Anadoluvius Turkae’nin Bulunduğu Çorakyerler Fosil Lokalitesi

Çankırı ili merkezinde yer alan ve dünyada eşine az rastlanır bir zenginlikte olan Çorakyerler fosil lokalitesi aslında 1960’lı yıllarda Maden Tetkik Araştırma Enstitüsü ile Alman Linyit Araştırma Grubunun ortak projesi çerçevesindeki araştırmalar sırasında keşfedilmiş bir alandı.

Çorakyerler fosil lokalitesi.

O dönemde burada yapılan çalışmalar sırasında çok yoğun fosiller bulunduğuna ilişkin bilgiler onlarla birlikte çalışmış ve (bir trafik kazasında kaybettiğimiz) bölge yaşamış olan rahmetli Selahattin Çöpten’den öğrendik. Bu dönemden sonra 1997 yılına kadar, yol çalışmaları dışında, burada herhangi bir kazı çalışması yapılmamıştır. 1990’lı yıllarda bir ekiple birlikte yaptığımız yüzey araştırmaları sırasında dikkatimizi çeken bu bölgede 1997 yılından 2000 yılına kadar Çankırı Müzesi’nin denetiminde ve benim bilimsel danışmanlığımda kazı çalışmaları başlattık. Bu süreç içerisinde oldukça önemli nesli tükenmiş omurgalılara ait fosiller bulmaya başlayınca 2001 yılında bu çalışmalar Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izniyle sistemli kazılara dönüştürülmüştür. Anadoluvius turkae’nin ilk fosili de 2000 yılında bulunan bir maksilla (üst çene) dir.

Çorakyerler’de ilk kazı çalışmalarına başlamamızın amacı, yol üzerinde bulunan ve her geçen gün yok olmakta olan bu fosilli alanı öncelikle koruma altına alarak yok olmak üzere olan fosilleri kurtarmaktı. 2000 yılında ilk hominid fosili bulduktan sonra Çorakyerler kazısını Bakanlar Kurulu Kararlı ve sistemli bir kazıya dönüştürerek çalışmalara devam ettik. Günümüzde Cumhurbaşkanlığı kararlı kazı olarak devam eden çalışmalardan şimdiye kadar bazılarının nesli tükenen dört binin üzerinde fosil buluntu ele geçmiştir.

Türkiye’de bugüne kadar çok çeşitli alanlarda dört yüzün üzerinde fosil lokalitesi belirlenmiş olmakla birlikte, günümüzde nesli tükenmiş pek çok canlı türüne ait fosili barındırması ve yöreye özgü unik türlere ait buluntular olması nedeniyle Çorakyerler dünyada bir referans lokalite olma özelliği kazanmıştır. Afrika, Avrupa ve Asya kıtaları arasında bir kavşak noktası konumunda olan Anadolu’nun her alanı canlılık göç yolları konumunda olması açısından oldukça önemlidir. Bunlardan en önemlilerinden biri de Çorakyerler’dir. Dolayısıyla Anadolu ve özellikle Çorakyerler dünyada yaşamını sürdüren birçok canlının atasal kökenlerine ev sahipliği yapmıştır. Ayrıca sadece Çorakyerler’de yaşamış olan yöreye özgü unik türlere ait buluntuların da burada bulunması Çorakyerler’i daha da önemli kılmaktadır.

Anadoluvius turkae fosilinin çıkarılma esnasında.

Çorakyerler’in bulunduğu Çankırı-Çorum havzası Anadolu’nun en geniş çaplı havzalarından biri olup, Tetis Denizi’nde yükselen karasal ortamda yaklaşık 16 milyon yıldan itibaren karasal omurgalılar bu havzada yaşamaya başlamıştır. Başlangıçta galeri ormanlarının olduğu düşünülen bu havzada, Geç Miyosen dönemin sonlarına doğru kuraklaşmaya başlayan ortamın iklimine uygun savana tipi bitki örtüsü hâkim olmaya başlamıştır. Bu dönemde havzada bir iç deniz görünümünde olan tetis denizinin kurumasıyla birlikte başlayan kuraklık krizi ile birlikte bölgede hayatta kalan canlılar yaşamlarını idame ettirecek uygun yaşam alanları bulmak için göç etmek zorunda kalmışlardır. Çorakyerler çevresinin jeolojik, stratigrafik ve paleocoğrafik oluşumu da bu bilgileri doğrular niteliktedir. Geç Miyosen dönemin sonlarına doğru (yaklaşık altı milyon yıl) başlayan kuraklaşma nedeniyle çevrede yaşayan canlı topluluğunun oldukça zor bir süreç geçirdiği ve günümüzde yapılan kazılardan ele geçen fosillerin ait olduğu türlerin, o dönemde oluşan birtakım doğa olayları sonucunda yaşamlarını yitirdikleri anlaşılmaktadır…

Devamı; Aktüel Arkeoloji Dergisi 96. Sayı “ Bir Keşfin Hikayesi “

EN ÇOK OKUNANLAR

Köpeğini Gezdiren Çocuk Roma Dönemine Ait Altın Bilezik Buldu

11 yaşındaki bir çocuk, İngiltere'nin Batı Sussex bölgesindeki Pagham yakınlarındaki bir tarlada nadir bulunan altın bir Roma bileziği keşfetti. Romalı askerlere kahramanlıklarından dolayı verilen armilla tipi süslü bir bilezik olan ve MS.1. yüzyıla tarihlenen bilezik, 300 yıldan daha eski bir altın obje olarak, bir adli tıp soruşturmasında resmi olarak hazine ilan edildi.

SON İÇERİKLER