Büyük İskender’in Ordusundan Bir Komutanın Mezarı: Naip Tümülüsü

Tekirdağ’ın yaklaşık 15 kilometre güneybatısında, Ganos Dağı’nın (son yıllarda, Işıklar Dağı) alçak kuzeydoğu yamaçlarında yer alan Naip tümülüsü, definecilerin yarattığı tehdit üzerine 1984-1985 kış aylarında bir kurtarma kazısına sahne olmuştur. Tekirdağ Arkeoloji Müzesi tarafından gerçekleştirilen kurtarma kazısı sonucunda el değmemiş bir oda mezara ulaşılmış ve mezar eşyaları müzeye alınmıştır. Buluntuların çoğunluğu, Tekirdağ Arkeoloji Müzesi’nde mezar odasının boyutlarında yapılan bir cam model içerisinde sergilenmektedir.

Naip Tümülüsü

Kurtarma kazısı raporlarından Naip tümülüsünün 18 / 20 m yüksekliğinde ve 84 m çapında olduğu ve farklı toprak türlerinin düzensizce yığılmasıyla meydana getirildiği anlaşılmaktadır.  Mezar girişinin yakınında, dolgudan elde edilen bir unguentarium (göz yaşı şişesi, antik dönemde ölünün arkasından dökülen göz yaşları bu kapların içine akıtılırdı), Attika keramik repertuarında MÖ 325-300 yıllarına ait paraleller bulur.

Naip Tümülüsü, Tekirdağ Arkeoloji Müzesi.

Yığma tepenin güneydoğu kesiminde konumlanan oda mezar, yerli kireçtaşından “dromoslu ve tek odalı” tipte inşa edilmiştir. Güneydoğuya açılan 6,10 m uzunluğundaki dromosun sonunda İon tarzı silmelerle bezenmiş bir kapı açıklığı vardır. Çift kanatlı, bronz aplikeli ahşap kapı prototipi üzerinden tek blok üzerine biçimlendirilen ve bu açıklığa uydurulmak amacıyla asimetrik biçimde kesilen mermer kapının arkasındaki basamaklar, mezar odasına iner. Oda 3,10 m boyutlarında kare plan gösterir. Her iki birimin de bindirme tonozla örtülmesine karşın, kesit dromosta sivri kemer, odada yarım daire biçimindedir. Dromos doğrultu, plan ve kesit açısından, Thrakia’daki tümülüs altı mezar yapılarıyla örtüşür. Dromos ve mezar odasının kapatılmasında yararlanılan bindirme tekniği de aynı grupta bir hayli yaygındır. Ancak, basamakların başlangıcında mütevazı ölçekli de olsa fasad mimarisi uygulanmasının yanı sıra, odanın harici zeminden aşağıda yer alması, 3 x 3 m boyutlarında inşa edilmesi ve üzerindeki bindirme tonoza bir beşik tonozu anımsatacak biçimde dairesel kesit verilmesi, Naip tümülüs mezarını Makedon mezarlarına yaklaştırmaktadır. Makedon etkileri ve mimari analojiler, yapı için MÖ 4. yüzyıl sonları ve 3. yüzyıl başlarını işaret eder.

Symposium sırasında kullanılan kepçe,  olasılıkla şarap doldurmak için kullanılmış, Tekirdağ Arkeoloji Müzesi.

Mezar odasının dekorasyonunda mermer mobilya kullanılmıştır. Kapının hemen karşısında boya izleri taşıyan oyma ayaklı bir kline, onun önünde büyük bir basamak ve üç ayaklı bir masa vardır. Odanın iki çapraz köşesine ise birer tabure yerleştirilmiştir. Özellikle ayakların biçimlendirilmesi, mermer eşyaların her birinde ahşap prototiplerin örnek alındığını bariz bir şekilde ortaya koyar. Naip mezar odasında mobilyayı tamamlayan bağımsız aksesuar, onunla aynı taş bloğundan biçimlendirilmiştir.  Kline üzerindeki yastık ve taburelerin önündeki küçük basamak yüzeyden taşkın biçimde, önemli ayrıntılarıyla plastik olarak işlenmiştir. Masanın tablasında da tabak ve kase kabartmaları yer alır. Yunan ve Thrak kültür çevreleri için şimdilik “ünik” bir buluntu sayacağımız bu “sahte kaplarla zenginleştirilmiş masa tablası”nın kavramsal açıdan benzerleri, Mısır’daki mezarlarda 4. Sülale’den (MÖ 2613-2494) itibaren karşımıza çıkmaktadır. Mezar odasındaki diğer mobilya parçaları gibi Prokonnesos mermerinden yapılmış olan ve “balık tabağı” gibi tümüyle Yunan repertuarına özgü bir formu içeren kabartmalı masadaki bu Mısır etkisi, alt sınır olarak Büyük İskender ordusunun Mısır’a ayak bastığı MÖ 331 yılını ihtimal dahiline almamızı sağlar. Masayı bezeyen “balık tabakları” ile düz dipli tabak da oran ve profilleriyle bu ihtimali güçlendirir.

Tümülüste ele gecen denizatı işlemeli kandil.

Naip tümülüsünde mobilya zengin mezar eşyalarıyla tamamlanmıştır. Mezar eşyaları işlevsel açıdan symposion seti, su kapları, tuvalet ve süs eşyaları, askeri donanım, aydınlatma araçları olarak gruplanabilmektedir. Birinci grupta mavi lotus yaprakları ile bezenmiş beş adet gümüş phiale (sunu kabı), şarap kasesi takımını oluşturur. Şarap servisine yönelik kepçe, süzgeç, beyaz lotus yaprakları ve sarmalla süslü testi de gümüştendir. Testinin ağız kenarında Thraklara özgü “Teres” adını veren bir yazıt vardır. Symposion setiyle ilgili şarap, damgalı bir Thasos amphorası içerisinde mezara bırakılmıştır. İkinci grubu oluşturan su kapları ise bronzdandır. Bu grup büyükçe bir lekane, gövdesine hassas işçilikli bir Pan başının aplike edilmiş olduğu, koç başı saplı bir patera ve bikonik bir testiyi içermektedir. Üçüncü grupta pişmiş toprak ve taş alabastronlar, bronz strigilis (temizlenme çubuğu) parçası ve altın defne çelengi yer alır. Öncekilere oranla daha hasarlı durumda günümüze gelmesine karşın, dördüncü grubun yine bir set oluşturan askeri donanımı kapsadığı anlaşılabilmektedir: Yuvarlak bir kalkanın iç yüzüne ait bronz kaplama ve aplikler, bir miğfere ait bronzdan volütlü alınlık ve şeritler, bir zırhın kenarlarını tutturmaya yarayan altın levhacık ve halka çiftleri, demir mızrak uç ve dipçikleri. Kalkan kaplaması palmetler, boğa kurban eden Nike kabartmaları ve Mısır’a özgü saldırgan ve kutsal ikhneumon (firavun faresi) figürleriyle bezenmiştir. Aydınlatmaya yönelik beşinci grup, ketos başlarıyla süslü bronz bir kandil ve aynı malzemeden bir ayaklı meşale olmak üzere iki buluntudan ibarettir.

Mezar sahibine ait altından defne çelengi, Tekirdağ Arkeoloji Müzesi.

Naip tümülüsünde ortaya çıkarılmış bazı mezar eşyaları –defne çelengi gibi– MÖ 4. yüzyıl ve erken 3. yüzyılı kapsayacak biçimde geniş bir zaman dilimine tarihlenir. Fakat phialeler, gümüş ve bronz testiler, Thasos amphorası vb. bu dilimi 4. yüzyılın son 30 yılı ile 3. yüzyılın başına sınırlayabilmektedir. Buluntuların işlevsel açıdan tasnifi, mobilya ile yaratılan şölen atmosferine her bir nesnenin ayrı bir katkıda bulunduğunu ortaya koymaktan başka, işlev ve tarih açısından kompakt setlerin varlığına ışık tutarak, mezara tek defin yapıldığına ve bu defnin bir erkeğe, yüksek rütbeli bir askere / bir komutana ait olduğuna dair sağlam kanıt sağlar. Mısır ile ilişkiyi işaret eden masa ve kalkan, tümülüs ile ilgili tüm tarihlemelerin de yardımıyla, Naip tümülüsüne gömülen komutanın Büyük İskender’in doğu seferinde görev aldığını düşündürmektedir.

Öte yandan, tümülüs Thraklar için dini, askeri ve idari önem taşıyan Ganos Dağı yamacında konumlanmıştır ve Thrakia’daki büyük boyutlu yığma tepelerden biridir. Dolayısıyla buraya gömülmüş kişinin Thrak asıllı olması mümkündür. Bilindiği gibi, antik kaynaklar Odrys Krallığı’nın yıkılmasından (MÖ 341) sonra Thrak boylarından pek çok savaşçının Makedon ordusuna katıldığını, asimile olup rütbece yükselebildiğini, İskender ile doğuya ve Mısır’a (MÖ 331) gittiğini anlatır. İskender’in ordusundaki ilk terhislerin MÖ 324 yılında yapıldığı ve birliklerinden ayrılan askerlerin MÖ 320 civarında ülkelerine ulaştığı göz önüne alındığında, Naip tümülüsü için belirlenen tarih dilimiyle tam bir örtüşme söz konusu olmaktadır. Makedon ordusunda görev yaptıktan sonra yurduna dönen ve bir süre sonra Naip tümülüsü altındaki oda mezara gömülen Thrak asıllı komutanı, envanterdeki gümüş testinin üzerine yazılmış Teres adıyla bağdaştırmak da mümkün gözükmektedir.

Kaynak: Aktüel Arkeoloji Dergisi “Traklar”

EN ÇOK OKUNANLAR

Tarlada Yürüyüş Yapan Kadın 2150 Gümüş Sikke Buldu

Prag'ın güneydoğusundaki Kutnohorsk kentinde tarlada yürüyüş yapan bir kadın, çiftçilik faaliyetleri sırasında yüzeye çıkan birkaç gümüş sikkeye rastladı. Çek Cumhuriyeti'nde şimdiye kadar bulunan en büyük erken ortaçağ sikke istifini açığa çıkardığının farkında değildi.

Köpeğini Gezdiren Çocuk Roma Dönemine Ait Altın Bilezik Buldu

11 yaşındaki bir çocuk, İngiltere'nin Batı Sussex bölgesindeki Pagham yakınlarındaki bir tarlada nadir bulunan altın bir Roma bileziği keşfetti. Romalı askerlere kahramanlıklarından dolayı verilen armilla tipi süslü bir bilezik olan ve MS.1. yüzyıla tarihlenen bilezik, 300 yıldan daha eski bir altın obje olarak, bir adli tıp soruşturmasında resmi olarak hazine ilan edildi.

SON İÇERİKLER