Karavelyan: Diyarbakır'da Bir Halaf Yerleşimi

Adını bir zamanlar üzerinde bulunan türbeden alan höyük, Dicle’nin akış yönüne göre sağ kıyısında, eski yatağı oluşturan bir teras üzerine konumlanmıştır. Türbede yattığı belirtilen Karavelyan, 20. yy. başlarında yörede yaşamış bir gayrimüslim şahıs olmasına karşın, İslami kesim tarafından da saygı duyulan biri olduğundan kendisine türbe yapılmış ve yakın zamana kadar sıklıkla ziyaret edilmekteymiş. Kazılar başlamadan birkaç yıl önce tarla sahibi tarafından türbenin taşları sökülmüş ve mezar görünür olmaktan çıkarılmıştır.

Diyarbakır’ın Bismil ilçesi, Tepe beldesi sınırları içinde yer alan Karavelyan, Hakemi Use’nin yaklaşık 7 kilometre doğusunda bulunmaktadır. Yöredeki pek çok tarihöncesi yerleşim gibi Karavelyan’ın da yakınında Geç Assur höyüğü bulunmaktadır. Bu ikinci höyük yerel halk tarafından Hınçıka olarak adlandırılmaktadır. Karavelyan’ın 200 metre doğusunda bulunan Hınçıka, yaklaşık 2 hektar genişlikte olup, yüzeyinde yoğun çark yapımı Assur Saray Seramiği ve Demir Çağı süresince yörede pek çok höyükte görülen Yivli Seramik parçaları gözlemlenmektedir.

Karavelyan’ın Dicle’nin karşısından Kenan Tepe’den görünüşü.

Karavelyan’da arkeolojik kazılar Ilısu Projesi kapsamında 2009-2013 yılları arasında DSİ Genel Müdürlüğü’nün maddi katkıları, Diyarbakır Müze Müdürlüğü başkanlığında, aynı zamanda Hakemi Use kazılarını da yürüten, Hacettepe Üniversitesi’ne mensup ekip tarafından eş zamanlı olarak gerçekleştirilmiştir. 2011’de son kez arazide çalışılmış, 2012 yılı kazı sezonu sonunda Bakanlık direktifleriyle kazılan alanlar tamamen kapatılmıştır. Karavelyan’da 2012-2013 yıllarında belgelemeye dönük çalışmalar yapılmıştır.

Karavelyan yaklaşık 1,5 hektar genişliktedir. Üzerinde uzun zamandır tarımsal etkinlikler yapıldığından höyük gerçek yükseltisinden oldukça kalın bir dolguyu kaybetmiştir. Dicle Nehri günümüzde höyüğün yaklaşık 200 metre kuzeyinde kıvrım yaparak akmaktadır. Bu kıvrımın karşı kıyısında Kenan Tepe bulunmaktadır. Amerikalı bir ekip tarafından Ilısu Projesi kapsamında kazılan Kenan Tepe’nin eteklerinde Karavelyan seramik buluntularının benzerleri ele geçmiştir. Karavelyan’da ilk sezondan itibaren kazılan tüm alanlarda kimi yerlerde yüzeyden bir metre, kimi yerlerde ise 80 santimetre derinlikte ana toprağa ulaşılmıştır. Höyük yüzey toprağının hemen altında İslami döneme ait çok sayıda mezara rastlanmıştır. Buraya defin yapanlar höyüğün yaklaşık 5 kilometre doğusunda hala iskân edilen Merdan Köyü’nün eski sakinleri olduğu anlaşılmaktadır. Kimi mezarlardaki bireylerin, yatış biçimi ve içindeki eşyadan hareketle, gayrimüslim olduğu anlaşılmaktadır.

Karavelyan’ın kuzeyden görünüşü.

Geç Assur Mezarları

Karavelyan’ın 200 metre doğusunda yer alan Hınçıka Höyüğü orta büyüklükte bir Geç Assur köy yerleşimi niteliği göstermektedir. Kazı yapılmamakla birlikte gerek konumu gerekse yüzeydeki seramik parçaları burasının Assur İmparatorluğu döneminde eyalet merkezi Tuşan’ın yakınında, yörede tarımsal etkinlikler için göç ettirilmiş topluluklar olduğuna işaret etmektedir. Ziyaret Tepe’den yaklaşık 4 kilometre kuzeydoğuda bulunan Hınçıka yöredeki pek çok Assur köy yerleşimi gibi Dicle kenarına konumlanmış olup, bereketli Bismil Ovası’nın topraklarında tarımsal etkinlikler gerçekleştirmekteydi.

Hınçıka’da iskân eden bazı kişiler yetişkin bireylere ait mezarları Karavelyan’ın en yük bölümüne defnetmiştir. Basit toprak mezarlara eşya olarak çark yapımı Assur seramiğinin yanı sıra bazı metal takılar bırakılmıştır. Mezarlarda gün ışığına çıkarılan seramik her ne kadar Hakemi Use örnekleri kadar üst düzeyde değilse de yörede sıklıkla görülen formlardan oluşmaktadır. Hınçıka’nın yüzeyinde az sayıda el yapımı Yivli Seramik parçası gözlemlenmektedir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Erken Demir Çağ başlarından itibaren oldukça yaygın olan Yivli Seramik (Grooved Ware) Yukarı Dicle’de Geç Assur yerleşimlerinde de görülmektedir. Hızlı dönen çarkta üretilmiş kaliteli Assur seramiği ile birlikte kullanılan bu kaba seramik türü bunu kullanan insan topluluklarının yöreye yabancı oldukları, resmi otoritenin malzemesinin yanı sıra geleneksel seramiğini de ürettiği şeklinde yorumlanabilir.

Karavelyan Geç Assur mezarı.

Geç Neolitik Yerleşimi

Kazılarda Geç Neolitik döneme tarihlendirilen yerleşimin iki yapı katı saptanmıştır. Her iki yapı katına ait mimari kalıntının çok kısıtlı olduğunu ve düzenli bir planı takip etmenin zor olduğunu belirtmek gerekir. Alttaki mimari kalıntıların dörtgen planlı duvarlarının sıkıştırılmış topraktan oluşan pisé olduğu görülmektedir. Üstteki mimari kalıntılar ise güçlü olmayan birkaç sıra taş dizisinden oluşmaktadır. Az sayıdaki bina temeli arasında yuvarlak planın varlığına rastlanmamıştır. Birbiri üzerine herhangi boşluk olmaksızın inşa edilen iki yapı katına ait temellerden hareketle burada uzun erimli ve güçlü bir iskanın olmadığı anlaşılmaktadır. Mekanların tabanları arasında gün ışığına çıkarılan basit toprak mezarların bazılarında hiçbir eşya olmamasına karşın bazılarında boya bezekli çanak-çömlek ele geçmiştir.

Karavelyan mimarisi.

Yerleşimde hiçbir metal bulguya rastlanmamıştır. Alet çantası yontma ve sürtme taş endüstrisinden oluşmaktadır. Özellikle hayvancılıkla geçimini sağlayan bir topluluğun sahip olması gereken aletlerin çoğunlukta olduğu dikkate çekmektedir. Et kesme, kemik sıyırma ve dericilik etkinliğinin yoğun olduğu, aynı şekilde, dokumacılığın önemli bir uğraş alanı olduğu ağırşaklardan anlaşılmaktadır.

Karavelyan el taşı.

Karavelyan bazalttan çanak.

Karavelyan’ın Geç Neolitik çanak-çömleği üç ana grupta yoğunlaşmaktadır. Bunlardan kaba hamurlu örnekler baskın durumdadır. Üzeri elle sıvazlanmış ve ince cidarlı gri/siyah hamur gruptakiler ikinci grubu oluşturmakta ve sayıca en az olandır. Boya bezekli çanak-çömlek yerleşimin hem tarihlendirilmesini hem de çevre kültürlerle ilişkisini göstermesi açısından önem taşımaktadır. Yukarı Mezopotamya’nın iyi bilinen ve Halaf Boyalıları olarak tanımlanan bu grup çanak-çömlek kendine özgü yapısıyla kolay ayırt edilebilmektedir.

Karavelyan Erken Halaf vazosu.

Yerleşimde ortaya çıkarılan boya bezekli çanak-çömlek, geleneksel Mezopotamya terminolojisinde Erken Halaf olarak bilinen grubun temsilcisidir. El yapımı ve açık zemin üzerine kahverengi, kırmızı ve siyah renkte yapılan boya bezekler genelde geometrik motifleri içermektedir.  

Karavelyan Erken Halaf çanağı.

Az sayıda figüratif bezek görülmektedir. Bunlar arasında uzun boyunlu bir çömleğin ağız kısmında yer alan sahne, dönemin mimarisi hakkında önemli bilgi sunmaktadır. Bu görseldeki ahşap mimari kamış, saz, dal ve hasırdan inşa edilmiştir. Geleneksel Yakın Doğu mimarisinin düz dam uygulamasının aksine “kırma çatı” olarak inşa edilen bu bina geleneğinin çağdaşı diğer kazılarda da boya bezek olarak kapların üzerine resmedilmiş olması dar bir alanda görülmeyen, aksine Amanoslardan Dicle’ye uzanan geniş bir alanda yaygın olduğunu kanıtlamaktadır.

Karavelyan üzerinde bina ve kadın betimli vazo parçası.

Yukarı Dicle Vadisi’nde küçük ve kısa süreli yerleşilen, bir bakıma istasyon niteliğinde olduğu anlaşılan Karavelyan, yörede hareketli toplulukların mevsimsel uğrak yerlerinden birisi özelliği göstermektedir. Kazı heyeti tarafından 2007-2009 yılları arasında Dicle boyunca ve yan kolları üzerine gerçekleştirilen yüzey araştırmasında saptanan diğer çağdaşı yerleşimler dikkate alındığında yörede bazı büyük boyutlu köylerin yanı sıra mevsimsel ve kısa süreli ziyaret edilen küçük istasyonların varlığı saptanmıştır.  Karavelyan’da gün ışığına çıkarılan çanak-çömlek ve diğer arkeolojik bulgular dikkate alındığında MÖ 5.800-5.700 yılları arasında yörede hareketli (mobil) bir yaşamın olduğu, birbirini tanıyan (belki akraba) grupların bu türden istasyonlarda bir süre kaldıkları, sonra bir başkasına geçtiği izlenimi vermektedir. Küçük baş hayvanları ile sürekli seyahat eden bu grupların Karavelyan gibi bereketli coğrafyada bir süre kaldıkları, bu yüzden de pek güçlü olmayan binalar inşa ettikleri, ansızın ölen yakınlarını da buraya defnettikleri anlaşılmaktadır.

Karavelyan Erken Halaf vazosu.

Erken Halaf sonunda bu hareketliliğin ortadan kalkmasıyla çağdaşı diğer yerler gibi Karavelyan da terk edilmiştir. Yaklaşık 5.000 yıl sonra Yukarı Dicle Vadisi’nde kontrolü sağlayan Assur İmparatorluğu eyalet merkezi Tuşan üzerinden yörede irili ufaklı pek çok köy yerleşimini zorunlu göçle iskân ettirmiştir. Bunlardan birisi olan Hınçıka, Neolitik yerleşimin 200 metre doğusunda, yine Dicle’nin kıyısında orta büyüklükte bir köy olarak iskân edilmiştir. Yüzeydeki Yivli Seramik parçaları sayesinde tıpkı Hakemi Use’de olduğu gibi Hınçıka’nın Geç Assur sakinlerinin çark yapımı Assur seramiğinin yanı sıra geleneksel el yapımı Yivli Seramiği birlikte kullandıkları anlaşılmaktadır. Hınçıka’da kazı yapılamadığı için Geç Assur yerleşiminin niteliği, süresi ve Tuşan ile bağlantısı maalesef ortaya konulamamıştır. Assur sonrasında yerleşimin tamamen terk edildiği anlaşılmaktadır.

Karavelyan Geç Assur seramiği.

EN ÇOK OKUNANLAR

Köpeğini Gezdiren Çocuk Roma Dönemine Ait Altın Bilezik Buldu

11 yaşındaki bir çocuk, İngiltere'nin Batı Sussex bölgesindeki Pagham yakınlarındaki bir tarlada nadir bulunan altın bir Roma bileziği keşfetti. Romalı askerlere kahramanlıklarından dolayı verilen armilla tipi süslü bir bilezik olan ve MS.1. yüzyıla tarihlenen bilezik, 300 yıldan daha eski bir altın obje olarak, bir adli tıp soruşturmasında resmi olarak hazine ilan edildi.

SON İÇERİKLER