Galata’nın Sessiz Mirası: Pera Ceneviz Kolonisi (1267-1453)

Orta Çağ Akdeniz dünyasının en etkili denizci cumhuriyetlerinden Cenova, 11. yüzyıldan itibaren ticaret ve denizaşırı kolonileşme faaliyetleriyle Doğu Akdeniz’de güçlü bir varlık inşa etmiştir. Ticari çıkarlarını korumak adına donanmasını güçlü tutmuş, deniz üsleri meydana getirmiş ve Kırım’a kadar uzanan geniş bir etki alanı yaratmıştır.

Bu bağlamda Cenova Cumhuriyeti, yalnızca bir şehir devleti değil, Batı Avrupa ile Doğu arasında köprü kuran bir ticaret imparatorluğuydu. Bizans İmparatorluğu ile ilişkileri zaman zaman iş birliği, zaman zaman çatışma şeklinde sürse de karşılıklı bağımlılık hiç azalmadı: Bizans, Batı ile bağlantı kurmak ve denizlerde etkisini korumak isterken; Cenevizliler ise Doğu’nun zenginliklerine ulaşmak için Konstantinopolis’e — yani bugünkü İstanbul’a — tutunmak zorundaydılar.

Pera’nın Başlangıcı: Cenevizliler Haliç’in Karşısına Nasıl Yerleştiler?

Cenevizliler, 12. yüzyılın ortalarından itibaren Konstantinopolis’te ticaret yapmaya başlarlar. Haliç’in güney kıyısında kendilerine ayrılan bir mahallede, Venedik, Pisa ve Amalfili diğer İtalyan kökenli Latin topluluklarla birlikte faaliyet yürütürler. Ancak 1204 yılında, Katolik-Ortodoks çekişmesi gölgesinde cereyan eden Dördüncü Haçlı Seferi’nin ardından kurulan Latin İmparatorluğu sırasında bu Ceneviz mahallesi yok edilir, çünkü hem rakipleri hem de diğer bir denizci devlet olarak seferde öncü rol oynayan Venedikliler, bu süreçte Konstantinopolis’te etkilerini artırırlar. Bölgede ve ticaret yollarında baskın bir güç haline gelirler. Bu durum, Cenevizlilerin yeniden kente yerleşebilme arzusunu sürekli gündemde tutar.

1261 yılı, bu arzunun gerçekleşmesinde dönüm noktası olur. Bizans ardılı devletlerin Nikaia (İznik) kolunu temsil eden VIII. Mikhael Palaiologos, Latin İmparatorluğu’nu sona erdirmek ve başkenti tekrar ele geçirmek niyetindedir. Bu hedef doğrultusunda Cenova Cumhuriyeti ile bugünkü Kemalpaşa’da (eski adıyla Nif) Nymphaion Antlaşması’nı imzalar. Antlaşma uyarınca Cenevizliler, donanmalarıyla askeri yardım karşılığında, imparatorluğun bazı sahil kentlerine ek olarak, geri alınması halinde Konstantinopolis’te ticari imtiyazlar ve mahalleler elde edeceklerdir. İlginçtir, antlaşmanın üzerinden yalnızca iki hafta geçmişken, Bizanslı general Aleksios Strategopoulos kendi inisiyatifiyle Konstantinopolis’i sürpriz bir baskınla geri alır — üstelik Cenevizlilerin hiçbir katkısı olmadan.

Buna rağmen VIII. Mikhael, verdiği sözü tutar. Cenevizlileri Konstantinopolis’te, Haliç’in güney kıyısındaki eski mahallelerinin civarına yerleştirir. Ancak bu süreç kesintisiz ilerlemez. 1264 yılında Cenevizliler, politik gerilimler sonucu kentten sürülürler. Geri dönme talepleri bir süre reddedilir. Nihayet 1267 yılında yeniden yapılan müzakereler sonucunda, Haliç’in bu kez kuzey kıyısında, bugünkü Galata’nın çekirdeğini oluşturan bölgede, Cenevizlilere yerleşim hakkı verilir. Kısa zamanda tam teşekküllü bir ticaret kolonisine dönüşecek bu özerk yerleşme, kendi mülki amiri podestà tarafından idare edilmektedir. Ceneviz belgelerinde resmi olarak “Pera” adına sahiptir. Ancak bu yerleşim izni koşulludur: Bizanslı yerel halka karışılmayacaktır. Cenevizliler, Haliç’in Boğaz’a kavuştuğu noktada bulunan ve “Kastellion” adlı küçük Bizans kalesini kullanamayacak, hatta bu yapı tahrip edilerek işlevsiz kılınacaktır. Böylece, özünde Katolik Hristiyan Latin bir ulus olan Cenevizliler, Ortodoks Hristiyanlığın kalbi olan Bizans’ın başkentinde, buraya doğrudan tehdit oluşturabilecek bir askeri üsse sahip olamayacaklardır.

Devamı: Aktüel Arkeoloji Dergisi 107. Sayı “Roma’nın Gölgesinde, Konstantinopolis’in Işığında: İstanbul”

EN ÇOK OKUNANLAR

Tarlada Yürüyüş Yapan Kadın 2150 Gümüş Sikke Buldu

Prag'ın güneydoğusundaki Kutnohorsk kentinde tarlada yürüyüş yapan bir kadın, çiftçilik faaliyetleri sırasında yüzeye çıkan birkaç gümüş sikkeye rastladı. Çek Cumhuriyeti'nde şimdiye kadar bulunan en büyük erken ortaçağ sikke istifini açığa çıkardığının farkında değildi.

SON İÇERİKLER