Kapsamlı bir temizlik ve analizden sonra uzmanlar, 11. ve 12. yüzyıllar arasında üretilen silahların tipik özellikleri olan geniş bir çapraz korumaya ve somun şeklinde bir kabzaya sahip bir metre uzunluğunda eksiksiz bir kılıç olduğunu doğruladı. Bu dönem, Utrecht piskoposunun bölge üzerinde hakimiyet kurduğu, Hollanda ve Flandre kontlarının yükselişinin de damgasını vurduğu bir dönemdir.

Kılıcı özellikle değerli kılan, kabzasına işlenmiş karmaşık motiflerdir. Bir yüzünde sonnenrad ya da “güneş tekerleği” görülebilir; bu, Ortaçağ boyunca, özellikle Hıristiyanlığın yerleşmeye başladığı bölgelerde kiliselerin kutsanmasında kullanılan kutsal bir amblem olarak kabul edilen bir daire ve bir haçtan oluşan bir semboldür.

Kılıç üzerindeki sonsuz düğüm sembolü. ©Landgoed Linschoten

Kılıcın diğer tarafında, Viking kültüründe yaygın olan ve koruma, kırılmaz güç ve sadakat bağlarıyla ilişkilendirilen sonsuz düğüm olarak bilinen bir sembol olan, bir daire içinde iç içe geçmiş beş kareden oluşan geometrik bir desen vardır.

Çift ağızlı bir bıçağa sahip olan ve yaklaşık 900 gram ağırlığındaki kılıç, killi toprağın korozyonu önleyen anaerobik özellikleri sayesinde iyi durumda günümüze ulaşmıştır.

Bununla birlikte, havaya maruz kaldıktan sonra bozulmayı önlemek için müze silahı titiz bir koruma sürecine tabi tuttu: tuzları gidermek için on hafta boyunca özel bir banyoya daldırıldı, ardından durulandı, kurutuldu ve metali stabilize etmek için tanenlerle işlendi.

Kılıcın tam hali. ©Landgoed Linschoten

Kılıcın bir kın içinde olduğunu gösteren izlerin bulunmaması, kılıcın ne kalenin ne de Linschoten malikânesinin henüz var olmadığı, bölgenin hala drenaj ve kolonizasyon sürecinde bir bataklık olduğu bir dönemde, belki de bir ritüelin ya da sununun parçası olarak kasıtlı olarak nehre bırakıldığını düşündürmektedir.

Montfoort Belediye Meclisi sözcüsü yaptığı açıklamada, bu kılıcın sembolizm ve maneviyatın derinden iç içe geçtiği ve basit bir tasarımın yüzyılları aşabildiği bir zamanın hikayesini anlattığını söyledi. Zarif işçiliği ve sembolik derinliği onu sadece tarihi bir kalıntı değil, aynı zamanda erken ortaçağ Avrupa'sının kültürel karmaşıklığını yansıtan bir sanat eseri haline getiriyor.

Kaynak: La Brújula Verde Magazine Cultural Independiente