Mağara Resimlerinde Gizli Bir Yazı Sitemi Olabilir Mi?

Araştırma, mağara çizimlerinin yalnızca bir sanatsal ifade biçimi olmadığını, aynı zamanda hayvanların üreme döngülerinin zamanlaması hakkında karmaşık bilgileri kaydetmek için kullanıldığını öne sürüyor.

Lascaux'daki mağara sanatı. Yerel hayvanların çiftleşme döngülerini kaydeden bazı işaretler ortaya çıktı. ©Patrick Aventurier/Getty

Amatör bir arkeolog Buzul çağı avcı-toplayıcıları tarafından kullanılan ilkel bir yazı sistemi, 20 bin yıllık işaretlerin bir tür ay takvimi olduğu sonucuna vardığını düşünüyor. Mağaralarda bulunan 'Ay takvimi', eşdeğer kayıt tutma sistemlerinden en az 10 bin yıl öncesine ait olabilir.

Mobilya konservatörü Ben Bacon ©DURHAM UNIVERSITY /PA 

Ben Bacon, diğer eşdeğer kayıt tutma sistemlerinden en az 10 bin yıl öncesine ait olduğuna inanılan "proto-yazı" sistemini çözmek için sayısız saat harcadı.

Bacon, Cambridge Archaeological Journal'da bir makale yayınlamak için Durham Üniversitesi'nden iki profesör ve University College London'dan bir profesörden oluşan ekiple işbirliği yaptı.

Bacon’a göre; "Sonuçlar, buzul çağındaki avcı-toplayıcıların sistemik bir takvim ve bu takvimdeki önemli ekolojik olaylarla ilgili bilgileri kaydetmek için işaretler kullanan ilk kişiler olduğunu gösteriyor". 

Lascaux Mağarası sırt sırta bizon figürleri. ©N. Aujoulat (2003) ©MCC-CNP  

Avrupa'daki mağara resimlerinde ren geyiği, balık, artık soyu tükenmiş yaban öküzü ve bizon adı verilen sığır gibi türler görülmekte. Bu görüntülerin yanı sıra, Avrupa'daki mağara duvarlarında ve taşınabilir nesnelerde 600'den fazla buzul çağı görüntüsünde nokta dizileri ve diğer işaretler bulundu. Arkeologlar uzun zamandır bu işaretlerin bir anlamı olduğuna inanıyorlardı ama kimse onları deşifre etmemişti. 

23.000 yıl öncesine ait bu gibi noktalar, Buzul Çağı avcı-toplayıcılarının hayatta kalmasına yardımcı oldu. ©HENRI BREULI / DURHAM UNIVERSITY / PA WIRE

Bacon, İngiliz Kütüphanesi'ndeki önceki araştırmalara ve mağara sanatı görüntülerine erişerek ve tekrar eden kalıpları arayarak, insanların 20 bin yıl önce söylediklerini çözmenin "gerçeküstü" olduğunu söyleyerek bunların şifresini çözmeye koyuldu.

Hayvanların üreme döngülerini kaydetmek için noktalar ve diğer işaretler kullanıldı. ©BERENGUER, M / DURHAM UNIVERSITY / PA WIRE

Bugün eşdeğer hayvanların doğum döngülerini referans noktası olarak kullanan ekip, ay ayına göre, ne zaman çiftleştiklerini saptadı ve buzul çağındaki hayvanlarla ilişkili işaret sayısının bir rekor olduğu sonucuna vardı. Farklı bir çizginin diğerine eklenmesiyle oluşan “Y” işaretinin dahil edilmesinin “doğum yapmak” anlamına geldiğine inanılıyor.

Lascaux Mağarası siyah geyik figürü. ©N. Aujoulat (2003) ©MCC-CNP

Durham Üniversitesi'nde arkeolog olan Prof Paul Pettitt’e göre: "Lascaux ve Altamira mağaralarında muhteşem bir sanat mirası bırakan bu insanların, aynı zamanda, türümüz arasında eninde sonunda sıradan hale gelecek olan erken zaman işleyişinin kaydını da bıraktıkları söylenebilir.

Lascaux Mağarası at figürü ©N. Aujoulat (2003) ©MCC-CNP  

İşaretlerin konuşmayı kaydetmek yerine sayısal olarak bilgileri kaydettiği düşünüldüğünden, MÖ 3.400'den itibaren Sümer'de ortaya çıkan piktografik ve çivi yazısı sistemleri anlamında “yazı” olarak kabul edilmemekte ve proto-yazı sistemi olarak sınıflandırılmaktadır. Bulgular, ekibi mağara çizimlerinde bulunan diğer işaretlerin anlamı hakkında daha fazla araştırma yapmaya teşvik etti.

Lascaux Mağarası Boğa Salonu ©N. Aujoulat (2003) ©MCC-CNP  

Bacon, "İlk çalışmanın umut verici olduğu ve proto-yazı sisteminin daha fazla parçasının kilidini açmanın, atalarımızın hangi bilgilere değer verdiğini anlamamıza izin vermesidir" açıklamasında bulundu. 

Kaynak: The Guardian

EN ÇOK OKUNANLAR

Tarlada Yürüyüş Yapan Kadın 2150 Gümüş Sikke Buldu

Prag'ın güneydoğusundaki Kutnohorsk kentinde tarlada yürüyüş yapan bir kadın, çiftçilik faaliyetleri sırasında yüzeye çıkan birkaç gümüş sikkeye rastladı. Çek Cumhuriyeti'nde şimdiye kadar bulunan en büyük erken ortaçağ sikke istifini açığa çıkardığının farkında değildi.

SON İÇERİKLER