Bazı Hayvanlar Fosilleşirken Diğerleri Neden Yok Oldu?

Neden eski çağlardan kalma bazı hayvanlar fosil haline gelirken, diğerleri hiçbir iz bırakmadan ortadan kayboldu? Lozan Üniversitesi'nin (UNIL) Nature Communications dergisinde yayınlanan bir araştırmasına göre bu sorunun cevabı, en azından kısmen, kendi vücutlarında yatıyor olabilir.

1990'larda Çin'de keşfedilen bir Sinosauropteryx fosili, bazı kuş olmayan dinozorların tüylere sahip olduğuna dair ilk net kanıtı sağladı. © ND700/ Shutterstock / Natural History Museum

Araştırmacılar, bir organizmanın boyutunun ve kimyasal bileşiminin, milyonlarca yıl boyunca korunabilmesinde ya da tam tersine jeolojik zamanın unutkanlığında kaybolabilmesinde belirleyici bir rol oynadığını ortaya koydu.

Fosilleşen sadece kemikler değildir; istisnai durumlarda kaslar, bağırsaklar ve hatta beyin gibi yumuşak dokular da korunabilir. Bilim insanları uzun bir süredir neden sadece belirli hayvanların ve organların bu koşullar altında fosilleşmeyi başardığını merak ediyordu.

Bu gizemi çözmek için UNIL'den bir grup araştırmacı kontrollü ayrışma deneyleri gerçekleştirerek karides, salyangoz, denizyıldızı ve planarya (yassı solucanlar) gibi organizmaların dikkatle izlenen ortamlarda nasıl bozulduğunu analiz etti.

Fas, Jbel Oum Tkout'tan Marakeş Doğal Tarih Müzesi'nde kayıtlı Kretase fosil karidesi. ©Sinéad Lynch / UNIL

Mikrosensörler kullanarak hayvanların vücutlarındaki kimyasal değişimleri ölçen araştırmacılar, oksijen bakımından zengin (oksitleyici) ve oksijen bakımından fakir (indirgeyici) koşullar arasındaki dalgalanmaya özellikle dikkat etti. Sonuçlar, daha büyük hayvanların ve daha yüksek protein içeriğine sahip olanların hızla indirgeyici ortamlar oluşturduğunu gösterdi; bu ortamlar ayrışmayı yavaşlatmak ve mineralizasyon veya dokuların daha dayanıklı minerallerle değiştirilmesi gibi süreçleri tetiklemek için çok önemliydi.

UNIL'de doktora öğrencisi ve çalışmanın başyazarı olan Nora Corthésy, doğada birlikte gömülen iki organizmanın, sadece boyutlarındaki veya iç kimyalarındaki farklılıklar nedeniyle fosil olarak tamamen farklı kaderlere sahip olabileceğini açıklıyor.

Çalışmanın baş araştırmacısı ve ortak yazarı Farid Saleh, “Biri tamamen yok olurken, diğeri taşta ölümsüzleşebilir” diye ekliyor. Verilere göre, bazı kabuklular gibi büyük eklembacaklıların küçük su solucanlarına veya planaryalara göre korunmuş olma olasılığı daha yüksek; bu da Kambriyen ve Ordovisyen fosillerinin (yaklaşık 500 milyon yıl önce) neden eklembacaklılar tarafından domine edildiğini açıklayabilir.

Çalışma aynı zamanda fosil kayıtlarındaki boşlukların yorumlanmasına da yardımcı oluyor. Corthésy, laboratuvarda ayrışmayı simüle ederek, ekolojik yokluklar (bir hayvanın bir ekosistemde hiç yaşamadığı durumlar) ile korumaya yönelik yokluklar (var olduğu halde fosilleşmediği durumlar) arasında ayrım yapabileceğimizi belirtiyor. İndirgeyici koşullar yaratmayan düşük protein içeriğine sahip küçük organizmaların korunma olasılığı daha düşüktür, yani bazı eski gruplar bu nedenle iz bırakmadan ortadan kaybolmuş olabilir.

Yine de iklim, tuzluluk veya tortu türü gibi dış faktörler de fosilleşmeyi etkiliyor, ancak bu değişkenleri laboratuvarda yeniden üretmek karmaşık. Corthésy, tuzlu veya soğuk ortamların bozulmayı yavaşlattığını biliyoruz, ancak bizim çalışmamız organik madde ve vücut büyüklüğünün rolüne odaklanıyor, diye açıklıyor. Bu bulmacanın bir parçası daha, ama keşfedilecek daha çok şey var.

İsviçre Ulusal Bilim Vakfı tarafından finanse edilen araştırma, fosil kayıtlarının yanlı bir arşiv olduğu ve gördüklerimizin her zaman geçmişin gerçek çeşitliliğini yansıtmadığı fikrini güçlendiriyor. Saleh, bu önyargıları anlamanın bizi, antik yaşamı bulduğumuz gibi değil, gerçekten olduğu gibi yeniden inşa etmeye biraz daha yaklaştırdığı sonucuna varıyor.

Kaynak: La Brújula Verde Magazine Cultural Independiente

EN ÇOK OKUNANLAR

Tarlada Yürüyüş Yapan Kadın 2150 Gümüş Sikke Buldu

Prag'ın güneydoğusundaki Kutnohorsk kentinde tarlada yürüyüş yapan bir kadın, çiftçilik faaliyetleri sırasında yüzeye çıkan birkaç gümüş sikkeye rastladı. Çek Cumhuriyeti'nde şimdiye kadar bulunan en büyük erken ortaçağ sikke istifini açığa çıkardığının farkında değildi.

SON İÇERİKLER