Antik Roma’da Eğitim

Roma, MÖ 753’te Romulus ve Remus adlı ikiz kardeşlerin kurduğu küçük bir kentten, bir imparatorluğa dönüşmüştür. Bu dönüşümün yalnızca coğrafi olarak değil toplumsal, ekonomik, kültürel, dini alanlarda da yaşanmış olduğu muhakkaktır. Bu bağlamda Roma’nın eğitim alanında geçirdiği önemli değişimlere yakından bakmak neredeyse tüm alanlarda yaşanan değişimin girift bir bütünlük arz ettiğinin fark edilmesini sağlayacaktır.

Roma Togası Giyen Etrüsklü Aulus Metellus'u Tasvir Eden Roma Tunç Heykeli. ©National Archaeological Museum, Florence

Tarihin en uzun süre hüküm sürmüş imparatorluklarından biri olan Roma, bu büyük siyasi başarısının yanında başta Batı uygarlığı olmak üzere pek çok kültürün dilini, edebiyatını, mimarlığını, mühendisliğini, askerlik ve hukuk alt yapısını etkilemiş olmasıyla dünya tarihinde önemli bir yere sahiptir. Esasen bunlara eğitim ve iktidar arasındaki doğrudan ilişkiyi keşfetmiş olmalarını da eklememiz gerekmektedir. Bu son cümle her ne kadar iddialı gibi görünse de Roma’dan önce (hatta Roma’da da MÖ 3. yüzyıldan öncesi aynı şekilde değerlendirilmelidir) dünya medeniyetlerine baktığımızda iktidara sahip sınıfların bu erke sahip olmalarındaki temel sebebin soylu sınıftan olmaları olduğu bilinir. Eğitim burada daha çok bir sonuçtur. Roma’da ise kabaca MÖ 3. yüzyıldan sonra eğitimin iktidara gelebilme yolunda bir ön koşul olarak önem kazandığını görüyoruz. İşte bu noktada eğitim artık bir sonuç değil bir gereklilik, bir sebeptir. Bahsi geçen dönemde gelişen olaylar, soylu sınıf dışında bulunan varlıklı ailelerin iktidarda söz hakkına sahip olabilmek için eğitimli olmanın gerekliliğini fark etmiş olmalarına sebebiyet vermiştir. Bu süreci tetikleyen unsurlara geçmeden önce Roma’nın bu tarihten önceki genel yapısına bakmak dönüşümü görebilmek açısından elzemdir.

Roma Ailesini Betimleyen Mezar Taşı Kabartması Aristokrat bir çekirdek aile olarak nitelebilecek kabartma, "mos maiorum". ©museivatican

Bilindiği gibi Roma, patricii ve plebes olmak üzere iki farklı sınıftan oluşan bir yapıya sahipti. Cumhuriyet döneminde yönetim gücü patricius’lardan oluşan Roma Senatus’una ve patricius’lar ile plebs’lerden oluşan Comitia centuriata’ya geçmiş olsa da plebs’lerin askerlik görevlerini maddi külfetlerine de katlanarak yaptıkları halde siyasal haklardan yoksun oldukları bilinmektedir. Ayrıca plebs’ler savaş yoluyla edinilen arazinin kullanım hakkından da yararlanamamışlardır. Plebes sınıfın içinde bulunduğu durumu değiştirme yolundaki mücadelesinin ilk önemli sonucu MÖ 450 yılında çıkarılan “Oniki Levha Yasası”dır ki bu yasa Roma hukukunun temelini oluşturmasının yanında Roma eğitimi açısından da önemli bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu iki sınıf arasındaki eşitliği sağlayan ise MÖ 287’de çıkarılmış olan Lex Hortansia-Hortensius Yasası olmuştur. Ancak elbette plebes kökenli olanların siyasi arenada hemen kabul görmemiş olduğu muhakkaktır. Nesiller boyu siyaset tecrübesine sahip patricii sınıfının aksine plebes kökenlilerin daha fazla çaba göstermesi gerekliliği tahmin edilebilir. Bu çaba ise siyasi ilişkilerini sıkı tutma yanında bu grup içerisine girebilmek için varlıklı ve eğitimli olmayı gerektirmiştir. 

Toplumsal değişim ve eğitim arasında görülen dinamik işlevler zinciri Roma’nın eğitim anlayışını üç aşamada değerlendirmemizi mümkün kılar. Bunlardan ilki, başlangıçtan MÖ 3. yüzyıla kadar olan süreç, ikincisi MÖ 148’e kadar Yunan etkisindeki dönem ve son olarak da Yunan eğitimi temelli, Roma karakterinin görüldüğü eğitim anlayışıdır.

Başlangıçtan MÖ 3. yüzyıla kadar sürmüş olan ilk dönem -her ne kadar kaynaklarımız oldukça eksik ve Roma’nın sonraki dönemlerde propagantist amaçlarla oluşturulmuş bir geçmiş idealini yansıtsalar da- geleneksel eğitim anlayışı olarak adlandırılabilir. Bu dönemde eğitimin amacı, atalar geleneğini (mos maiorum) çocuklara aktararak aileye disiplinli bir üye ve Roma’ya iyi birer yurttaş yetiştirmektir. Aslında bu durum, Roma’da hiçbir dönem değişmemiş ve hep aynı kalmıştır. Roma’nın en önemli başarısı olarak kabul edilebilecek yurttaşların devlete bağlılığı olgusu, imparatorluğa dönüşmesindeki başlıca etkendir ve bunda yurttaşlık eğitiminin payı büyüktür. Esasen Roma kültüründe aileye itaat etmek, daha ziyade atalara ve dolayısıyla vatana da itaat ve sadakatle bir görülmüştür. Ancak elbette bu dönemde sistemli bir eğitimin varlığından söz edemeyiz. Eğitimin daha çok evde anne ile başladığı bilinmektedir. Çocukların evde eğitimi daha çok aile içinde pratik yaşam üzerine kurulu bir eğitimdir. Özellikle erken dönemlerde temel yaşam biçiminin tarım ve hayvancılık olduğu göz önünde bulundurulduğunda eğitiminin ilk aşamasında bu yaşam biçimine ilişkin unsurların etkin olduğu görülür. Ev yaşamına ilişkin gerekli bilgileri ailesinden alan çocuk, atalardan kalan geleneksel yöntemleri bu şekilde öğrenirdi…

Devamı; Aktüel Arkeoloji Dergisi 95. Sayı “ Antik Dönemde Eğitim”

EN ÇOK OKUNANLAR

Köpeğini Gezdiren Çocuk Roma Dönemine Ait Altın Bilezik Buldu

11 yaşındaki bir çocuk, İngiltere'nin Batı Sussex bölgesindeki Pagham yakınlarındaki bir tarlada nadir bulunan altın bir Roma bileziği keşfetti. Romalı askerlere kahramanlıklarından dolayı verilen armilla tipi süslü bir bilezik olan ve MS.1. yüzyıla tarihlenen bilezik, 300 yıldan daha eski bir altın obje olarak, bir adli tıp soruşturmasında resmi olarak hazine ilan edildi.

SON İÇERİKLER