Yeni bir araştırmaya göre, üzerinde sarkıt büyüyen gizemli bir kafatası yaklaşık 300 bin yaşında ve ne insan ne de Neandertal.

Kafatası 1960 yılında kuzey Yunanistan'daki Petralona Mağarası'nın duvarına yapışık olarak bulundu. Araştırmacılar o zamandan beri insan soy ağacındaki konumunu tartışıyor ve yaşını belirlemekte zorlanıyorlardı — ta ki şimdiye kadar.

14 Ağustos'ta Journal of Human Evolution dergisinde çevrimiçi olarak yayınlanan yeni çalışmada, araştırmacılar kafatasından dışarı çıkan kalsit (mağaralarda sıklıkla bulunan bir kalsiyum karbonat minerali) tarihini belirleyerek, kafatasının en az 277 bin yıllık olduğunu tespit ettiler. Kafatasının kalsit birikmeye başlamadan önce mağarada ne kadar süre kaldığını tam olarak bilmiyorlar, ancak yeni tahmin, kafatasının yaşını 170 bin ila 700 bin yıl arasında tahmin eden önceki girişimleri daraltmaya yardımcı oluyor.

Bu bulgular, Petralona bireyinin Pleistosen dönemindeki Avrupa'da Neandertallerle birlikte yaşadığı, ancak genel olarak Homo heidelbergensis olarak adlandırılan farklı bir insan grubunun parçası olduğu yönündeki önceki önerileri desteklemektedir.

Petralona fosili, Homo sapiens ve Neandertallerden farklıdır, araştırmanın ortak yazarı ve Londra Doğa Tarihi Müzesi'nde paleoantropolog olan Chris Stringer, yaptığı açıklamada: “Yeni yaş tahmini, bu popülasyonun Avrupa'nın Orta Pleistosen döneminin sonlarında evrimleşen Neandertal soyuyla birlikte varlığını sürdürdüğünü ve bir arada yaşadığını desteklemektedir. Homo sapiens'in tek bir kökeni olduğunu söylemek mantıklı değil’: Asya'nın evrimsel kayıtları, türümüz hakkında bildiklerimizi nasıl karmaşıklaştırıyor?”

Stringer'a göre, bazen “Petralona Adamı” olarak da adlandırılan Petralona kafatası, fosilin boyutu ve sağlamlığına bakıldığında neredeyse kesinlikle bir erkeğe aitti. Ayrıca kafatasının dişlerinin orta derecede aşınmış olduğunu, bu nedenle muhtemelen genç bir yetişkine ait olduğunu söyledi.

Kafatasının keşfine ilişkin kayıtlar yetersiz olsa da, Stringer, kafatasının duvara kalsit kabukları ile yapıştığına dair kanıtlar olduğunu belirtti — kafatasından dışarı çıkıntı yapanlarla aynı türden kabuklar.