Tarihte Akıl Hastalıkları

Ruhsal hastalıklar konusundaki en eski kanıtlar Eski Mezopotamya uygarlıklarına dayanmaktadır. Kil tabletlerdeki çivi yazılı metinlerde ruhsal rahatsızlıkların sebebi tanrı, iblis, ruh ve büyü gibi doğaüstü güçlerle ilişkilendirilmiştir.

İnsanların tanrılara karşı yaptıkları bir hata sonucu cezalandırıldığı ve başlarına her türlü hastalık ile felaketin geldiğine inanılmaktaydı. Öfkelenen tanrılar kişinin zihnini etkilemekte, bunun sonucunda delilik, bipolar bozukluk, paranoya, bilinç bozukluğu, anti sosyal davranış,  anksiyete, depresyon, diş gıcırdatma gibi pek çok rahatsızlık oluşmaktaydı.

İnsanların üzerindeki lanet, kötülük ya da büyüden arınmanın yolu ise kendilerine musallat olan iblisten kurtulmaktı. Bunun için hazırlanan muskalar farklı şekillerle süslenip ilahiler eşliğinde ritüeller gerçekleştirilmekteydi. Üzerinde büyü olduğuna inanan şahıs rahatsızlığını, her şeyi bilen, gören, adaletin savunucusu Tanrı Šamaš’a anlatmakta ve ondan yardım talep etmektedir.

MÖ 2. binyılda Anadolu’da hüküm sürmüş çoktanrılı bir inanca sahip olan Hititlerde hastalık sebepleri tanrılara mal edilmiştir. Hitit yazılı kaynaklarına göre tanrıları ihmal etmek, onları öfkelendirmek, kara büyü, dini ve bedeni kirlilik gibi öğeler kişinin hastalanmasına sebep olabilmekteydi. Hitit metinlerinde akıl hastalığına karşılık gelen bir kelime bulunmamasına rağmen bireylerin psikolojik rahatsızlıklar yaşadıkları anlaşılmaktadır.

Antik Yunan filozofu Platon'un temel psikolojik ve psikiyatrik terimi "psyche"dir (psuche). Genellikle "ruh" olarak çevrilir ve Platon'da kullanıldığı şekliyle aynı zamanda İngilizce "(can") teriminin çeşitli yönlerini de ifade eder; örneğin insanın ölümsüz kısmı, insanın bir tür "ruhsal" özü. Ancak Platon'da "akıl" ile "ruh" arasında keskin bir ayrım yapma girişimi anlamsızdır ve aslında "zihinsel" olanın da ölümsüz olması Platon için çok önemlidir. Psyche, Homeros'ta çok kullanılan eski bir terimdir.

Antik Yunan mitolojisinde ruhsal bunalım ile gerçekleşen intihar eğilimi karşımıza çıkmaktadır. Genel olarak intihar, toplumsal baskının bir sonucu idi. Kişinin, onurunu korumak için yahut toplumun bütününün ya da belli bir bölümünün iyiliğini gözeterek kendini öldürmesi, onurlu bir davranış olarak kabul edilirdi. Öte yandan intiharı sert bir dille kınayanlar da vardı. Bu mitlerde, kadınları intihara sürükleyen sebepler kısmen erkeklerinkinden farklıdır. Bunlar olanaksız yahut karşılıksız aşk, bir yakının (en çok da erkek) ölümü ile utanç ve aşağılanma korkusudur.

Tarih boyunca görülen mental bozukluklar farklı şekillerde tedavi edilmeye çalışılmıştır. Osmanlı döneminde insanlarda görülen ruhsal bozukluklar ve deliliğin tedavisi için en temel müessese Toptaşı Bimarhane’si olmuştur. Delilerin tecrit ile tedavisinde bütün imparatorluğa hizmet veren Toptaşı bu özelliğini Cumhuriyet döneminde Bakırköy'ün açılışına kadar sürdürmüştür.

İyi okumalar…

Necdet AKGÖZ

EN ÇOK OKUNANLAR

Tarlada Yürüyüş Yapan Kadın 2150 Gümüş Sikke Buldu

Prag'ın güneydoğusundaki Kutnohorsk kentinde tarlada yürüyüş yapan bir kadın, çiftçilik faaliyetleri sırasında yüzeye çıkan birkaç gümüş sikkeye rastladı. Çek Cumhuriyeti'nde şimdiye kadar bulunan en büyük erken ortaçağ sikke istifini açığa çıkardığının farkında değildi.

SON İÇERİKLER