Kentin Kaderini Değiştiren Önder

Günümüzde tarihi ve kültürel değerler, insanlığın ortak mirası olarak kabul edilmektedir. Bir milletin özünü koruyarak değerlerine sahip çıkması, mevcut değerlerini tanıması, öncelikle toplumu oluşturan tüm fertler tarafından bilinmesi ile mümkündür. Bu ise ancak iyi bir tarih öğretimi ve tarihsel değerlerin tanınması, korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması ile mümkün olabilir.

Ülkemizde tarihsel değerlerin korunması ve aktarılması ile ilgili en ciddi çalışmalar Atatürk ile başlamıştır. Atatürk’ü diğer dünya liderlerinden ayıran en önemli özelliklerden birisi tarih, arkeoloji, antropoloji gibi bilim dallarına tutku derecesinde ilgi duymuş olması ve çözmeye çalıştığı sorunları “tarih ışığında” ele alıp değerlendirme yoluna gitmesidir. Çünkü Türk milletinin köklü geçmişi ancak bu bilimler tarafından ortaya konulabilir.

1930-1931 yılları, Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumunun kurulduğu, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinin temellerinin atıldığı, Türk Tarih Tezinin bilimsel açıklamasını ve yorumunu yapacak bir alt yapının oluşturulmasına yönelik çalışmaların hızlandığı bir dönemdi.

Atatürk’ün bu bağlamda tarih çalışmalarına ve toplantılarına ev sahipliği yaptığı yerlerden biri de Yalova olmuştu. Dönem tanıklarının anılarında Yalova’da kaldığı süreçte Atatürk’ün tarih okumaları yaptığı ve özellikle akşam sofralarında da temel sohbet konularının tarih ve dil çalışmaları olduğu, yanında bulunan tarihçi ve akademisyenlerle tarih konularında görüş alışverişinde bulunduğu bilinmektedir. 15 Haziran 1930 tarihli Akşam gazetesinde Atatürk’ün tarih çalışmalarını Yalova’da gerçekleştireceği ile ilgili şu haber yer almaktadır: “Gazi Hz. yazmakta oldukları Türk tarihini Yalova’da ikmale çalışacaklardır. Bu pek kıymetli eserin ilk bahsi “Tarihi beşer” kısmını teşkil etmektedir. Bu kısmın tahriri bitmiştir. Yunan medeniyetinden evvel Girit medeniyeti bulun duğu, bu medeniyetin Anadolu’dan ve Türklerden intikal ettiği ve Türk medeniyetinin Yunan medeniyetinden mukaddem bulunduğu tarihi tetkikat ile sabit olmaktadır.”

Dönemin tanıklarından Tarihçi ve Sosyolog Afet İnan’ın, Atatürk’ün Yalova’da gerçekleştirdiği tarih ve dil çalışmalarına dair verdiği ayrıntılı bilgi dikkat çekicidir: “Atatürk 1930 yılının yaz aylarını Yalovada geçirmekte idi. Yalova kaplıcalarındaki çalışma odasına tarihe ait birçok kitap götürülmüştü. Geceleri etrafında toplanan siyasî şahıslardan gayri tarihçilerin ve ediplerin iştirakiyle çeşitli mevzular konuşuluyor, yazılar okunuyor ve münakaşalar yapılıyordu. Bu sırada Paris Sefirimiz bulunan Atatürk’ün eski ve samimi arkadaşı Fethi Bey (Okyar) izinli olarak Türkiye’ye gelmiş, Yalova’da Atatürk’ün misafiri olarak bulunuyordu. Gündüz yemeklerinde veya gezintilerde Fethi Bey İngiltere Parlamentosundan bahseder ve oradaki siyasî partilerden söz açarak o zamanki hükümetimizin bilhassa İktisadî politikasından ve demiryollarının bir nesle fazla külfet verdiğinden bahsederdi. Cumhurbaşkanı Gazi M. Kemal, bu tenkitleri sükûnetle dinler, bazılarına cevap verirse de daha çok Fethi Beyi konuşturma yolunu tercih ederdi… 1930 yılının ağustos ayında «Serbest Cumhuriyet Fırkası», cumhuriyetçi, milliyetçi, laik ve iktisadî sistem olarak liberal prensiplerini kabul ederek kurulmuştu. Böylece Yalova'da siyasî faaliyet en heyecanlı devrelerini geçiriyordu. Fakat bu arada da Atatürk tarih çalışmalarını ihmal etmiyordu.”

Devamı: Aktüel Arkeoloji Dergisi 102. Sayı “Kıvılcım Olarak Gidenler Ateş Olarak Döndüler”

EN ÇOK OKUNANLAR

Tarlada Yürüyüş Yapan Kadın 2150 Gümüş Sikke Buldu

Prag'ın güneydoğusundaki Kutnohorsk kentinde tarlada yürüyüş yapan bir kadın, çiftçilik faaliyetleri sırasında yüzeye çıkan birkaç gümüş sikkeye rastladı. Çek Cumhuriyeti'nde şimdiye kadar bulunan en büyük erken ortaçağ sikke istifini açığa çıkardığının farkında değildi.

SON İÇERİKLER