Çömlektepe

İç Anadolu Bölgesi, Anadolu’nun Eski Tunç Çağı adı verilen evresinin önemli merkezlerini barındırır. Özellikle maden üretimi konusunda önemli teknolojik gelişmelerin yaşandığı bu dönemde insanoğlunun günlük yaşantısının önemli bir parçası olan seramiklerin üretimi konusunda ulaşılan bulgular yok denecek kadar azdır.

Kuzeydeki yuvarlak biçimli mekân

Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin Ankara’nın Nallıhan İlçesi, Çayırhan Beldesi’nde yürüttüğü Iuliopolis Nekropolü Kurtarma Kazıları çerçevesinde bölgede yapılan yüzey araştırmaları yakın coğrafyadaki kültür alanlarının anlaşılması hedeflenmiş ve bu sayede Çömlektepe adı verilen bir Eski Tunç Çağı yerleşimi keşfedilmiştir. 

Çömlektepe, Ankara’nın 160 kilometre batısında, kömür cevherinden elektrik üretimi yapılan Çayırhan Park Termik Maden sahası içerisinde yer alır. 2010 yılında gerçekleşen yüzey araştırması öncesinde, yerel yöneticiler ve halkın Çömlektepe adı ile araştırma ekibine bahsettiği alanda, gerçekleşen ön incelemeler sonucunda yerleşimin kaçak kazılar sonucunda tahrip edildiği görülmüştür. Tahrip edilmiş bu alanda ilk dikkati çeken tüm alana saçılmış durumda çok sayıda seramik parçasının bulunmasıdır. Yapılan ilk değerlendirmelere göre yerleşim alanına yayılmış olan seramiklerin Eski Tunç Çağına ait oldukları kolayca anlaşılır.

Depozit büyük pithos

Çömlektepe, coğrafi olarak her taraftan rüzgâr alan bir tepe üzerinde yer alması, çevresinde bol ardıç, meşelik alanların olması ve kömür madeni sahasında yüzeyde bulunan mostralık denilen kömür yataklarının bulunması nedeni ile önemli bir konuma sahiptir. Tepenin alt kısımlarına doğru kil yatakları da mevcuttur. Yerleşimin batısında Sakarya nehrini besleyen Aladağ çayı ile bu çay kenarına kurulmuş Uluköy ve Karaköy köyleri bulunur. Bu köylerde Eski Tunç Çağına tarihlenen yerleşimler olduğu da bilinir. Her iki köyden doğuya doğru bakıldığı zaman, gerek konumu gerekse yüzeyden toplanan kaliteli seramikler ilk bakışta bu alanın bir kült alanı olabileceği düşüncesini de akla getirir.

Depozit kaplar

Tepe üzerindeki yerleşim, kuzeyden güneye bir hat üzerinde bitişik mekânlardan oluşur. Taş temel üzerine kerpiç duvar ve ağaç dikmeler ile çatı destekli mekânlar açığa çıkarılmıştır. Çoğu kare planlı olduğu anlaşılan mekânlardan sadece birinin yuvarlak planlı olduğu tespit edilmiştir. Yerleşim alanındaki kaçak kazı çukurları nedeniyle tahrip olan mekânların hiçbiri tamamıyla ortaya çıkarılamamıştır. Yerleşimin oluşturulması sırasında alandaki yüksek eğim sebebiyle, teraslama yöntemi kullanılarak kuzey-güney doğrultusunda bitişik mekânlar oluşturulmuştur. Yerleşimin güneyinde, kalın bir çevre duvarı açığa çıkarılmıştır. Etrafa dökülen taşlardan anlaşıldığı kadarıyla tahrip olan bu duvar oldukça yüksek ve kalındır. Mekânlar içerisinde tandırlara, küçük ocaklara ve pişirme yerlerine rastlanmıştır. Ocakların bazılarında kerpiç sıva izleri görülmüş ve hatta bu sıvaların birinde ustanın parmak izi de tespit edilmiştir.

Depozit kapların içinden çıkan daha küçük ölçekli kaplar

Büyük cüruf kütleleri, ağaç hatıllarının izlerini gösteren kerpiç sıvalar ve kömürleşmiş ağaç hatıllar, yerleşimin ilk aşamalarında kuvvetli bir yangın geçirdiğini gösterir. Yangın sonrasında bu alanların düzeltilerek tekrar kullanıldığı ve bu ikinci evrenin sonunda da yine büyük bir yangın geçirdiği duvarlardaki izlerden anlaşılır.

Çömlektepe kazılarında açığa çıkarılan; pişmiş toprak kap formları, taş buluntular, figürinler ve mühürler; Ankara ve çevresinde yer alan Ahlatlıbel, Karayavşan, Etiyokuşu, Koçumbeli gibi önemli Eski Tunç Çağı yerleşmelerinin II ve III. dönem buluntuları ile büyük benzerlikler gösterir.

Fincan ve kâseler

Gaga ağızlı testiler, fincanlar, emzikli kaplar, minyatür kaplar, kulplu güveç kapları, hayvan biçimli bir askostan oluşan Çömlektepe seramik buluntu grubunun tamamı gri, siyah kaba hamurlu, kireç ve iri taneli taş katkılı, kırmızımsı kahverengi astarlı, ince cidarlı ve elde yapılmıştır. Kapların üzerinde çizi ve kabartma bezemenin yanı sıra parmak baskı bezeme de vardır.

Geometrik desenli ağırşaklar, tezgâh ağırlıkları, çeşitli boylarda fırçalar, irili ufaklı pithoslar, damga mühürler, hayvan ve insan figürinleri, taş baltalar, taş ağırlıklar, biley taşları, çok sayıda ezgi taşı, öğütme taşı, bir adet minyatür taş balta buluntular arasındadır.

İn-situ durumdaki tezgah ağırlıkları

Alanda büyük boyutlu kaplara oranla daha çok küçük ve minyatür boyutlarda kaplar bulunmuştur. Bunların yanı sıra mekanlarda çok sayıda bulunan ezgi taşları, ağırlıklar ve ağırşaklar Çömlektepe’nin bu mekânlarının, tarım ve dokumacılığa dayalı küçük işlikler niteliğinde kullanıldığı izlenimi verir.

Yerleşim alanındaki buluntu grubunun çeşitliliği ve niteliği, ayrıca Çömlektepe’nin konumu da göz önünde bulundurulduğunda bölgede bulunan kömür yataklarının Çömlektepe yerleşimcilerince kullanılmış olabileceği akla gelir. Bu yüksek alanda oksijen ve ağacın bol olmasının yanı sıra, bugün bile yamaç kesitlerinde görülebilen kömür cevheri bu savı destekler niteliktedir.

Yapılan sistemli arkeolojik kazıya göre çok kısa süre yerleşim görmüş olan bu alanda cüruf parçaları ve depozit alanları yerleşim alanının bir seramik üretim atölyesi olduğunun ipuçlarını verir. Yerleşimin coğrafi konumu ve yakınlarında bulunan Eski Tunç Çağı yerleşimleri de bu öneriyi destekleyen unsurlardır.

Çömlektepe, buluntuları açısından incelendiğinde, çok sayıda ele geçen pişmiş toprak eser haricinde Eski Tunç Çağında çokça karşımıza çıkan metal eserlerin olmayışı açısından ilginçtir. Öte yandan taş buluntuların çeşitliliği ve sayıca fazla olması alandaki üretim faaliyetinin göstergesi olarak kabul edilebilir.

Kuzeydeki yuvarlak biçimli mekân

Çömlektepe buluntuları çeşitliliği açısından da şaşırtıcı sonuçlar vermektedir. Yerleşim alanında mühürler, ağırşaklar, tezgah ağırlıkları, pişmiş toprak fırçalar, emzikli minyatür kaplar, gaga ağızlı testiler, çift kulplu güveç kapları, fincanlar, kaseler, taş baltalar, taş ağırlıklar, biley taşları, kemik bızlar, bir adet pişmiş toprak askos, hayvan figürinleri, bir adet taş erkek figürini, bir adet kadın figürini ile çok sayıda ezgi taşı ve bunların öğütme taşları buluntular arasındadır.

Alanda (C-I Açması) bulunmuş olan taştan erkek figürini, pişmiş toprak fincan ve yarım boğa figürini ile beraber bulunmuştur. Figürinin baş kısmı vücuduna oranla çok küçük işlenmiştir, burun delikleri iki nokta ile belirtilmiş, küçük kol ve bacakları iki yana açılmıştır. Cinsel organı özellikle belirgindir. Yerel bir taş cinsinin yontulması ile şekillendirilen figürin üzerinde şekillendirme sırasında oluşan kırılmalar dikkati çeker. Özellikle dönemsel ve bölgesel benzerlikler gösteren Ahlatlıbel, Karayavşan, Etiyokuşu, Koçumbeli gibi merkezlerde buna benzer örneklerin bulunamamış olması, Çömlektepe figürininin Eski Tunç Çağının önemli buluntularından biri olmasını sağlar.

Gaga ağızlılar ve minyatür kaplar

Bir diğer önemli buluntu olan taştan kadın figürini yerleşimin en çok buluntu veren alanından gelmiştir. Yarım oval şekilli baş, kulak bitimine kadar, boyuna doğru daralarak sonlanır, kulak yerleri deliktir, sağ kulak kırılmıştır, gözler ve kaşlar çizgi şeklinde oyularak, burun çıkıntı şeklinde yontularak yapılmış, ağız belirgin değildir. Yüzün sol tarafı yanmış ve gözenekli bir hal alarak deforme olmuştur. Boyun kısmında ise üç sıra kolye olduğunu düşündüğümüz içleri doldurulmuş beyaz renkli noktalar vardır. Boyunun alt kısmında ise bir yere aplik edilebilecek gibi nokta halinde bir delik bulunmaktadır. İkiztepe idollerini andıran bu figürin dönemin karakteristik özelliklerini gösterir.

Anadolu Eski Tunç Çağı merkezleri gerek dünya tarihi gerekse Anadolu tarihi açısından birçok keşfin odak noktası olmuşlardır. Ankara’nın batısındaki bu küçük fakat önemli yerleşim Eski Tunç Çağı seramik üretimi bakımından önemli bir referans olarak ortaya çıkmıştır. Yerleşimin coğrafi konumu İç Anadolu Eski Tunç Çağı merkezleri ile Batı Anadolu, Kuzeybatı Anadolu ve hatta Trakya ile ilişkilerin aydınlanması konusunda da Anadolu arkeolojine önemli katkılar yapacaktır.

Kaynak: Aktüel Arkeoloji Dergisi “Anadolu’nun Zenginliği”

EN ÇOK OKUNANLAR

Tarlada Yürüyüş Yapan Kadın 2150 Gümüş Sikke Buldu

Prag'ın güneydoğusundaki Kutnohorsk kentinde tarlada yürüyüş yapan bir kadın, çiftçilik faaliyetleri sırasında yüzeye çıkan birkaç gümüş sikkeye rastladı. Çek Cumhuriyeti'nde şimdiye kadar bulunan en büyük erken ortaçağ sikke istifini açığa çıkardığının farkında değildi.

SON İÇERİKLER