Kraliçe Puabi'nin liri, çoğu binlerce yıl içinde çürümüş olan ahşaptan yapılmıştı. Kazılar sırasında Woolley, enstrümanın mümkün olduğunca büyük bir kısmını korumak için çürümüş ahşabın bıraktığı çukuru alçıyla doldurdu. Şu anda Londra'daki British Museum'da sergilenen lir, ahşap paneller, teller, 11 altın başlı mandal ve orijinal süslemelerden oluşan bir rekonstrüksiyon.

Paneller boyunca lapis lazuli (mavi yarı değerli bir taş), deniz kabuğu ve kırmızı kireçtaşı, harç olarak kullanılan yapışkan, siyah bir madde olan bitüm (zift) içine yerleştirilmiştir. Bu tasarımlar arasında aslan başlı bir kartal, ceylanlar ve leoparlar yer alıyordu. Lir'in ön tarafını altın bir boğa başı süslüyordu ve sakalı, saçları ve gözleri lapis lazuli'den yapılmıştı.

Yeniden inşa edildiği haliyle Kraliçe Puabi'nin liri yaklaşık 1,1 metre boyunda, 1 metre eninde ve sadece 7 santimetre genişliğindedir.

Mezarın Kraliçe Puabi'ye atfedilmesi, üzerinde isminin yazılı olduğu bir silindir mührün bulunmasından kaynaklanmaktadır. Altın ve gümüş eşyalarla dolu olan mezarın zenginliğine dayanarak kraliçe olduğu varsayılmaktadır. Puabi'nin kalıntıları bir platform üzerinde, yanında olduğu düşünülen görevlilerin kalıntılarıyla çevrili olarak bulunmuştur. Ancak hayatı hakkında çok az şey biliniyor.

Woolley ayrıca lire yaslanmış bir kadın iskeleti keşfetmiş ve kadının el kemiklerinin tam olarak tellerin olması gereken yerde olduğunu bildirmiştir. Ancak mezarda çok sayıda iskelet bulunduğundan, bu kişinin Kraliçe Puabi'nin kendisi mi yoksa muhtemelen ölümü üzerine kurban edilen hizmetkârlarından biri mi olduğu net değildir.

Woolley'in bulduğu enstrümanların dördü de benzer süslemelere sahip kutu lirlerdir. Lirlerin mezardaki yerleşimine bakılırsa, eski Mezopotamyalılar Kraliçe Puabi'nin cenazesinde bu enstrümanları çalmış olabilirler.

Bu antik enstrümanlar bazı yönlerden modern gitarlara benziyordu: Her tel çekildiğinde farklı bir nota ya da birden fazla tel birlikte çekildiğinde bir akor üretirdi ve üst mandallara bağlı telleri sıkıp gevşeterek akort edilebilirlerdi.

Ur'da bulunan bu lirler Mezopotamyalıların o dönemde en ileri müzik teknolojisine sahip olduklarını göstermektedir.

Kaynak: Live Science