Antik Roma’da Yemek Kültürü
Antik Roma’nın ilk zamanlarında, fetihlerle yayılıp topraklarını zenginleştirdiği özellikle MS 2. yüzyıl öncesinde kentte yaşayan tüm sınıflar basit ve ekonomik bir yaşam sürerlerdi. Roma mutfağı da aynı şekilde –Yunan mutfağının ilk dönemlerinde de olduğu gibi- özellikle doğu ülkelerinden ithal edilen baharatın yemeklere dâhil edilmesinden önce sadeydi.
- Yazar : Elif Burcu Özkan
- Tarih : 2025-05-19 23:33:48

İtalya'nın Pompeii kentindeki termopolium (yemekhane), MS 1. yüzyıl
Tahıllar (arpa, kavuzlu buğday ve buğday), zeytinyağı ve şarap Romalıların besin maddelerinin başında gelirdi. Roma mutfağında balık sosları, şaraplar, peynir çeşitleri, un, baharat ve otlar yoğun olarak kullanılırdı. Şeker yerine bal; tuzu temin etmek zor ve pahalı olduğu için onun yerine balık sosu kullanılıyordu. Bu balık sosuna Eski Yunancadaki karşılığı olan garon’dan hareketle Latincede garum adı verilmiştir. Bazı kaynaklarda garum, farklı dönemdeki karşılığı olarak varsayılan liquamen ile bir tutulur. Ancak birçok uzmana göre bu terimlerin arasında hazırlanma ve kullanım açısından fark vardır. Balıkların fermente edilmiş kanından ve iç organlarından yapılan garum sofralarda bir çeşni olarak yer alırken, balığın tamamından hazırlanan liquamen yemek tariflerinde kullanılan bir sos olarak geçer. Bu balık sosu Roma mutfağında çok yaygın olarak kullanılır ve hemen her Roma yemeği tarifinde karşımıza çıkar. Kimyon, sirke, karabiber ve zeytinyağı hemen her yemek tarifinde yer alır. Öyle ki karabiberin (alternatif olarak yenibahar) yer aldığı tatlı tarifleri bile mevcuttur.
Romalılar çiftçi ve asker kökenli çalışkan bir toplum olarak gün ışığından daha fazla yararlanmak için sabah çok erken saatte, gün doğarken kalkarlardı. Kahvaltı da bu nedenle erken saatte, hatta şafak vaktinde basit olarak gerçekleştirdikleri bir öğündü. Bir parça ekmek ve zeytinin yanında bazen salata, fındık, kuru üzüm ve peynir yenir ya da genellikle geceden ıslatılmış arpa veya buğday kaynatılıp bir tür yulaf lapası (pulsum), yanında da bir gece öncesinden kalan et ve varsa sebze tüketilirdi. Diğer öğünlerde temel olarak ekmek, sebze, lapa ve çorba yer alırdı. Roma dâhil olmak üzere bazı kentler ekmeği bedava dağıtıyordu. Yoksul kesim ekmeğini bazı kentlerde ücretsiz olarak veya uygun fiyata fırından temin eder veya onun yerine tahıl ürünlerinden lapa yapardı. Çörekler, lapalar ve ekmek türleri Romalıların neredeyse her öğününde bulunurdu ve bu tür hamur işlerinin yanında sebzeler, iç organlar, yumurta ve peynir çeşitleri yenirdi. Öğle yemeğinde işçi veya asker sınıfının ana yemeği buğday veya yulaf lapası (pulsum) idi. Romalılar buğdayı öğüterek ve suda haşlayarak lapa veya bulamaç hâline getirirler ya da fırınları varsa ekmek olarak pişirerek öğünlerinin ana malzemesi olarak tüketirlerdi. Akşam yemeği yine çok erken saatte, günlük işler bittikten hemen sonra saat üç buçuğa doğru başlardı ve birçok Romalı için ana yiyecek yine buğday lapası olurdu. Lapanın veya ekmeğin yanında hemen hemen her tür kümes hayvanı, büyükbaş ve balık gibi et ürünlerinin yanı sıra sebze yemekleri de tüketilirdi.
Roma devletinin MÖ 2. yüzyılda artan fetihleri Roma’nın bu sade ve az çeşitli mutfak kültüründe büyük bir değişime yol açmıştır. Yemeklere yeni baharat türleri eklenmiş, kullanılan malzemeler gibi tarif sayısı da oldukça zenginleşmiştir. Roma kenti tüm İtalya’ya ve ardından başka ülkelerin topraklarına hâkim olduktan sonra onların zenginliklerini de batıya, kendi topraklarına taşımıştır. Kuzey Afrika, Mısır, Sicilya ve Tunus topraklarının Roma coğrafyasına katılması, ticarette tahıl tedarikinin hareketlenmesini sağlamıştır. MÖ 146 yılında Roma’nın Yunan topraklarını ele geçirmesiyle birlikte Yunan anakarasından hem varlıklı insanlar hem de köleler Roma’ya gelmiş, kaçınılmaz olarak kendi kültürlerini ve yaşam şekillerini de beraberlerinde getirmişlerdir. Bu kişilerin arasında yer alan Yunanlı yaratıcı aşçılar Romalıların hiç bilmedikleri Yunan besin maddelerini Roma’ya tanıtırlar. Tarihçi ve doğa bilimci yazar Gaius Plinius Secundus’un (MS 23- 79) da aktardığı üzere; Roma mutfağı doğudan gelen yeni besin maddeleriyle ve baharatla tanışmış, çeşitli ve zengin bir hâl almıştır. Eski Yunanların gerek kendi ürettiği gerekse doğu ülkelerinden ithal ettiği birçok besin maddesi ve baharat bu yolla Roma mutfağı tariflerine girmiştir. Böylece yerel üretim ve ithal ürünler de dâhil olmak üzere; mercimek, lahana, pancar, kabak, havuç, pırasa, maydanoz, soğan, dereotu, ıspanak, pazı, fasulye gibi sebzeler; tahıllar ve baklagiller; zeytin, incir, elma, hurma, ayva, üzüm, erik gibi meyveler; fındık, ceviz, fıstık gibi yemişler ile zeytinyağı temel besin maddeleri hâline gelmiştir…
Devamı; Aktüel Arkeoloji Dergisi 103. Sayı “Tanrıların Ziyafetinden Günlük Sofralara Yemek”
EN ÇOK OKUNANLAR
Altınlarla Donatılmış Trakyalı Savaşçı Mezarı Bulundu
Arkeologlardan oluşan bir ekip, Bulgaristan'ın Topolovgrad kenti yakınlarındaki Kapitan Petko Voyvoda köyünde çok heyecan verici bir keşifte bulunarak, Trakyalı bir savaşçının mezarını ve altından oluşan pek çok eseri ortaya çıkardı.
- Trakyalı
- Trak
- Savaşçı
- Süvari
- Mezar
- Altın
- Yüzük
- Hançer
- Zırh
- Hazine
- At
- Bulgaristan
- Thracian
- Thracian
- Warrior
- Cavalry
- Tomb
- Gold
- Ring
- Dagger
- Armour
- Treasure
- Horse
- Bulgaria
- Arkeoloji
- Tarih
- Sanat
- Sanat Tarihi
- Antik
- Kültür
- Medeniyet
- Archaeology
- Archaeological
- History
- Art
- Art History
- Heritage
- Culture
- Civilization
- Haber
- Gündem
- Güncel
- Aktüel
- Arkeolojik Haber
- Archa
Tarlada Yürüyüş Yapan Kadın 2150 Gümüş Sikke Buldu
Prag'ın güneydoğusundaki Kutnohorsk kentinde tarlada yürüyüş yapan bir kadın, çiftçilik faaliyetleri sırasında yüzeye çıkan birkaç gümüş sikkeye rastladı. Çek Cumhuriyeti'nde şimdiye kadar bulunan en büyük erken ortaçağ sikke istifini açığa çıkardığının farkında değildi.
SON İÇERİKLER
Urartu Krallığı’nda Yemek ve Mutfak Kültürü
- Yemek
- Yemek Kültürü
- Sofra
- Symposium
- Deipnon
- Antik Yunan
- Roma
- Hitit
- Hititler
- Urartu
- Mastaura
- Arkeoloji
- Tarih
- Sanat
- Sanat Tarihi
- Antik
- Kültür
- Medeniyet
- Archaeology
- Archaeological
- History
- Art
- Art History
- Heritage
- Culture
- Civilization
- Haber
- Gündem
- Güncel
- Aktüel
- Arkeolojik Haber
- Archaeology News
- Ancient
- World Archaeology
Antik Roma’da Yemek Kültürü
- Yemek
- Yemek Kültürü
- Sofra
- Symposium
- Deipnon
- Antik Yunan
- Roma
- Hitit
- Hititler
- Urartu
- Mastaura
- Arkeoloji
- Tarih
- Sanat
- Sanat Tarihi
- Antik
- Kültür
- Medeniyet
- Archaeology
- Archaeological
- History
- Art
- Art History
- Heritage
- Culture
- Civilization
- Haber
- Gündem
- Güncel
- Aktüel
- Arkeolojik Haber
- Archaeology News
- Ancient
- World Archaeology
Antik Yunan’ın Symposionları ile Roma’nın Deipnonları Antik Dünyada Sofraların Sosyal Yüzü
- Yemek
- Yemek Kültürü
- Sofra
- Symposium
- Deipnon
- Antik Yunan
- Roma
- Hitit
- Hititler
- Urartu
- Mastaura
- Arkeoloji
- Tarih
- Sanat
- Sanat Tarihi
- Antik
- Kültür
- Medeniyet
- Archaeology
- Archaeological
- History
- Art
- Art History
- Heritage
- Culture
- Civilization
- Haber
- Gündem
- Güncel
- Aktüel
- Arkeolojik Haber
- Archaeology News
- Ancient
- World Archaeology