Syedra Hristiyanlık Dönemi Dini Yapıları

Syedra’da günümüzde de devam eden kazı ve araştırma çalışmaları kentin Geç Antik Çağ’dan itibaren gelişen güçlü bir Hıristiyanlık Evresine de sahip olduğunu göstermektedir. Orta Çağ evresi olarak da tanımlayabileceğimiz bu döneme ait mimari yapılar ise MS 4/5. yüzyıl ile 12. yüzyıl aralığına tarihlenmektedir.

Syedra, Akropol Kilisesi, Büyük Kilise, Şapel

Kentte bu dönemin hemen başlarında, çoğunluğu savunma gereksinimlerine paralel olarak gerçekleşen bir takım mimari faaliyetler olduğu görülmektedir.  Bunların en önemlileri ise Akropol’de inşa edilen bir iç kale ve yukarı kenti çevreleyen sur duvarları olmuştur. Ayrıca Bazilika planlı Büyük Kilise’nin inşası da bu dönem içerisinde gerçekleşmiştir. Syedra MS 325 yılında gerçekleşen Nikeia (İznik) konsiline katılan kentler arasındadır. Kentin adı ayrıca Bizans Dönemi piskoposluk kayıtlarında Pamphylia metropolitliğine bağlı bir piskoposluk merkezi olarak anılmaktadır.   Bu makalede ele alınacak söz konusu dini yapıların bir kısmının araştırma ve kazı çalışmaları henüz sonuçlandırılmamıştır. Bu nedenle Syedra Antik Kentinin Hıristiyanlık Dönemine tanıklık eden bazı önemli dini yapıların mevcut özellikleriyle kısaca tanıtılması hedeflenmektedir.

Syedra’nın bilinen en erken Hıristiyanlık Dönemi yapısı literatürde Büyük Kilise olarak tanımlanmaktadır. Yapı yukarı şehrin merkezi olarak sayılan Sütunlu Cadde’ye adını veren Roma Dönemi portikosunun kuzeyinde yer almaktadır. Burada daha erken bir teras üzerinde yükselen yapı, kente hâkim bir şekilde seçilmiş konumuyla dikkat çekmektedir. Yapının plan özellikleri doğu batı doğrultuda uzanan dikdörtgen formlu tipik bir Erken Hıristiyanlık Dönemi Bazilikası olduğunu göstermektedir. Henüz giriş bölümüne dair kazı çalışmaları tamamlanmamış olan yapının batısında görülen kuzey-güney doğrultulu duvarlar göz önüne alındığında ise dar bir Narteks’e sahip olduğu anlaşılmaktadır. Kilisenin asıl ibadet bölümü olan Naos ise ortada yer alan geniş bir nef ve daha dar birer yan nef ile 3 galerili olarak planlanmıştır. Kilisenin doğu bölümünde ise orta neften dışarıya doğru çıkıntı yapan 6,30 metre çapındaki apsisi bulunmaktadır. Bu bölüm aynı zamanda düzgün kesilmiş dikdörtgen kireçtaşı bloklardan oluşan mimarisiyle dikkat çekmektedir.

Büyük Kilise

Yapının diğer bölümlerine oranla daha iyi korunmuş durumda olan apsisin duvar yüzeyinde ise sıva ve fresko kalıntıları olduğu görülmektedir. Apsisin kuzeyinde ise 5,50 x 6 metre ölçülerinde kare planlı Pastophorion odası bulunmaktadır. Kilisenin moloz taş mimariye sahip dış duvarları ise yer yer 3 metre yüksekliğe kadar korunmuş durumdadır. Bunlardan kuzey duvar hattında yapı içerisini aydınlatmaya dönük 3 adet pencere açıklığı bulunmaktadır. Yapı Syedra Antik Kentinin en erken Hıristiyanlık Dönemi kilisesi olmasının yanında aynı zamanda Pamphylia ve Kilikya Bölgeleri de göz önüne alındığında en erken kiliselerden biri olma özelliğine sahiptir. Günümüzde araştırma çalışmalarına halen devam edilen yapının önümüzdeki yıllarda kazılarının da tamamlanarak arkeoloji dünyasına kazandırılması hedeflenmektedir.

Kare planlı Pastophorion odası

Büyük Kilise’nin de üzerinde bulunduğu terasa inşa edilen diğer bir dini yapı, Bizans şapelidir. Sütunlu Cadde batı merdivenler ile kuzey terasın birleştiği noktaya inşa edilen yapı mimari plan özelikleri ile Orta Bizans Dönemi’ne tarihlenmektedir. Şapelde kazı çalışmaları 2019 yılında başlamış ve aynı yıl içerisinde tamamlanmıştır. Şapel daha önce burada bulunan tapınağın mimari blokları kullanılarak yapılmıştır. Şapelin girişinde tapınağın sella bölümüne duvarlar in-sütu olarak korunmuştur. Yaklaşık 11,50 x 5,50 metre boyutlarında bir alan kaplayan yapı tek nefli bir Naos ve Narteks bölümlerinden ibarettir. Yapının apsis yönelimi dönemin diğer yapılarında da olduğu gibi hafif güneydoğu hatta bakmaktadır…

Şapel

Devamı; Aktüel Arkeoloji Dergisi 90. Sayı “Herakles’in Kenti Syedra”

EN ÇOK OKUNANLAR

Tarlada Yürüyüş Yapan Kadın 2150 Gümüş Sikke Buldu

Prag'ın güneydoğusundaki Kutnohorsk kentinde tarlada yürüyüş yapan bir kadın, çiftçilik faaliyetleri sırasında yüzeye çıkan birkaç gümüş sikkeye rastladı. Çek Cumhuriyeti'nde şimdiye kadar bulunan en büyük erken ortaçağ sikke istifini açığa çıkardığının farkında değildi.

SON İÇERİKLER