Deprem

Depremin Yıkıcı Geçmişi

06.02.2023 tarihinde meydana gelen ve on bir vilayeti etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremde bir kez daha doğanın yıkıcı gücüyle karşılaştık. Tarihimiz boyunca yaşanan depremlerin Anadolu insanı üzerinde büyük etkileri oldu. Ne yazık ki yitip giden binlerce hayat gibi önemli kültür varlıkları da bu depremin yıkıcılığından nasibini aldı.

Geçmişin hafızası olan tarihi eserlerimizin korunmasına yönelik çalışmalar depremin ilk saatlerinden itibaren başlamıştır. Bu bağlamda Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün Afet Acil Durum Eylem Planı devreye girmiş ve hasar tespit çalışmaları yürütülmüştür. Öncelik deprem bölgesinde yer alan müzelere verilmiş olup, özellikle eserlerin korunmasına yönelik çalışmalar yapılmıştır. Müzelerimize ivedilikle takviye personel gönderilmiş ve ilk yapılan gözlemler kamuoyuna duyurulmuştur.

Ülkemizin güney ucunda yer alan Antakya, tarihi boyunca şiddetli depremler yaşamıştır. Bölgede meydana gelen depremlere ilişkin en erken yazılı kaynak olan Assur çivi yazılı tablette, Ninive’de MÖ 1274-1234 yıllarına tarihlenen depremin 21 Eylül günü meydana geldiği kentin büyük bir kısmının yerle bir olduğu ve tapınakların yıkıldığı anlatılır. Kurucusu olan Seleukos’un babasının adını taşıyan kadim kent Antakya’nın depremlerle bitmeyen mücadelesi, kentin her yıkımdan sonra yeniden kurulduğunu ve kuruluşundan günümüze kadar devam eden çok katmanlı bir kent olduğunu göstermektedir.

Güneyde Sina Yarımadası’ndan başlayan ve Kahramanmaraş’a kadar uzanan Ölü Deniz Fayı ile devamındaki Doğu Anadolu ve Kuzey Anadolu fayları, sismolojik açıdan oldukça aktif bir coğrafyada yaşadığımızın en önemli kanıtları. Batıdaki Afrika levhası ile doğudaki Arap levhasının hareketleri ile oluşan Ölü Deniz Fayı, kuzeyde Doğu Anadolu Fayı’nı tetikliyor. Arap levhası Anadolu levhası üzerine büyük bir baskı uyguluyor ve yüzlerce yıl sonra açığa çıkan ani enerji boşalmaları ise hayatlarımızı temelden sarsıyor… Depremin merkezi olan Kahramanmaraş, Levant Koridoru’nun kuzey ucunda yer alıyor. Yukarı Dicle Havzası’nda yürütülen arkeolojik kazılarda, Neolitik Dönemden Demir Çağına kadar açığa çıkarılan yerleşimlerdeki yapılarda depremlerin yıkıcı etkisi açıkça görülebilmektedir. Anadolu’nun tarihsel gelişimi için önemli bir stratigrafi sunan, Kütahya ilinde yer alan Seyitömer Höyük’de uzun yıllar devam eden kazılarda, IV. Tabakası olan Orta Tunç Çağı yerleşiminde deprem felaketine ait izler tespit edilmiştir.

Ülke olarak, büyük kayıplar verdiğimiz deprem felaketinin yası içindeyiz. Yaşamını yitiren yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır, yaralılara acil şifalar diliyoruz.

Necdet AKGÖZ

EN ÇOK OKUNANLAR

Tarlada Yürüyüş Yapan Kadın 2150 Gümüş Sikke Buldu

Prag'ın güneydoğusundaki Kutnohorsk kentinde tarlada yürüyüş yapan bir kadın, çiftçilik faaliyetleri sırasında yüzeye çıkan birkaç gümüş sikkeye rastladı. Çek Cumhuriyeti'nde şimdiye kadar bulunan en büyük erken ortaçağ sikke istifini açığa çıkardığının farkında değildi.

Köpeğini Gezdiren Çocuk Roma Dönemine Ait Altın Bilezik Buldu

11 yaşındaki bir çocuk, İngiltere'nin Batı Sussex bölgesindeki Pagham yakınlarındaki bir tarlada nadir bulunan altın bir Roma bileziği keşfetti. Romalı askerlere kahramanlıklarından dolayı verilen armilla tipi süslü bir bilezik olan ve MS.1. yüzyıla tarihlenen bilezik, 300 yıldan daha eski bir altın obje olarak, bir adli tıp soruşturmasında resmi olarak hazine ilan edildi.

SON İÇERİKLER