Keşif, Kuzey Makedonya sınırına yakın bir platoda sıra dışı taşlar fark eden yerel halkın ihbarı üzerine gerçekleşti. Arkeoloji Enstitüsü çalışanları Ağustos ayı başında kazı çalışmalarına başladı ve üzerinde Yunanca yazılar bulunan büyük kireçtaşı levhaların bulunduğu bir yeraltı yapısı ortaya çıkardı.

Turizmin hızla geliştiği Arnavutluk'taki yerel yetkililer, burayı bir turistik cazibe merkezi haline getirmeyi planlarken, bölge sakinleri keşif haberini duyunca bölgeye akın etti.

Projenin baş arkeoloğu Erikson Nikolli, “Yazıtta, burada gömülü olan kişinin adının Gelliano olduğu yazıyor. Bu, Roma dönemine özgü bir isim. İkinci kişinin kimliği hakkında kesin bir bilgimiz yok, ancak muhtemelen bir aile üyesi” dedi.

Arkeolog Erikson Nikolli, meslektaşlarıyla birlikte Arnavutluk'ta keşfedilen ilk anıtsal mezar üzerinde çalışırken eliyle işaret yapıyor. Araştırmacılar, bu mezarın MS 3.-4. yüzyıllara ait bir mozolesi olabileceğini öne sürüyorlar. Fotoğraf, 4 Eylül 2025 tarihinde Arnavutluk'un Strikcan kentinde çekildi. ©REUTERS/Florion Gog

Dokuz metreye altı metre boyutlarındaki mezar, uzmanların bölgede bulunan diğer mezar alanlarından daha görkemli, zengin bir kişinin dinlenme yeri olduğuna inandıkları Arnavutluk'taki ilk keşif.

Geçen hafta Nikolli'nin ekibi, fırçalar kullanarak mezarın beyaz çatı taşının ve duvarlarının karmaşık oyma kenarlarını ortaya çıkardı.

“Ayrıca altın iplikle işlenmiş bir kumaş parçası da bulduk, bu da üst sınıftan birine ait olduğuna dair inancımızı doğruluyor.”

Arkeologlar, Arnavutluk'un Strikcan kentinde, MS 3.-4. yüzyıllara ait bir mozolesi olabileceğini düşündükleri, Arnavutluk'ta keşfedilen ilk anıtsal mezar üzerinde çalışıyorlar, 4 Eylül 2025. ©REUTERS/Florion Gog

Diğer buluntular arasında cam tabaklar ve bıçaklar da bulunmaktadır.

Nikolli, mezarın en az iki kez yağmalandığını, birincisinin antik çağda, ikincisinin ise ağır makineler kullanılarak odanın üstündeki devasa bir kayanın kaldırılmasıyla gerçekleştiğini söyledi.

O, mezarın sahibinin adının Yunanca harflerle yazılmış ancak Latince anlam taşıdığını, ikinci bir yazıtın ise mezarın tanrı Jüpiter'e adandığını gösterdiğini açıkladı.

Uzmanlar, yakınlarda bulunan ve şu anda mısır tarlaları ve bir taş ocağı ile çevrili başka bir anıta ait olduğu düşünülen taşlar üzerindeki ek yazıtları henüz deşifre edemedi.

Kaynak: Independent