Kırım'da 1600 Yıllık Altın ve Gümüş Takılar Bulundu

Araştırmacılar, buluntuların 4. ve 6. yüzyıllar arasındaki aristokrat gömülerine ait olduğunu söylüyor.

Yeni buluntular arasında, muhtemelen granat ya da akik taşı gibi kırmızı bir taş kakmalı altından yapılmış bu küpeler de yer alıyor. ©Crimean Federal University

Arkeologlar Kırım'ın Sevastopol kenti yakınlarındaki bir erken ortaçağ nekropolünde altın ve gümüş takılar ortaya çıkardı.

Sevastopol'ün yaklaşık 16 kilometre doğusundaki Mangup platosunda yer alan Almalyk-dere nekropolünde bulunan eserlerin, 4. yüzyılın sonlarından 6. yüzyıla kadar güneybatı Kırım'a yayılmış bir toplumun seçkin üyelerine ait olduğunu düşünülüyor.

Arkeologlar Mangup platosunun bazı bölümlerini ilk kez 19. yüzyılda kazdı ve 20. yüzyıldan bu yana sistematik olarak araştırılıyor. V.I. Vernadsky Kırım Federal Üniversitesi'nden arkeolog Valery Naumenko, yaptığı açıklamada, “Her zamanki gibi bu mezarlık alanı sürprizler getirdi. Bu komplekslerin ciddi şekilde soyulmasına rağmen, hala ilgi çeken şeyler var.”

Açıklamaya göre Naumenko ve meslektaşları, Rusya Bilimler Akademisi'nden arkeologlarla birlikte bölgede kazı yapıyor. (Rusya 2014 yılında Kırım'ı Ukrayna'dan ilhak etti, ancak Ukrayna bölgenin hala kendilerine ait olduğunu iddia ediyor).

6. yüzyıl Bizans tarihçisi Caesarea'lı Procopius, Mangup bölgesinin o dönemde, 488'de İtalya'yı işgali sırasında Büyük Theodoric'in peşinden gitmeyi reddeden Gotlar tarafından Kırım'ın güneybatısında kurulmuş olan Hıristiyan Gothia Prensliği'nin bir parçası olduğunu yazmıştır.

Sevastopol kentinin doğusunda, Kırım'ın Mangup platosundaki Almalyk-dere mezarlığında bulunan yeni buluntuların 4. ve 6. yüzyıllar arasına ait olduğu düşünülüyor. ©Crimean Federal University

Açıklamaya göre, yeni buluntular 4. ve 6. yüzyıllar arasına tarihlenen iki mahzenden elde edildi ve takıların kadınlar tarafından takıldığı anlaşıldı. Eserler arasında fibulalar (broşlar), altın küpeler, kemer parçaları ve ayakkabı tokaları ile giysilerin yakalarına dikilmiş olabilecek altın folyodan yapılmış aplike takılar yer alıyor.

Araştırmacılar ayrıca kıyafetleri tutturmak için kullanılan bu fibulaları ya da broşları buldular; bunlar altın varak ve yarı değerli taş kakmalarla kaplı dökme gümüşten yapılmıştır. ©Crimean Federal University

Araştırmacılar bu eserlerin bölgedeki aristokrat gömülerinin kanıtı olduğunu söyledi.

Rusya Bilimler Akademisi Kırım Arkeoloji Enstitüsü'nden arkeolog Artur Nabokov yaptığı açıklamada, “Büyük olasılıkla, eşyaların bulunduğu her iki mezara da zengin kadınlar gömülmüştü” dedi ve küpelerin muhtemelen ithal edildiğini, fibulaların ise Kırım'da yapıldığını sözlerine ekledi.

6.yüzyıl Bizans tarihçisine göre, Mangup platosu o dönemde Ostrogotlar tarafından bölgede kurulmuş olan Hıristiyan Gothia Prensliği'nin bir parçasıydı. ©Crimean Federal University

Küpeler özellikle süslüdür ve lal taşı ya da akik gibi kırmızı yarı değerli taş kakmalı altından yapılmıştır; bir çift fibula ise gümüşten dökülmüş ve ardından altın varak ve kırmızı taş kakmalarla kaplanmıştır.

Açıklamada, mezarlardan birinde hayvan boynuzundan yapılan ve allık gibi kozmetik tozları saklamak için kullanılan süslü bir “pyxis” kabının da bulunduğu belirtildi.

Sarp Mangup platosuna, en eski bölümleri 6. yüzyıla tarihlenen, ancak 15. yüzyılda hala kullanılmakta olan Mangup kalesi hakimdir; ve burada 5 bin yıl öncesine dayanan tarih öncesi yerleşimlere dair arkeolojik kanıtlar bulunmaktadır.

Mangup platosundaki kazılar tarihin çeşitli dönemlerini kapsıyor ve Kırım'da en uzun süredir devam eden arkeolojik proje olma özelliğini taşıyor. ©Crimean Federal University

Açıklamaya göre, bölgeye yapılan son keşif gezisinde araştırmacılar ayrıca 15. yüzyıldan kalma bir Hıristiyan “mağara manastırını” ve Osmanlı Türklerinin bölgenin kontrolünü ele geçirmesinden sonra 16. ve 19. yüzyıllar arasında kullanılan bir Müslüman mezarlığını da keşfetti.

Kaynak: Live Science

EN ÇOK OKUNANLAR

Tarlada Yürüyüş Yapan Kadın 2150 Gümüş Sikke Buldu

Prag'ın güneydoğusundaki Kutnohorsk kentinde tarlada yürüyüş yapan bir kadın, çiftçilik faaliyetleri sırasında yüzeye çıkan birkaç gümüş sikkeye rastladı. Çek Cumhuriyeti'nde şimdiye kadar bulunan en büyük erken ortaçağ sikke istifini açığa çıkardığının farkında değildi.

SON İÇERİKLER