Mağara tarih boyunca Nympholyptos Mağarası ve Pan Mağarası gibi çeşitli isimlerle anılmıştır, ancak bugün en yaygın olarak Vari Mağarası olarak bilinmektedir ve adını Vari banliyösüne yakınlığından almaktadır.

Mağara, karstlaşma olarak bilinen doğal bir jeolojik süreç sonucunda oluşmuştur. Bu süreç, hafif asidik yağmur suyunun toprağa sızması ve kireçtaşı kayasıyla tepkimeye girerek binlerce hatta milyonlarca yıl boyunca yavaş yavaş çözünerek bir oyuk oluşturmasıyla meydana gelir.

MÖ 6. ila 5. yüzyıllarda yaşamış bir taş ustası ve heykeltıraş olan Thera'lı Archedemus tarafından mağaranın içinde Nymph'lere adanmış bir kutsal alan inşa edilmiştir.

Archedemus kendisini bir “nympholept” olarak tanımlamıştır, yani Antik Yunan mitolojisinde pınarlarda, nehirlerde ve mağaralarda yaşayan küçük dişi doğa tanrıları olan Nymph'ler tarafından ele geçirildiğine veya onlardan ilham aldığına inanılan bir takipçidir.

©Mia Delić

Mağara girişinden itibaren taş basamaklarla iki ayrı odaya inilmektedir. İlk oda, oyuncu doğasıyla bilinen yarı keçi, yarı insan tanrı Pan'a adanmış tapınak benzeri bir cepheye sahip kayadan oyma bir tapınak içerir.

İkinci odada ise Apollon Hersus'a adanmış kayadan oyma bir tapınak ve taş işleme aletlerini tutan Thera'lı Archedemus'un basit bir tasviri yer almaktadır.

Mağara MÖ 2. yüzyılın ortalarında terk edilmiştir, ancak yerinde bulunan sikkeler kutsal alanın Roma döneminde Büyük Konstantin (MS 307-337) döneminde yeniden iskan edildiğini göstermektedir.

Mağara alüvyonundan çıkarılan sikke kronolojisi üzerine yapılan bir çalışmaya göre, mağara MS 5 ila 6. yüzyıla kadar Romalılar için popüler bir cazibe merkezi olmaya devam etmiştir.

Bazı akademisyenler bu dönemde mağaranın bir Hıristiyan mekanına dönüştürüldüğünü öne sürmektedir, ancak daha yeni çalışmalar mağaranın Roma İmparatorluğu'ndaki tüm pagan kültlerini ve törenlerini ortadan kaldıran fermanların ardından gizli pagan ibadeti için kullanıldığını göstermektedir.

Kaynak: Heritage Dail