Deniz tabanı boyunca yaklaşık 4 metrelik sığ derinliklere dağılmış iki gövde enkazı ve kargoların bulunduğu araştırma, IAA’nın Deniz Arkeolojisi Birimi tarafından gerçekleştirildi.

Araştırma sözcüsüne göre, “gemiler muhtemelen yakınlarda demirliydi ve bir fırtına sırasında batmış olmalılar. Zor bir durumda kaldıkları ya da fırtınalı havadan korktukları için açıkta demirlemiş olabilirler, çünkü bir limanın dışındaki sığ açık sular tehlikeli ve felakete meyilli.”

©İsrail Eski Eserler Müdürlüğü

Enkazlar, yaklaşık 1700 ve 600 yıl öncesi Roma ve Memlük Dönemlerine tarihleniyor. Araştırmacılar gemi kazası kurbanlarına ait bir dizi eser ve nadir kişisel eşyayı ortaya çıkardılar. Ekip, MS 3. yüzyılın ortalarına tarihlenen yüzlerce gümüş ve bronz Roma sikkesi ve 14. yüzyıl Memlük dönemine ait büyük miktarda gümüş sikkelerle birlikte şerit şeklinde kesilmiş parçalar buldular. Diğer buluntular arasında, kartal şeklinde bronz heykelcik, bir Roma pantomimus dansçısı figürini, bronz çanlar, seramik kaplar, bir mürekkep hokkası, sintine pompasından çıkan kurşun borular, bronz çiviler ve büyük demir çapa parçaları gibi geminin gövdesinden çıkan çeşitli metal objeler de var.

©İsrail Eski Eserler Müdürlüğü

En göze çarpan buluntular arasında, üzerinde bir lir oyması bulunan, bir “gemma” yüzüğü için yapılmış kırmızı renkte değerli taş ve Roma dönemine ait, üzerine tunik giymiş, omuzlarında bir koç ya da koyun taşıyan genç bir erkek, “iyi çoban” olarak adlandırılan figürün oyulmuş olduğu yeşil renkte değerli taşı olan bir altın yüzük bulunuyor. Araştırmacılar çoban figürünün Hristiyanlığın en erken sembollerinden biri olduğunu düşünüyor. Roma dönemine ait batıktan ele geçirilen eserlerin tarzına dayanarak geminin İtalya’dan geldiği görüşü öne çıkıyor. Bilim insanları kumların altında hala ahşap gemilerden herhangi bir kalıntı olup olmadığının belirsiz olduğunu belirtti.