Yeni Bir Paylaşım Platformu ile Merhaba…

Sadece salt bir arkeoloji değil, arkeolojiyi bir yol olarak kullanarak, farklı anlatımlar ve diller kullanmalıyız. ARKEOLOJİYİ daha fazla toplumcu, daha fazla açık bir bilim haline getirmeliyiz. Bunu yapamazsak, bu coğrafyayı koruma şansımızın da olmadığını görebiliyoruz. Bu nedenle açık davetimizi buradan paylaşmak istiyoruz. Açık arşiv, açık bilim ve açık bir arkeoloji ile sesimizi daha fazla duyurmaya davet ediyoruz. 

Bu yeni platform, dijital uygarlığın bizi taşıdığı yeni sürecin bir parçası. Uygarlık  sürekli değişiyor ve biz de ona ayak uydurmaya çalışıyoruz. Dergi yayıncılığının belki en son ve en genç kuşağıyız. 2007 yılında ilk sayımız çıktığında ne sosyal medya ne de internet yayıncılığı bu kadar yaygın değildi. Harıl harıl çalışan matbaalarda, özel kağıtlar bulup en iyi baskıları yakalamaya çalışıyorduk. Çok değil 13 yıl geçti ve birçok yayın farklı nedenlerle de olsa dijital yayıncılığa geçmeye başladı. Biz hala basılı yayında kalmaya devam etsek de çağın getirdiği yeni koşullar, bireyler ve toplumların üretim ve tüketim ilişkilerine bağlı olarak davranış ve yaşam şeklini de zorunlu olarak değiştiriyor olmasından dolayı dijital içeriğimizi güçlendirmeye karar verdik. Artık evlere gazete ve dergi yerine internetten indirilmiş PDF’ler giriyor ya da online içerikler takip ediliyor. Bu durum henüz genelleşmemiş olsa da bir değişimin ve bu mecburi sürecin içinde olduğumuzu gösteriyor. Değişim bir kere başlamış ise onun karşısında durmak imkansız! 

“Peki ne yapmalıyız?” Daha fazla sorumluluk alan yeni bir platformun, bilim, bilim insanı, toplum ve bilgi arasında dengeli bir ilişki kurabilecek bir alan oluşturmasını amaç edinmeliyiz. Çünkü arkeoloji, medyanın en popülist  bilim dallarından biri olarak çok fazla manipülasyona uğrayabiliyor ve bu durum toplumun ilgisini fazlası ile çekerek geniş bir yayılım alanı bulabiliyor. Öyle ki her gün birbiri ile çelişkili onlarca arkeoloji içerikli haber ve yazı hızlıca sosyal medyanın tüketimine girip çıkıyor. Bundan uzak durarak, bilginin çoğalması, yorumlanması ve işlevlendirilmesi noktasında arkeolojiyi doğrudan bir amaç olarak değil, bilgiye ulaşmak için bir araç olarak kullanarak statükodan kurtarmayı deneyeceğiz. 

Arkeolojinin, Eskiçağ bilimlerinin dolayısı ile Anadolu uygarlıklarının ve insanlığın evrensel kültürel mirasının sesini, önemini ve geleceğini daha fazla anlatmanın, duyurmanın, eksiklerimizi gidermenin, sorunlarımızı ve beklentilerimizi toplum ve kamu ile paylaşmanın önemli olduğunu biliyoruz. Özellikle Türkiye gibi gelişme arzusu içinde olan ülkelerde en fazla yok sayılan, yok edilen, görmezden gelinen ve zarar gören geçmiş ve onun kalıntılarının olduğunu biliyoruz. Geçmiş gelecek gibi değildir. Gelecek aktif ve arzu edilendir, geçmiş ise pasif ve yok sayılmaya müsait olandır. 

Hem bunları anlatmak, hem toplumun ve devletin sorumlulukları noktasına dikkat çekmek, hem de daha fazla nasıl üretebiliriz noktasında birçok bilim insanına yazarlık davetinde bulunup, yeni bir dil ve ifade alanı oluşturmayı hedefledik. Bu süreç önemli çünkü kendimizi farklı şekillerde de olsa ifade etme alanı oluşturabilmeliyiz. Sadece salt bir arkeoloji değil, arkeolojiyi bir yol olarak kullanarak, farklı anlatımlar ve diller kullanmalıyız. ARKEOLOJİYİ daha fazla toplumcu, daha fazla açık bir bilim haline getirmeliyiz. Bunu yapamazsak, bu coğrafyayı koruma şansımızın da olmadığını görebiliyoruz. Bu nedenle açık davetimizi buradan paylaşmak istiyoruz. Açık arşiv, açık bilim ve açık bir arkeoloji ile sesimizi daha fazla duyurmaya davet ediyoruz. 

EN ÇOK OKUNANLAR

Köpeğini Gezdiren Çocuk Roma Dönemine Ait Altın Bilezik Buldu

11 yaşındaki bir çocuk, İngiltere'nin Batı Sussex bölgesindeki Pagham yakınlarındaki bir tarlada nadir bulunan altın bir Roma bileziği keşfetti. Romalı askerlere kahramanlıklarından dolayı verilen armilla tipi süslü bir bilezik olan ve MS.1. yüzyıla tarihlenen bilezik, 300 yıldan daha eski bir altın obje olarak, bir adli tıp soruşturmasında resmi olarak hazine ilan edildi.

SON İÇERİKLER