Bokböceği şeklindeki bu tılsım, Hatnefer adında eski bir Mısırlı soylu kadının mezarında keşfedildi. Ancak öbür dünyaya yolculuğuna yardımcı olması amaçlanan bu tılsım aslında onun için yapılmamıştı.

Yeşilimsi gri bir metamorfik kaya olan serpantinitten oyulmuş olan bokböceği yaklaşık 6,6 santimetre uzunluğundadır. Altınla kaplanmış ve 77,5 cm uzunluğunda kıvrımlı bir altın zincire asılmıştır. Bu zarif kolye 1930'larda Hatnefer ve kocası Ramose'un mezarından çıkarılmıştır ve New York'taki Metropolitan Sanat Müzesi'nde sergilenmektedir.

Hatnefer'in mumyası ve mezar içeriği, onun kendi alanında güçlü olduğunu göstermektedir. Öldüğünde yaklaşık 60 yaşındaydı ve tunç ile gümüş aynalar, kozmetik ürünleri ve yüksek kaliteli ketenlerle dolu ahşap sandıklarla gömüldü.

Hatnefer'in bokböceği Ölüler Kitabı'nın kalp tartımıyla ilgili bölümünün bir versiyonunu içeriyor ve daha önce silinmiş olan bu metnin üzerine onun adı eklenmiş, bu da tılsımın aslında onun için tasarlanmadığını gösteriyor.

Bokböceğinin altına kazınmış olan Ölüler Kitabı pasajı kalbin tartılmasından bahsetmektedir. Eski Mısır'da kalp, kişinin zekâsının ve hafızasının bulunduğu yer olarak düşünüldüğünden en önemli organ olarak kabul edilirdi. Bir kişi öldükten sonra, kalbi hakikat ve adalet tanrıçası Ma'at tarafından tartılır ve kişinin Duat'a ya da yeraltı dünyasına girmeye layık bir yaşam sürüp sürmediği belirlenirdi. “Kalp bokböceği” ölen kişinin kalbini susturmak içindi, böylece sahibi hakkında yalan söyleyemez ya da onu yanlış tanıtamazdı.

Eski Mısır sanatı küratörü Peter Dornan, Hatnefer'in kalp bokböceği üzerindeki çivi yazısını şu şekilde tercüme etmiştir:

Evin Hanımı Hatnefer şöyle der: “Annemin kalbi, annemin kalbi, (gerçek) varlığımın kalbi, tanık olarak bana karşı çıkma; yargı mahkemesinde bana karşı çıkma; terazinin bekçisinin huzurunda bana karşı çıkma. Sen benim bedensel ka'msın, uzuvlarımı canlandıran bir Khnum'sun. Geldiğimiz mükemmelliğe yükseldiğinde, insanoğlunu uygun konumlarında yaratan maiyete adlarımızın kokmasına neden olma, aksine bizimle ve dinleyiciyle iyi geçsin, böylece yargıç sevinebilir. Tanrının huzurunda bana karşı yalan uydurma, çünkü hesabın yakındır.”

Kaynak: Live Science