Malazgirt’te Savaş Alanı Arkeolojisi

Savaş Alanı Arkeolojisi Nedir? Arkeolojinin alt disiplinlerinden biri olan savaş alanı arkeolojisi, 30 yıllık geçmişi ile oldukça genç bir araştırma alanıdır. Bu alan ile ilgili ilk çalışmalar 1980’li yıllarda İngiltere’de başlamış, 2000’li yıllara gelindiğin de ise dünyanın farklı noktalarındaki araştırmacılar tarafından söz konusu alan ile ilgili birçok proje gerçekleştirilmiştir.

Malazgirt Ovası'nda yüzey araştırmaları

İlk projelerde, İngiltere’deki iç savaşlar, I.-II. Dünya Savaşı gibi günümüze görece daha yakın tarihlerdeki savaşları incelense de kısa bir süre içinde Orta Çağ ve Antik Çağ savaşları üzerine de çalışmalar yapılmış - tır. Bu alanın öncülerinden olan Douglas Scott’ın yanı sıra Tim Sutherland, Simon James, Tony Pollard ve Neil Oliver gibi önemli araştırmacılar savaş alanı arkeolojisi ile ilgili projeler yürütmüş eserler vermişlerdir. Ülkemizde ise Prof. Dr. Reyhan Körpe ve Prof. Dr. Adnan Çevik gibi önemli akademisyenler çalışmaları ve projeleri ile alana katkı sunmaya devam etmektedirler. Bu disiplin ile ilgili Avrupa’da Glasgow Üniversitesi başta olmak üzere farklı enstitülerde lisansüstü düzeyinde dersler verilmekte ve uzmanlar bilim dünyasına kazandırılmaktadır. Savaşın kelime anlamına bakıldığında, iki veya daha fazla grubun yaşadığı çatışma ardından, bu grupların fiziki olarak mücadele etmesi ve bunun sonucunda gerçekleşen organize kavgaların bütünüdür. Savaş alanı arkeolojisi, bu kavganın izleri, etkileri, kanıtları ve çatışmaların yaşandığı yerlere odaklanmış bir disiplindir. Henüz gelişmekte olan bu disiplinin çerçeveleri ile ilgili farklı düşünceler vardır. Bazı araştırmacılar bu disiplinin sadece savaş alanına ve çatışmalara odaklanması gerektiğini düşünse de yapılan yeni çalışmalarda savaşın bütün yönleri ele alınmaya çalışmaktadır. Söz konusu disiplin, savaşlardaki ordu sayıları, askeri teknolojiler, savunma mimarileri, taktikler, kamp-eğitim-çatışma alanları ve savaşı etkileyen tüm dış faktörler ile ilgilenir. Savaşı bütün yönleri ile ortaya koymak için multidisiplinel çalıştırmalar gerçekleştirmek bu alanın olmazsa olmazları arasındadır. Bundan dolayı arkeoloji, tarih, sanat tarihi, coğrafya, antropoloji, jeoloji ve epigrafi gibi farklı alanlardan uzmanlar projelerede yer almaktadır. Bu alanın beslendiği temel yerler; tarihi metinler, askeri belge-fotoğraflar, sözlü tarih, yüzey araştırmaları, arkeolojik kazılar, sikkeler, mozaikler, kabartma ve duvar resimleridir.

Malazgirt Savaş Alanı Arkeolojisi: Disiplinler Arası Çalışma

Savaş alanının belirlenmesinde tüm faktörlerin doğru değerlendirilmesi oldukça önemlidir. Çünkü savaş alanları, arkeolojik sahalar içerisinde belirlenmesi en zor alanlardan biridir. Savaş bittiği andan itibaren savaşın izleri silinmeye başlar. Ölen askerlerin zırhları, eşya ve silahlar yeniden kullanılmak üzere toplanır, değerli mallar yağmalanır. Savaşın en önemli kanıtı olan ölüler ise hastalık yaymasın ya da kötü bir görüntü olmasın diye gömülür. Özellikle meydan muharebelerinde savaşların gerçekleştiği yerleri anlamak için metal yoğunlukları, mezarlar, hendekler veya siperler gibi izler aranmaktadır. Ayrıca bu projelerin çalışma sahaları geniş bir alanı kaplamakta ve alanın belirlenmesinde çok titiz bir çalışma ve biraz da şansa ihtiyaç duyulmaktadır.

Malazgirt kazıları

Malazgirt Savaş Alanı Tespiti Tarihi ve Arkeolojik Yüzey Araştırması Projesi

Kapı metaforu ile anılan Malazgirt Savaşı'ndan sonra Anadolu Türk yurdu haline gelmiş, batı dünyasının uç kutupları yakınlaşarak Haçlı Seferleri için ön koşullar hazırlanmaya başlamış, Doğu Roma, imparatorunu ve Anadolu’nun doğusundaki askeri ve politik duruşunu Malazgirt Ovası'nda bırakarak önemli bir yara almıştır. Dönemin iki büyük gücünü karşı karşıya getiren, sonuçları itibari ile bölgenin siyasi dengelerini değiştiren Malazgirt Savaşı gibi önemli bir olay ile ilgili ne yazık ki daha önce yapılan saha çalışmaları eksik kalmış, savaş ile ilgili bilenenler tarihi metinlerin bize aktardığından öteye gidememiştir. Bu yüzden savaşın nerede gerçekleştiğinin belirlenmesi, savaş ile ilgili maddi kanıtları ele geçirilmesi ve savaşa ait ölülerin bulunması için Prof. Dr. Adnan Çevik 2019 yılında Turizm Kültür Bakanlığına Kazılar Daire Başkanlığına “Malazgirt Savaş Alanı Tespiti Tarihi ve Arkeolojik Yüzey Araştırması” isimli proje ile başvuruda bulunmuştur. Bakanlığın izni ile Ahlat Müzesi başkanlığında Prof. Dr. Adnan Çevik’in bilimsel danışmanlığında 2020 yılında saha çalışmaları başlamıştır. Prof. Dr. Adnan Çevik, proje başlamadan, yapılacak çalışmaları planlarken proje ekibinde olacak isimler de şekillenmeye başlamıştır. Ekip savaştaki çatışma noktalarının ve büyük muharebenin yerini belirlemek için 153 kilometrekare kare gibi geniş bir coğrafyada taramalar yapacak ve savaş ile ilgili sis perdesinde kalmış noktaların aydınlatılmasını sağlayacaktır. Ayrıca savaş alanı arkeolojisi içinde bir metodoloji oluşturma çabası içinde olan proje ekibi, bu alan ile ilgili dünyada hangi metotlar uygulanıyorsa, Malazgirt Ovası'nda da bu yöntem ve teknolojiler deneyecektir. Bu çerçevede proje ekibini tarih, arkeoloji, sanat tarihi, coğrafya, jeoloji, antropoloji ve epigrafi gibi farklı disiplinlerden uzmanlar oluşturmuştur. İlk aşamada saha çalışmaları yapması için arkeologlardan oluşan ekibin başına bölgede yıllarca kazılar yapmış, arkeoloji ve eskiçağ tarihinden Doç Dr. Haluk Sağlamtimur, Prof. Dr. Kemallettin Köroğlu, Malazgirt ve çevresindeki Türk İslam Dönemini aydınlatabilmek için sanat tarihinden Prof. Dr. Kadir Pektaş, Prof. Dr. Ahmet Çaycı, bölgenin coğrafyasını okuyabilmek için Dr. İskender Dölek, Prof. Dr. Mehmet Akif Ceylan, jeolojik çalışmalar için Prof. Dr. Yusuf Kağan Kadıoğlu, Prof. Dr. Sema Kadıoğlu, antropolojik çalışmalar için Doç Dr. Ali Metin Büyükkarakaya, epigrafik ve nümizmatik çalışmalar için Prof. Dr. Sadi Kucur, Ali Minyat ve tarih alanında Prof. Dr. Mustafa Alican ve Prof. Dr. Tülay Metin, Doç Dr. Murat Keçiş, Dr. Süha Konuk ve savaş alanı arkeolojisi projelerinde deneyimli Prof. Dr. Reyhan Körpe gibi önemli isimler proje ekibine dahil edilmiştir.

Çivi Düzü kazıları

Malazgirt Savaş Alanı Tespiti Tarihi ve Arkeolojik Yüzey Araştırması Projesi, için 12 üniversiteden 41 akademisyeni içinde barındıran bir ekip oluşturulup, bu kalabalık grup uzmanlıklarına göre daha küçük ekiplere ayrılmıştır. Her ekip kendi disiplinlerindeki metodoloji ile çalışıp, diğer ekipleri besleyecek şekilde veriler üretmiştir. İlk olarak tarihçilerden oluşan ekip Malazgirt Savaşı ile ilgili geniş bir literatür taramasını ve gerekli çevirileri yaparak, kaynaklarda savaşın geçtiği coğrafya ve savaşın aşamaları ile ilgili detayları saha çalışmaları için hazır hale getirmiştir. Ayrıca yüzey araştırması yapacak ekiplerin nasıl bir coğrafyada neleri aramaları gerektiğini bilmeleri için dönemin savaş aletleri, sikkeleri, seramikleri ile ilgili kataloglar oluşturmuşlardır. Bunun yanı sıra söz konusu ekip Malazgirt’in tarihi kimliğini ortaya çıkarabilmek için mimari kalıntılar (han, köprü gibi), mezar taşları ve kitabeler üzerine çalışmalar gerçekleştirmişlerdir. İkinci ekip Malazgirt Kalesi, surlar, kapılar, burçlar ve kalenin yapım evreleri ile ilgili çalışmalar gerçekleştirmiş ve projenin ilk çıktılarından biri olan Malazgirt Kalesi ve suralarının planını çıkarmışlardır. Arkeologlardan oluşan bir diğer ekip Malazgirt Ovası'nda yüzey araştırmaları yaparak, olası kamp yerleri, çatışma alanları, hendekler, mezarlar ve büyük muharebenin yapıldığı alan ile ilgili izleri bulmaya çalışmışlardır.

Ziyaret Tepe kazıları

Coğrafya ve jeoloji alanında oluşturulan ekip ise Malazgirt Ovası'nın coğrafi olarak bütün yönlerini ortaya koymaya çalışırken, savaş anlatılarında geçen su kaynakları, yüksek noktalar ve topografyanın yapısı ile ilgili çalışmalar gerçekleştirmiş ve uzaktan algılama teknolojileri ile ovanın haritalandırma çalışmalarını yapmışlardır. Yüzey araştırmalarında belirlenen Ziyaret Tepe’de mezarlık alanında, Çividüzü ve Üçtepe mevkiindeki eski yol hatlarında arkeolog ve antropologlar eşliğinde kazılarını gerçekleştirilmiştir. Proje kapsamında yapılan Ziyaret Tepe kazılarında bulunan mezarlar üzerinde antropolojik çalışmalar gerçekleştirilmiş, Karbon-14 testleri yapılmıştır. Eski Ahlat ve Eski Patnos yol güzergahındaki Çividüzü ve Üçtepe mevki kazılarında çok sayıda metal obje bulunmuştur. Özellikle yol ile ilgili olan nal parçası ve nal çivisi gibi metallerin yanı sıra farklı dönemlere ait ok ucu ve mızrak uçları da ele geçen eserler arasındadır.

Üçtepe ve Çividüzü (Eski Ahlat ve Patnos Yolu) farklı dönemlere ait ok uçları

Üçtepe mevkii kazıları

Dijital işlerden sorumlu bir ekip tarafında Malazgirt kale ve surları üç boyutlu ortamda ayağa kaldırmış ve askerlerin ovada kapladığı alanın ölçülebilmesi için orduların boyutları ile ilgili hacim hesabı yapılmıştır. Harita Genel Müdürlüğünden alınan tarihi ortofotolar ve hava fotoğraflarından, ova yüzeyindeki olası anomoliler testip edilmeye çalışılmıştır. Bu işler için ekipler eş zamanlı olarak, birbirleri ile koordineli bir şekilde çalışmışlardır. Türkiye’nin en önemli savaş alanı arkeolojisi projelerinden biri olan Malazgirt Savaş Alanı Tespiti Tarihi ve Arkeolojik Yüzey Araştırması Projesi henüz ikinci yılında iken Malazgirt’in 950. yılı için Türk Tarih Kurumu, Muş Alparslan Üniversitesi ve proje ekibi ile birlikte, Malazgirt'te “950. Yılında Malazgirt Zaferi” adlı uluslararası bir sempozyum düzenlenmiştir. Ayrıca Rusya ve İspanya gibi dünyanın farklı yerlerindeki savaş alanı arkeolojisi veya Bizans araştırmaları enstitülerinin düzenlediği sempozyum ve çalıştaylara proje ekibi davet edilmiştir. 2022 ve 2023 yılında iki önemli kitap ve çok sayıda makale ile yapılan çalışmalar bilim dünyasına duyurulacaktır. Şüphesiz bu başarı başta projenin bilimsel danışmanı olan Prof. Dr. Adnan Çevik ve ekibi olmak üzere, Ahlat Müzesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kazılar Daire Başkanlığı, projeye inanan ve destek veren Malazgirt Belediyesi, Malazgirt Kaymakamlığı ve proje ekibini bağrına basan ve projeyi sahiplenen Malazgirt halkınındır.

Tarihi Malazgirt kentinin üç boyutlu modeli

 

 

EN ÇOK OKUNANLAR

Tarlada Yürüyüş Yapan Kadın 2150 Gümüş Sikke Buldu

Prag'ın güneydoğusundaki Kutnohorsk kentinde tarlada yürüyüş yapan bir kadın, çiftçilik faaliyetleri sırasında yüzeye çıkan birkaç gümüş sikkeye rastladı. Çek Cumhuriyeti'nde şimdiye kadar bulunan en büyük erken ortaçağ sikke istifini açığa çıkardığının farkında değildi.

SON İÇERİKLER