu da 10 kişinin 206 gün boyunca her gün sekiz saat çalışarak mezarda buldukları tüm boncukları yapmaları anlamına geliyor.

Araştırmacılara göre bu durum, boncuklu giysilerle gömülen kadınların toplumlarında çok saygın bir yere sahip olmaları gerektiğini kuvvetle düşündürüyor.

Kaynak: PHYS ORG