Urfa'nın Kaçırılan Mozaikleri : EDESSA

Bugünkü Şanlıurfa’nın Hellenistik Dönem’de Seleukos yönetimi sırasında aldığı ve uzun süre kullandığı isim olan Edessa, Geç Roma döneminde bağımsız bir krallıktır. Edessa’da Krallık Dönemi hanedanlığı, şehrin kendi özgünlüğü içinde bir yaşayış tarzının önünü açar. Bu yöresellik sanatta da kendini gösterir. Özellikle mozaik sanatı da bu çerçevede Edessa’da farklı bir şekilde, özgün bir anlayışla ortaya konur. Edessa mozaikleri dönemin teknik özellikleriyle birlikte şehrin mozaik ustaları tarafından yerel bir dille yorumlanmıştır. Edessa şehrine özgü, Estrangelo Süryanice denen Aramice’nin farklı bir diyalekti ile yazılmış yazıt örneklerinin de yer aldığı mozaikler, yerel kültür öğelerinin ve aile ilişkilerinin anlatıldığı eserler olarak bir başka benzerleri yoktur.

EDESSA MOZAİKLERİNİN HİKÂYESİ

1950’li yıllarda J. B. Segal’in Edessa mozaiklerini keşfetmesi ve bulduğu örnekler üzerindeki yazıtları çözerek yayımlamasından sonra, Şanlıurfa’nın mezarları adeta talan edilmeye başlar. Hızla yağmalanan mezarların en nadide eserleri olan mozaikler hırsızlar tarafından göz göre göre sökülerek koleksiyonerlere satılmak üzere parça parça yurtdışına çıkarılır. İşte bu çalınma öykülerinden birinde hırsızlar tarafından parçalara bölünerek sandıklara koyulan mozaikler İstanbul’da yakalanır ve Aya İrini’de saklanır. Burada toplam beş parça mozaiğin dört tanesi ikişerli olarak aynı bütünün parçalarıdır.

Ancak yukarıda bahsedilen yağmalanma sonucunda yurtdışındaki müzelerde ve ancak bir kısmını bilebildiğimiz örnekleriyle, yabancı koleksiyonerlerin elinde birçok Edessa mozaiği bulunmaktadır. Avustralya, Amerika Birleşik Devletleri, Fransa gibi ülkelerdeki müzelerinde Edessa mozaiklerine ait örnekler görmek mümkündür. Yurtdışındaki örnekler içerisinde en dikkat çekeni bugün Dallas müzesinde sergilenen Orpheus Mozaiğidir. Bu mozaiğin yurtdışına kaçırılma tarihine baktığımızda, günümüze oldukça yakın bir zamanda gerçekleştiği görülür. Şanlıurfa’nın Kalkan Mahallesinde tespit edilen bu mozaik çok kısa bir süre içinde sökülerek yurtdışına çıkarılmıştır. Dallas Müzesindeki Orpheus Mozaiği, şehirde ele geçmiş ikinci Orpheus mozaiği olmasının yanı sıra, üzerindeki sanatçı imzasıyla ayrıca önemlidir. Üzerindeki yazıtlarda yer alan tarihine göre de tarihi kesin en erken Edessa Mozaiğidir (MS 194). Sonuç itibarı ile yurtdışındaki koleksiyonerlerin elinde bulunan örneklerde hesaba katıldığında “Edessa Mozaik Müzesi” olarak düşünülebilecek bir alanı dolduracak kadar Edessa mozaiği etrafa dağılmış durumdadır diyebiliriz. Dallas Müzesi resmi internet sitesine girildiğinde Edessa Mozaiği görülebilir.

Bu nedenle, Aktüel Arkeoloji Dergisi olarak, Edessa mozaikleri gibi yurtdışına kaçırılmış birçok eserle ilgili kamuoyunda farkındalık yaratmak ve kültürel miras bilincinin oluşmasına katkı sağlayarak var olan mirasımızı korumak amacıyla böyle bir kampanya başlatmayı uygun gördük.

Dergimizin internet sitesine girerek Dallas Müzesine gönderilmek üzere hazırlanmış bir dilekçeyi kopyalayıp müzenin yöneticilerine gönderebilirsiniz. Bu şekilde Anadolu’dan izinsiz çalınarak götürülen eserlerin gerçek topraklarına dönmesi sağlanabilir.

EDESSA MOZAİKLERİNİN TARİHSEL ÖNEMİ

Bugünkü Şanlıurfa’nın Hellenistik Dönem’de Seleukos yönetimi sırasında aldığı ve uzun süre kullandığı isim olan Edessa, Geç Roma döneminde bağımsız bir krallıktır. Edessa’da Krallık Dönemi hanedanlığı, şehrin kendi özgünlüğü içinde bir yaşayış tarzının önünü açar. Bu yöresellik sanatta da kendini gösterir. Özellikle mozaik sanatı da bu çerçevede Edessa’da farklı bir şekilde, özgün bir anlayışla ortaya konur. Edessa mozaikleri dönemin teknik özellikleriyle birlikte şehrin mozaik ustaları tarafından yerel bir dille yorumlanmıştır. Edessa şehrine özgü, Estrangelo Süryanice denen Aramice’nin farklı bir diyalekti ile yazılmış yazıt örneklerinin de yer aldığı mozaikler, yerel kültür öğelerinin ve aile ilişkilerinin anlatıldığı eserler olarak bir başka benzerleri yoktur.

Hemen hemen hepsi mezarlarda ele gecen bu mozaikler, şehrin kuzey, batı ve güneyinde yer alan nekropol alanlarında yer alır. Bugün Edessa’nın mezarlık alanları büyük oranda evlerin altında kalmış olmasına rağmen yer yer bu mezarlara ait örnekleri görmek mümkündür. Mezarlar doğal kayalara oyularak oluşturulmuştur. İçlerinde arkosolium denen nişlere ölüler konmakta ve zemin mozaik ile kaplanmaktadır. Bu yıl içinde Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Urfa’da Edessa Mozaik Müzesi açılması planlanmaktadır.

EN ÇOK OKUNANLAR

Macaristan’da Zırhı, Silahları ve Atı İle Gömülmüş Avar Savaşçısı Bulundu

Déri Müzesi'nden arkeologlar, Macaristan'ın kuzeydoğusunda, Ebes yakınlarındaki bir Erken Avar mezarında eksiksiz bir lamel zırh seti ortaya çıkardılar. Bu eser 7. yüzyılın ilk yarısına tarihlenmektedir ve şimdiye kadar büyük ölçüde sağlam ve orijinal konumunda keşfedilen ikinci Panoniyen Avar lamel zırhıdır. İlki 2017 yılında Ebes'in sadece 16 kilometre güneyindeki Derecske'de bulunmuştu.

Türk Topraklarında 3400 Yıllık Piramit Bulundu

Bu yılın başlarında bilim insanları Kazakistan'da 4 bin yıllık sofistike bir bozkır piramidinin keşfedildiğini bildirmişti. Arkeologlar şimdi de Karaganda bölgesinin Shet ilçesine bağlı Taldy köyünün 13 km doğusunda, Taldy-Nura Nehri'nin yanındaki bir tepede başka bir piramit buldular.

SON İÇERİKLER