Bir Hominin Türüne Ait 2.8 Milyon Yıllık Fosil Dişler Bulundu

Etiyopya'da ortaya çıkarılan fosil dişler, 2,6 ila 2,8 milyon yıl önce iki farklı insan atası türünün bir arada yaşadığını ve bu durumun evrimimiz hakkında bilinenleri yeniden şekillendirdiğini gösteriyor.

Araştırmacılar, Etiyopya'daki Ledi-Geraru arkeolojik alanında eski homininlere ait dişler buldular. ©Villmoare - Arka fon Olivia Hamza/artstation

13 diş, Etiyopya'nın Afar bölgesinde yaşamış olan ve hominin atası Australopithecus ile örtüşen bir Homo türünden geliyor.

Ledi-Geraru arkeolojik alanında bulunan dişler, Homo cinsinin en eski üyelerinin Australopithecus ile birlikte yaşadığını ortaya koyuyor.

Araştırmacılar, “Bu örnekler, Australopithecus ve erken Homo'nun 2,5 milyon yıl önce Afar bölgesinde iki zayıf soy olarak bir arada yaşadığını ve hominin fosil kayıtlarının daha önce bilindiğinden daha çeşitli olduğunu gösteriyor” dedi.

Araştırmacılar, Etiyopya'daki Ledi-Geraru arkeolojik alanında eski homininlere ait dişler buldular. ©Villmoare

Çalışmanın ortak yazarı Kaye Reed'e göre, bu keşif insan evrimine ilişkin algımızı değiştiriyor.

Dr. Reed, “Burada birlikte yaşayan iki hominin türü var. İnsan evrimi doğrusal değil, dallı budaklı bir ağaç gibidir, nesli tükenmiş yaşam formları vardır” diye açıkladı.

“Bu yeni araştırma, çoğumuzun zihninde maymundan Neandertal'e ve modern (insana) uzanan bir evrim görüntüsünün doğru olmadığını gösteriyor. Evrim böyle işlemiyor.”

Nature dergisinde yayınlanan dişlerin analizi, bunların 2,95 milyon yıl önce ortaya çıkan ve ünlü “Lucy” örneği ile temsil edilen Australopithecus afarensis türünden ziyade yeni bir Homo türüne ait olduğunu gösteriyor.

Ledi-Geraru'da toplanan on üç fosilleşmiş diş. LD 750 ve 760 dişleri, tanımlanamayan bir Australopithecus türünden, LD 302 ve AS 100 dişleri ise erken bir Homo türünden gelmektedir. ©Villmoare

“2,6 ila 2,8 milyon yıllık tortularda bulunan yeni Homo dişleri, soyumuzun eski olduğunu doğruluyor,” diyor araştırmanın baş yazarı Brian Villmoare.

Yeni keşfedilen atalarımızın türü henüz bir isim almadı. Bunun için daha fazla fosil bulunması gerekiyor.

Araştırmacılar, fosil buluntu yerinin volkanik ve tektonik aktivitesine dayanarak numunenin yaşını belirlediler. Bölge, feldspat adı verilen kristaller içeren kül püskürten birçok volkanın bulunduğu bir yer.

Araştırmacılar, Etiyopya'nın Ledi-Geraru bölgesinde fosilleşmiş hominin dişleri keşfettiler. ©Rector

Çalışmanın bir başka yazarı olan Christopher Campisano, feldspatlara atıfta bulunarak, “Bu fosillerin oluştuğu dönemde meydana gelen patlamaları tarihlendirebiliriz” dedi. “Ve bu fosillerin bu patlamalar arasında yer aldığını biliyoruz, bu nedenle fosillerin üstündeki ve altındaki birimleri tarihlendirebiliriz. Bu fosillerin oluştuğu dönemde meydana gelen patlamaların volkanik küllerini tarihlendiriyoruz.”

Fosilleri ve manzarayı birlikte inceleyen araştırmacılar, milyonlarca yıl önceki ortamı yeniden canlandırmayı başardılar.

Araştırmacılar, 2,6 ila 2,8 milyon yıl önce bu eski insan atalarının yaşadığı manzaranın modern zamanlarla büyük bir tezat oluşturduğunu keşfettiler.

O zamanlar, nehirler bitki örtüsüyle kaplı bir manzaradan geçerek zamanla genişleyen ve daralan sığ göllere akıyordu.

Çalışmanın yazarları J. Ramón Arrowsmith ve Christopher J. Campisano, yeni fosillerin bulunduğu bölgenin jeolojisini inceliyorlar. ©Rector

Ramon Arrowsmith, yaptığı açıklamada: “Jeoloji, fosilleri içeren tortul birikintilerin yaşını ve özelliklerini bize verir, yaş kontrolü için bu çok önemlidir.”

Lucy türü ile Australopithecus türünün aynı şeyleri yiyip yemedikleri ve yiyecek için birbirleriyle rekabet edip etmedikleri hala belirsizdir.

Araştırmacılar, daha ileri çalışmalarda bu türlerin diş minelerini inceleyerek ne yediklerini bulmayı umuyorlar.

Kaynak: Independent

EN ÇOK OKUNANLAR

Tarlada Yürüyüş Yapan Kadın 2150 Gümüş Sikke Buldu

Prag'ın güneydoğusundaki Kutnohorsk kentinde tarlada yürüyüş yapan bir kadın, çiftçilik faaliyetleri sırasında yüzeye çıkan birkaç gümüş sikkeye rastladı. Çek Cumhuriyeti'nde şimdiye kadar bulunan en büyük erken ortaçağ sikke istifini açığa çıkardığının farkında değildi.

SON İÇERİKLER