Üç Kültürün Buluştuğu Bölge Beydağları

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Akdeniz Üniversitesi adına sürdürülen Beydağları Yüzey Araştırmaları projesi ile Batı Antalya’yı çevreleyen Beydağları’nda Trebenna, Neapolis, Kelbessos, Typalia, Kitanaura ve Mnara gibi kent ölçekli yerleşimler ile birlikte köy ve irili ufaklı birçok çiftlik/işlik tespit edilerek arkeoloji dünyasına kazandırılmıştır.

Beydağları ©İsa KIZGUT

Söz konusu bölgede farklı karakterler gösteren yerleşimler nedeniyle, yerleşim arkeolojisi araştırmaları için zengin örnekler ele geçmiş, kentler ve çevresinde bulunan köy, çiftlik, garnizon gibi birimlerle ilişkileri belirlenmiştir. Özellikle Hellenistik, Roma ve Bizans dönemleri açısından var olan bilimsel sorunların çözümüne katkı sağlayacak verilere de ulaşılmıştır. Bölgenin Roma Dönemi sanat ve mimarlığının taşra boyutları konusuna ilişkin pek çok kalıntı tespit edilmiştir. Dağlık yerleşimlerde şehircilik konusunda önemli örnekler saptanmış ve şehircilik açısından incelenmiştir. Genellikle sarp topografyaya sahip yerleşimlerde temel başarının teraslama ve arazinin doğasına uygun planlamadan kaynaklandığı tespit edilmiştir. Özellikle Roma Dönemi dağlık alan/kırsal şehirciliğin yerel boyutu konusunda önemli yol alınmıştır.

Beydağları ©İsa KIZGUT

Flora ve fauna uzmanları gibi farklı disiplinlerden bilimciler ile birlikte geçmişin ve bugünün çok yönlü bilgileri derlenmiş, biyolojik çeşitlilik ve sürekliliği hakkında önemli tespitler yapılmıştır.

Kadrama kalesi.

Araştırma sonuçları, sahil şeridindeki önemli kentleri besleyen temel kaynakların dağlarda ve vadilerde bulunan küçük yerleşimlerde olduğunu göstermiştir. Kereste dışında bölgede bolca yetişen zeytin ve üzüm bitkisi ve ürünlerinin temel ekonomik girdi kalemleri olduğu anlaşılmıştır.

Kitanaura-Hamam.

Prehistorik mağaralar, Hellenistik Dönem Termessos egemenlik sınırları, Roma yerleşim yaygınlığı ve kırsaldaki karakteri, Bizans yerleşimleri, kilise ve manastırlarıyla bu bölgenin arkeolojik kimliği artık belirlenmiştir. Termessos, Trebenna, Attaleia ve Phaselis gibi kentlerin territorium sınırları ve bu yerleşimlerin birbirleriyle ilişkileri anlaşılmıştır.

Elde edilen verilerden, bölgenin yaşam kronolojisi, yerleşim yoğunluğu, yerleşim tipolojisi, şehirciliği, yol ağı, sanatı, mimarisi, dinsel inançları, ölü gömme mimarisi ve gelenekleri, sosyal yapısı, ekonomik yapısı ve kültürel/politik ilişkilerine değin pek çok bilimsel sonuç çıkarılmıştır.

Kitanaura-Anıt mezar.

Patara Miliarium Lyciae’de (Yol Kılavuz Anıtı) anılan yolların bu bölgedeki bazı somut karşılıkları tespit edilmiş ve doğru lokalizasyonları yapılmıştır.

Taşra yerleşimleri ve kırsal birimlerin çokluğu nedeniyle halk kesimlerinin sanatı, yaşamı ve geçimine ilişkin pek çok yeni veri elde edilmiştir. Lahit korpuslarında neredeyse hiç yer almayan yüzlerce yeni lahit üzerinde bölgedeki yaşam ve inançlardan iz veren yazı ve kabartmalarda bölge halkının kırsal yaşam resmi çıkarılmıştır. Günlük yaşam sahneleri içeren Roma Dönemi lahitleri olarak Likya’nın diğer bölgelerinde bulunmayan bir şans yaratır. Bu sahnelerde çiftçilik, öküzle çekilen saban, demircilik, ev hayvanları, dağ keçisi, geyik, ayı avı sahneleri, yaban hayvanları mücadeleleri yaygın bulunmaktadır.

Agoranomos Zabıta Binası.

Belen Garnizonu gibi örneklerle, Roma Döneminde kırsalda güvenlik konusuna yeni açıklamalar getirilmiştir. Hellenistik Dönemden çok örnekle bilinen kule-çiftliklerin benzeri yapıların bulunduğu çiftlikler ve bölgenin gözetilip korunmasına yönelik yapılmış garnizon ve gözetleme kulesi benzeri yapılarla bu bölgede yoğun yaşanan dağ eşkıyası gibi sorunlara çözüm bulunduğu anlaşılmıştır. Çiftlik ve köy sahiplerinin özel güçleri yanında, bağlı olunan ana kent merkezindeki mobil jandarma kuvvetleri aracılığıyla da kırsalda güvenlik sağlanmaktaydı. Daha önce bazı yazıtlar aracılığıyla da bilinen bu sorun şimdi de savunma mimarisini yansıtan yapılar ve yerleşim ilişki ve bağlarıyla da belirlenmiştir.

Kutsal alan.

Arkeolojide az bilinen konut mimarlığı ve bölgenin rustik konutları hakkında çok özel ve oldukça iyi korunmuş örnekler tespit edilmiştir. Birarada, sık bağlantılı konut birliklerinden oluşan güvenli köyler ve birkaç odanın avlu etrafında yer almasıyla biçimlenmiş olan kırsal konutların sarnıç ve işlikler içererek aynı zamanda üretim ve ürüne yönelik fonksiyonları karşılayan yapılar olarak organize edildikleri anlaşılmıştır.

İdebessos U Mezar.

Bölgenin zengin nekropollerinde her tipten mezarlar bulunduğu gibi, dönemlerinin sosyal dokusunu ve statüler arası ilişkilerini yansıtan mezarlık organizasyonları da saptanmıştır. Mezarların çoğunluğunu lahitler oluşturur. Bunun yanında oda mezarlar ve kaya mezarları da çok sayıdadır. Mezarların büyük çoğunluğu Roma Dönemine aittir. Lahitler genellikle Pisidia geleneğini yansıtan bezemelerle süslüdür. Üç kata kadar örnekleri bulunan anıtsal örme mezarların tamamı Roma Dönemindendir.

Lahit mezar.

Bu önemli bilimsel sonuçlara ulaştığımız Beydağları yerleşimleri ekip üyelerimizle gerçekleştirdiğimiz yayınlarla tanıtılmaya devam etmektedir.

Kaynak: Aktüel Arkeoloji Dergisi “Likya Işık Ülkesi”

EN ÇOK OKUNANLAR

Tarlada Yürüyüş Yapan Kadın 2150 Gümüş Sikke Buldu

Prag'ın güneydoğusundaki Kutnohorsk kentinde tarlada yürüyüş yapan bir kadın, çiftçilik faaliyetleri sırasında yüzeye çıkan birkaç gümüş sikkeye rastladı. Çek Cumhuriyeti'nde şimdiye kadar bulunan en büyük erken ortaçağ sikke istifini açığa çıkardığının farkında değildi.

Köpeğini Gezdiren Çocuk Roma Dönemine Ait Altın Bilezik Buldu

11 yaşındaki bir çocuk, İngiltere'nin Batı Sussex bölgesindeki Pagham yakınlarındaki bir tarlada nadir bulunan altın bir Roma bileziği keşfetti. Romalı askerlere kahramanlıklarından dolayı verilen armilla tipi süslü bir bilezik olan ve MS.1. yüzyıla tarihlenen bilezik, 300 yıldan daha eski bir altın obje olarak, bir adli tıp soruşturmasında resmi olarak hazine ilan edildi.

SON İÇERİKLER