Atatürk Döneminde Türkiye’de Eski Eserler ve Müzeler
Türkiye Cımhuriyeti’nin kuruluş yıllarından itibaren arkeoloji, eski eserler ve müzecilik konularına özel bir önem verildiği, bu alanların kurumsallaşması kadar nitelikli uzman yetiştirilmesi için de büyük çaba sarf edildiği, bunların sağlanmasında cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün teşvik ve yakın ilgisinin büyük payı olduğu görülmektedir.
- Yazar : Nezih BAŞGELEN
- Tarih : 2025-02-10 12:17:53
Kurtuluş Savaşı sırasında, savaş koşullarında eski eserlerin tahribattan ve yağmadan korunması için çıkardığı genelge, onun bu konuya verdiği önemi göstermesi açısından önemlidir. Kurtuluş Savaşı sırasında Ankara Hükümeti, daha Cumhuriyet ilan edilmeden önce bile müzelerin, toplumun kültürü benimsemesinde önemli bir araç olduğu öngörüsüyle çalışmalar yapmıştır. 9 Mayıs 1920’de Kurtuluş Savaşı sürecinde müzeler ve eski eserlerden sorumlu olarak Maarif Vekaletinin içinde bir birim olarak Asarı Atika Müdürlüğü oluşturulmuş, Sakarya Savaşı sırasında Gazi Mustafa Kemal’in Ankara’da bir müze kurulmasını istemesi üzerine, 1 Ekim 1921’de Ankara Kalesinin Akkale Burcu bir Asar-ı Atika Müzesi olarak düzenlenmiş, buradaki müze, 1940 yılında Mahmut Paşa Bedestenine taşınana değin Hisar Müzesi adıyla hizmet görmüştür. Müzenin ilk Müdürü Halil Nuri Yurdakul’dur. Ayrıca bu süreçte Akkale Hisar Müzesi yanısıra Augustus Mabedi’nde Hitit ve Klasik Çağ eserleri sergilenmiş; Çankırı Kapı Tepesi’ndeki kazı çalışmaları sonunda ortaya çıkarılanlar bir açık müze görünümüne kavuşturulmuştur. Buralardaki sergilemelerin ilerleyen yıllarda gelen eserlerle yetersiz kalması yanısıra Atatürk’ün de merkezde daha kapsamlı bir Hitit Müzesi kurulmasını istemesi doğrultusunda 1936 yılında, O zamanki Hars Müdürü Hamit Zübeyr Koşay tarafından, Ankara Kalesinin eteğinde geniş bir alanı kaplayan ve harap hâlde bulunan Mahmut Paşa Bedesteni ile Kurşunlu Han’ın, onarılıp müze binası olarak kullanılması önerisi, devrin Maarif Vekili Saffet Arıkan tarafından kabul edilerek bu yapılar satın alınarak 1938 yılından itibaren restorasyon çalışmasına başlanmıştır.
Akkale Hisar Müzesinden sonra 1922 yılında Antalya, 1923 yılında Sivas Müzesinin kurulduğu görülmektedir. Bunların yanı sıra 5 Kasım 1922’de arkeolojik ve etnografik eserlerin toplanması, envanterlenmesi ve yeni müzelerin kurulması için genelge çıkarılmış, 14 Ağustos 1923 tarihli hükümet programında da müzelere geniş bir yer ayrılmıştır.
Bakanlar kurulunun 1 Nisan 1924 günlü kararıyla Topkapı Sarayının da müze olması uygun görülmüştür. Atatürk buradaki çalışmalarla yakından ilgilenmiş, zaman zaman saraya gelerek Müze Müdürü Tahsin Öz’den bilgi almıştır.Tahsin Öz yayınlanan anılarında ve bazı gazete ve dergilere yazdığı yazılarda Atatürk’ün bu ziyaretleri ile ilgili bilgileri anlatmıştır. Atatürk’ün Topkapı Sarayına ilk ziyaretlerinden birinde Sancak- ı-Şerif ile ilgilenmiş, bu konuda, eski saray mensuplarına bazı sorular yöneltmiş, onları dinledikten sonra söylenenlerin hiçbir ilmi esasa dayanmadığını, doğrunun ne olması gerektiğini açıklamıştır. Bunun üzerine Atatürk’ün söyledikleri doğrultusunda araştırma yapmışlar ve onun açıklamalarının ne kadar doğru olduğu görülmüştür. Diğer bir ziyaretinde tesadüfen bir odanın kapısında durmuş ve “Burada ne var?” diye sormuştur. Tahsin Öz’ün etrafında bulunanlar ve içeride padişah portrelerinin olduğunu bilenler onun kızacağını sanırken, odaya girdiğinde Atatürk portreleri tek tek incelemiş ve hiçbir şey söylemeden gitmiştir. Aradan birkaç gün geçmiş Atatürk yeniden saraya gelmiş ve kendisini karşılayan Tahsin Öz’e “Hadi oraya gidelim!” demiştir. Atatürk portreleri yeniden incelemiş ve sonra da bunların halka açılması emrini vermiştir. Atatürk ziyaretlerinden birinde özellikle kütüphaneyi görmek istemiştir. Kütüphanede Piri Reis’in haritasını incelemiş ve ardından da Türk Tarih Kurumu’nun bu önemli haritanın tıpkıbasımını yayınlamasını sağlamıştır…
Devamı: Aktüel Arkeoloji Dergisi 101. Sayı “Kurtuluş Savaşı’ndan Kültürel Rönesansa Geçiş”
EN ÇOK OKUNANLAR
Altınlarla Donatılmış Trakyalı Savaşçı Mezarı Bulundu
Arkeologlardan oluşan bir ekip, Bulgaristan'ın Topolovgrad kenti yakınlarındaki Kapitan Petko Voyvoda köyünde çok heyecan verici bir keşifte bulunarak, Trakyalı bir savaşçının mezarını ve altından oluşan pek çok eseri ortaya çıkardı.
- Trakyalı
- Trak
- Savaşçı
- Süvari
- Mezar
- Altın
- Yüzük
- Hançer
- Zırh
- Hazine
- At
- Bulgaristan
- Thracian
- Thracian
- Warrior
- Cavalry
- Tomb
- Gold
- Ring
- Dagger
- Armour
- Treasure
- Horse
- Bulgaria
- Arkeoloji
- Tarih
- Sanat
- Sanat Tarihi
- Antik
- Kültür
- Medeniyet
- Archaeology
- Archaeological
- History
- Art
- Art History
- Heritage
- Culture
- Civilization
- Haber
- Gündem
- Güncel
- Aktüel
- Arkeolojik Haber
- Archa
Tarlada Yürüyüş Yapan Kadın 2150 Gümüş Sikke Buldu
Prag'ın güneydoğusundaki Kutnohorsk kentinde tarlada yürüyüş yapan bir kadın, çiftçilik faaliyetleri sırasında yüzeye çıkan birkaç gümüş sikkeye rastladı. Çek Cumhuriyeti'nde şimdiye kadar bulunan en büyük erken ortaçağ sikke istifini açığa çıkardığının farkında değildi.