Alana dağılmış mermer yonga birikintileri ve kayda değer sayıda tamamlanmamış mermer heykel ile açıkça farklılaşmış üç mimari yapıyı ortaya çıkaran bu ilk kazılar, Hellenistik dönemde aktif olan bir heykel atölyesinin varlığına işaret ediyordu.

Yeni bulunan alanın girişinin ortaya çıkarılması. ©Greek Ministry of Culture

Kazıların 2008'de yeniden başlaması ve 2013'ten itibaren sistematik hale getirilmesi, bazıları daha eski yapıların üzerine inşa edilmiş yeni mimari kalıntıların tespit edilmesini mümkün kılmış ve alanın devam eden kullanımına dair somut kanıtlar sunmuştur.

Kabartmalı tiyatro maskeli terra sigillate tipi bir vazonun parçası. ©Greek Ministry of Culture

MÖ 5. yüzyılın sonları ile 4. yüzyıl arasına tarihlenen bu erken evreler, Klasik dönemdeki günlük yaşamla bağlantılı, yiyecek ve içecek tüketimine yönelik kaplar ve daha az oranda saklama kapları gibi çoğunlukla evsel kullanıma yönelik çanak çömlek parçalarının bulunmasının da gösterdiği gibi, açık bir konut karakteri göstermektedir.

Bu sezonki kazıların en önemli bulgularından biri, MÖ 3. yüzyılın sonu veya MÖ 2. yüzyılın başlarında mekânın radikal bir şekilde yeniden yapılandırıldığının doğrulanmasıdır.

Bu evrede keşfedilen yapılar, çakıl taşlı bir zemine ve mermer levhaları taklit eden duvar resmi kalıntılarına sahip bir odanın, muhtemelen bir andronun, Yunan evlerinde sembolik olarak önemli bir alan olan erkek toplantıları için tasarlanmış bir odanın tanımlanmasıyla kanıtlandığı gibi, konut karakterini korumaktadır.

Özenli bir saç modeli ve küpeleri olan bir kadın figürininin başı. ©Greek Ministry of Culture

Bununla birlikte, orta avluda daha erken inşaat evrelerini örten kalın bir mermer atık tabakasının üst üste binmesi ve tamamlanmamış heykellerin yoğunluğu, alanın Hellenistik dönemde mermer heykel atölyesi olarak kullanıldığına açıkça işaret etmektedir.