Almanya’da Yüksek Statülü Bir Çiftin Bin Yıllık Mezarı Keşfedildi

Almanya'nın Saksonya-Anhalt eyaletindeki Eisleben'de 10. yüzyıldan kalma Helfta Kraliyet Sarayı'nın bulunduğu yerde, yüz kemikleri eksik ve kafatası oyulmuş bir kadına ait iskelet kalıntıları ortaya çıkarıldı. Kadının mezarı, kocası olduğu düşünülen yüksek statülü bir erkeğin mezarının yanındaydı. Her iki iskelet de yüzeyin bir metreden daha az altında aynı derinlikte bulunurken, erkeğin kafatası ve yüz kemikleri bozulmamıştır.

Yan yana gömülmüş Orta Çağdan kalma çift. ©Jan Woitas / dpa

936'dan 973'e kadar Almanya Kralı ve 962'den 973'teki ölümüne kadar Kutsal Roma İmparatoru olan Büyük Otto'nun Helfta sarayının ilk kalıntıları 2009 yılında jeofizik araştırmalarla keşfedildi. Saray inşa edildiğinde Almanya kralları tek bir daimi başkentten yönetilmiyordu. Yıl boyunca saraydan saraya seyahat ederlerdi. Ancak Saksonya, Otto'nun ana dükalığıydı ve Helfta'daki saray özel bir öneme sahipti. Jeofizik çalışması, modern Eisleben şehrinin hemen batısındaki Helfta'daki Kleine Klaus tepesinde 12 hektarlık bir alanı kaplayan geniş bir konut ve ticari yapı kompleksi ile surlar olduğunu ortaya çıkardı.

Kleine Klaus’daki Otton Sarayı kazısı.  ©Saxony-Anhalt State Office for the Preservation of Monuments and Archaeology

Saksonya-Anhalt Eyaleti Anıtları ve Arkeolojiyi Koruma Dairesi (LDA) Mayıs 2021'de bölgede kazılara başladı. O yaz, Otto tarafından 968'den önce inşa edilen ve daha önce sadece tarihi kayıtlardan bilinen bir kilisenin temellerini ortaya çıkardılar. 98 metre uzunluğunda ve 66 metre genişliğindeki devasa yapı, 6. yüzyıl Thüringen prensesi Aziz Radegund'a adanmıştı. Tarihçiler, Otto'nun açılışında bizzat hazır bulunduğunu bildirmektedir. Kilise ile ilişkili 70 mezar ve 10. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar uzanan birkaç taş mezar içeren bir mezarlık da ortaya çıkarılmıştır. Mezarlarda bulunan mücevherler, bıçaklar, sikkeler ve aksesuarlardan da anlaşılacağı üzere bölgenin aristokrat ailelerinin üyeleri buraya gömülmüştür.

2022 kazılarında, Büyük Otto ile oğlu ve halefi İmparator Otto II'nin ikamet ettiği Palatium olarak adlandırılan kraliyet sarayının ana binasının kalıntıları ortaya çıkarılmıştır. Bu bina, kilisenin yakınındaki bir tepenin yüksek bir noktasına inşa edilmiş taş bir yapıydı. Yaklaşık 66 fit uzunluğunda 40 fit genişliğindeydi ve sıvalı duvarları ve bir bodrumu olan iki katlıydı. Hatta merkezi bir ısıtma sistemi bile vardı. Ekip ayrıca, erken Orta Çağdan kalma büyük bir duvar parçası ve bir tahkimat hendeği kalıntıları da dahil olmak üzere, alanın Ottonian Palatinate'den önce bir güç üssü olduğuna dair kanıtlar keşfetti.

Bu yılki kazılarda küçük kalelere benzeyen müstahkem evler ortaya çıkarıldı. Kadın ve erkeğin mezarları kalelerin yanında bulundu. Kadının mezarında herhangi bir mezar eşyası ya da süsleme bulunmamaktadır. Erkeğin mezarı ise askeri bir lider olarak statüsünü simgeleyen mezar eşyalarıyla doluydu: bir bıçak, bir kemer takımı ve generallerin taşıdığı gibi resmi bir asanın metal aksamı. Arkeologlar onun kalenin yöneticisi olduğuna inanıyor.

Erkek bireye ait iskelet. ©Jan Woitas / dpa

Kemikler şu anda bir laboratuvarda inceleniyor ve radyokarbon tarihlemesi yapılarak olası ölüm nedenleri analiz edilecek. Araştırmacılar, kadının yüzünü ve kafatasının üst kısmını kesen şeyin ne olduğunu, tarım aletlerinin mi yoksa başka bir şeyin mi gömülmeye engel olduğunu belirlemeyi umuyor. Örneğin kadının kafası bir sabanın ucuyla karşılaşarak hasar görmüşse, etrafındaki toprakta buna dair net bir kanıt bulunmadığı gibi, arkadaşı da aynı ekipman tarafından hasar görmemiş.

Kadın bireye ait hasarlı iskelet kalıntısı. ©Jan Woitas / dpa

Bir başka gizem de mezar eşyaları arasındaki eşitsizliktir. Çiftlerden kadın olanın tek bir mezar eşyası olmadan gömülmesi, erkeğin ise tamamen aksesuarlı olması alışılmadık bir durumdur. Kadının Hıristiyan olup erkeğin olmaması mümkün. Hıristiyanlar, Hıristiyanlık öncesi gömülere özgü süs eşyalarını inançlarının bir gereği olarak bilinçli bir şekilde reddetmişlerdir.

Kaynak: The History Blog

EN ÇOK OKUNANLAR

Köpeğini Gezdiren Çocuk Roma Dönemine Ait Altın Bilezik Buldu

11 yaşındaki bir çocuk, İngiltere'nin Batı Sussex bölgesindeki Pagham yakınlarındaki bir tarlada nadir bulunan altın bir Roma bileziği keşfetti. Romalı askerlere kahramanlıklarından dolayı verilen armilla tipi süslü bir bilezik olan ve MS.1. yüzyıla tarihlenen bilezik, 300 yıldan daha eski bir altın obje olarak, bir adli tıp soruşturmasında resmi olarak hazine ilan edildi.

SON İÇERİKLER