Estetik Melankoli ve Harabeler

Harabeler, estetik melankoli duygusuna neden olan arkaik görünümlere tanıklık eden mekânlardır. Aynı zamanda yokluğun yeri olarak görünen ve terk edilerek kısmen ayakta kalışında göstergesidir. Harabelerin, aidiyet duygusu ve temsil etme görevinden muaf olmuş durumları, kendinde biçimlenmiş estetik belirsizliğin üslup anlayışını izlerini taşımaktadır.

Claude Lorrain [1604/5 - 1682]

Klasik estetiğin ilkesi düzen olmasına rağmen, harabelerin düzensiz yapısı sanatçıların duygularını yansıtmaları önemlidir. Var olmaktan sonraki bu kısmen arta kalış, sanatçılara hüzünlü ve yalnızlık çağrıştıran melankoli etkileri bırakmıştır. Bu açıdan bakıldığında “Harabe, gömüt veçhesiyle, bize iç karartıcı bir biçimde faniliğimizi hatırlatarak kendine doğru çeken kara bir imparatorluk gibi görünür. Bu yönüyle sanatçılar için sadece dekor unsurundan ibaret olmayan mekan/zaman derinliğini ifade etmektedir. Mekan böylece, “yer”e (topos) özgü bir yapı kazanır. Biçimsel kategorileri devreye sokan sanatçı, unsurları ve anlamları ayırır, onları vurgular ve düzlem üzerinde özel ve vurgulanmış yerler haline getirir.

Giovanni Ghisolfi [1623 - 1683]

Doğal kayalardan saraylara kadar gelinen estetiksel deneyim göz önüne alındığında Harabeler, mevcudiyetlerinin azametinden arta kalan estetik melankoliyle duyumsanmıştır. “Burada harabe, tarihsel sürekliliğinde çatlak olmaktan ziyade, tarihe sürekli surette hakim olma yolu olarak konumlanır. Neo-Klasik dönemin, Arkadia harabelerinden aldığı ilham, estetik melankolinin tezahürlerini yansıtmaktadır. Bu geçmişin yeniden taklidiyle yetinilmiş olması anlamına gelmez. Antikçağın taklidi ya da güzellik anlayışının dekoratif moda öğesi olarak algılanması yerine; “yokluğun yeri” ya da “yıkıntı” olması, bu çalışmada öne çıkartılan sanatçılar için duyumsal bir tercih olmuştur. Bu nedenle, “Eski anıtların güzelliği, zamanın yıkımının ve uluslar üzerinde hüküm süren sessizliğin hiç unutulmaması uyarısı olmakla birlikte, bir zamanlar sonsuza dek kaybolmuş sanılan, böylelikle de doğal güzellik hatalı bir seçime götüren köklerin gerçeğe tümüyle sadık canlandırmasının yapılabileceği inancını da kuvvetlendirir.

Hubert Robert "Dikilitaş Etrafında Dans Eden Kızlar", 1798, Montreal Museum of Fine Arts

Herculaneum ve Pompei kalıntıları, antik eserlerin keşfi Klasisizm için büyük ilham kaynağı olmuştur.  Rönesans, sayesinde orijinal eserlerin biçimlerini meydana çıkartabildiği eski Yunan’ın harabelerine karşı tutkulu bir heyecan besliyordu; yeni klasik akım bu biçimleri yeniden yaratmayı denedi. Claude Lorrain; Giambattista Piranesi, Salvator Rose, Giovanni Pannini ve Hubert Robert gibi kendi çağdaşlarıyla Antik Yunan mimarisinin harabe olmuş hallerine melankolik bir ruh haliyle yaklaşmıştır. Ve sanatçılar melankoli üzerinden harabelerin hatırlatıcıları olarak görünmektedir. “Harabelerde hayale dalmak, varoluşumuzun bize ait olmaktan çıktığını ve şimdiden uçsuz bucaksız unutuluşa kavuştuğunu hissetmektir”. Lorrain’in “Capriccio with Ruins of the Roman Forum” (1634) adlı çalışmasında Castor, Pollux ve Colosseum Tapınağı olarak bilinen Roma kalıntıları içinde çeşitli motifleri, çiftlik hayvanları, ağaçlar, uzak tepeler gibi unsurları nostaljik etkileşimler yaratmak için ütopyacı bir vizyon oluşturmuştur.

Claude Lorrain, "Roma Forumu Kalıntılarında Kapriçyo" 1634, Roma. ©Art Gallery of South Australia

Devamı; Aktüel Arkeoloji Dergisi 84. Sayı, "Harabelerin Sessiz Hakimiyeti"

EN ÇOK OKUNANLAR

Tarlada Yürüyüş Yapan Kadın 2150 Gümüş Sikke Buldu

Prag'ın güneydoğusundaki Kutnohorsk kentinde tarlada yürüyüş yapan bir kadın, çiftçilik faaliyetleri sırasında yüzeye çıkan birkaç gümüş sikkeye rastladı. Çek Cumhuriyeti'nde şimdiye kadar bulunan en büyük erken ortaçağ sikke istifini açığa çıkardığının farkında değildi.

SON İÇERİKLER