Üreticisinin Parmak İzlerini Taşıyan Ana Tanrıça Heykelciği Bulundu

Orta İtalya'daki volkanik bir göl olan Bolsena Gölü'nde, antik bir tanrıçayı temsil ettiğine inanılan 3 bin yıllık bir kil heykelcik bulundu. Bu heykelcik, MÖ 10. veya 9. yüzyıla tarihlenen bir Demir Çağı köyünün sular altında kalmış kalıntıları olduğu düşünülen Gran Carro arkeolojik alanında keşfedildi. Dikkat çekici bir şekilde, 3 bin yıl su altında kaldıktan sonra figür hala yapımcısının parmak izlerini taşımaktadır.

Bolsena Gölü'nde keşfedilen 3 bin yıllık Demir Çağı heykelciği. ©Soprintendenza Archeologia Belle Arti Paesaggio Etruria Meridionale

LBV, keşfin Sualtı Arkeoloji Servisi personeli tarafından yapıldığını, ardından CSR Restauro Beni Culturali'nin sualtı restoratörleri tarafından kurtarma ve ilk konservasyon işlemlerinin gerçekleştirildiğini bildiriyor.

Heykelcik yaklaşık 15 santimetre uzunluğunda ve kabaca tamamlanmış, neredeyse devam eden bir çalışma gibi. Parmak izleri, geçmişin antik heykeltıraşıyla somut bir bağlantı sunuyor.

Heykelcik üzerindeki kumaş deseni, muhtemelen ev içi bir ritüelin parçası olarak orijinalinde giydirilmiş olduğunu düşündürmektedir. Arkeologlar heykelciğin, Demir Çağı sakinlerinin ruhani yaşamındaki rolüne işaret eden duaların ya da sunuların heykelciğe yöneltildiği adak uygulamalarında kullanıldığına inanıyor.

Arkeologlar ve polis, sudan yeni çıkarılan heykelcikle birlikte. ©Soprintendenza Archeologia Belle Arti Paesaggio Etruria Meridionale

“Bu, türünün tek örneği olan istisnai bir keşif” diyen arkeologlar, heykelciğin erken Demir Çağında, özellikle de güney Etrurya'da yaşayan insanların günlük ve ruhani yaşamlarına ışık tutması bakımından önemini vurguluyor. Benzer ritüellerin bölgede daha sonraki dönemlerde de belgelenmiş olması, bu tür uygulamaların uzun süredir devam eden bir gelenek olduğunu göstermektedir.

Bolsena Gölü'nün doğu yakasında yer alan Gran Carro bölgesi, 1960'lardan bu yana arkeolojik ilgiye konu olmuştur. Alanın, gölün doğu kıyısının batmasına neden olan sismik aktivite nedeniyle sular altında kaldığına inanılmaktadır. Bu antik köyün, Roma'nın yükselişinden önceki Etrüsk uygarlığının ilk aşaması olan Villanovan kültüründen insanlar tarafından inşa edildiği düşünülmektedir.

Yıllar boyunca, bölgeden ahşap parçaları, çanak çömlek, mücevher ve ev eşyaları da dahil olmak üzere binlerce eser çıkarılmıştır. Bu keşifler, bölgedeki Demir Çağı toplumunun örgütlenmesi ve günlük yaşamına dair bilgiler sağlamıştır. Yeni keşfedilen tanrıça heykelciği, dönemin dini uygulamalarına nadir bir bakış sunarak bu artan bilgi birikimine katkıda bulunmaktadır.

Gran Carro bölgesi şu anda İtalya'nın Ulusal Kurtarma ve Dayanıklılık Planı kapsamında geliştirilmekte olup, ziyaretçilerin bu büyüleyici batık köyü keşfetmeleri için bir su altı yolu oluşturulmaktadır.

Alanın en esrarengiz özelliklerinden biri, jeotermal bir kaynağın yanında inşa edildiğine inanılan büyük bir batık taş yığını olan Aiola'dır. Bu tür kaplıcalar daha sonraki Etrüsk ve Roma kültürleri tarafından kutsal kabul edilmiştir ve son araştırmalar Aiola'nın taşlarının toprak bir höyüğü kapladığını, alanda Demir Çağına ait eserler ve daha sonra Roma sikkeleri bulunduğunu göstermiştir.

Kaynak: Ancient Origins

EN ÇOK OKUNANLAR

Tarlada Yürüyüş Yapan Kadın 2150 Gümüş Sikke Buldu

Prag'ın güneydoğusundaki Kutnohorsk kentinde tarlada yürüyüş yapan bir kadın, çiftçilik faaliyetleri sırasında yüzeye çıkan birkaç gümüş sikkeye rastladı. Çek Cumhuriyeti'nde şimdiye kadar bulunan en büyük erken ortaçağ sikke istifini açığa çıkardığının farkında değildi.

SON İÇERİKLER