Kapının Bekçisi

Hatay il merkezinin doğu – kuzeydoğusunda, Reyhanlı ilçesinin 17–18 kilometre batısında, Asi Nehri'nin 1,5 kilometre doğusunda yer ala Tell Tayinat Höyüğü’nde, Toronto Üniversitesi Tayinat Arkeoloji Projesi tarafından yürütülen geçmiş dönem kazılarda, güneydoğudaki Neo-Hitit Patina Krallığı’nın başkenti Kunulua sitadeline olan bağlantıyı sağlayan anıtsal bir kapı kompleksi açığa çıkarılmıştır.

Aslan heykeli. ©Tell Tayinat Kazı Arşivi

Kapıyla bağlantılı olan ancak dışarı fırlatılmış olarak bulunan, muhteşem bir şekilde işlenmiş, yaklaşık olarak 1,3 metre yüksekliğinde ve 1,6 metre uzunluğundaki bir aslan heykeliydi. Oturur pozisyonda dengede duran aslanın, kulakları geride, pençeleri uzun ve gürler pozisyondadır. Geniş bir heykel kaidesine ait olan ikinci bir heykeltraşlık parçası daha ele geçmiştir. “Efendi ve Hayvanlar” olarak bilinen simgesel Yakın Doğu kültürel motifi, aslanların yanında bir insan figürünü betimler. Bu betimleme, doğal dünyanın karmaşık güçlerine karşı medeniyete ait olan bir kabul ettirmedir.

Tayinat kapı kompleksi, İngiliz arkeolog Sir Leonard Woolley tarafından 1911 yılında Karkamış’ta kazılan ve kapı ile çağdaş Hitit hükümdarlık başkentinin büyük merdivenlerini anımsatır. Karkamış’taki büyük merdiven veya sitadel kapısı da aslan heykelleri ile süslenmişti. Sitadel alanına anıtsal bir tören ulaşımı sağlayan, yanlarında çok süslü bir şekilde oyulmuş taş blokları veya ortostatlar ile desteklenen uzun tören yolu üzerinden ulaşılırdı.

Demir Çağı Suriye-Anadolu Neo-Hitit hükümdarlık başkentlerinin sitadel kapı girişlerinde yer alan aslanlar veya sfenksler, efendi ve hayvan motiflerini birbirinden ayıran devasa heykeller, sınır bölgesi olarak sembolik rollerini ve kralın rolünü “kapının bekçisi” veya kutsal gardiyan vurgusunu Tunç Çağı Hitit geleneğini içerisinde devam ettirdi.

 MÖ 9. ve 8. yüzyıllardan önce kabartmalarla özenle süslenmiş bu kapı girişleri, yönetimdeki elitlerin gücünü meşrulaştıran, hanedanlığın geçiş törenlerine hizmet etmeye başladı. Kapı kabartmaları da, ziyaretçilerine insansal ve tanrısal yetki arasında yol gösteren çizgisel öykülerle biçimlendirilmişti. Kral iki dünya arasında bağlantı sağlamakla görevliydi.

Tayinat kapı kompleksi, MÖ 738 yılında Assur fetihleri sonucunda tahrip olmuş görünür. Bu dönemde alan taşla döşenmiş ve Assur kutsal bölgesinin merkezi alanına dönüştürülmüştür. Hitit Luvi hiyeroglifi ile işlenmiş olan stellerin kalıntıları, bir zamanlar kapı girişinin karşılaşmış olabileceği, erken bir Neo-Hitit dini kompleksinin ipuçlarını verir. Bazı bilim adamları uzun süre, İsaiah’ın Asur'a karşı olan kehanetinde bahsettiği Kalneh’in aslında Kunuluna’yı yıkmasına bir referans olduğunu düşünmüştür. Tayinat’ta bulunan Luvice yazıtlı anıt parçaları ve tapınak yapısının Asur tapınağına dönüştürülerek kullanılması, bu tarihi olayın arkeolojik göstergeleri olarak yorumlanabilir.

Yeni bulunan bu aslanın stilistik özellikleri Assurluların kutsal bölgesini oluşturan tapınaklardan birinin girişinde 1930 yılında bulunan çift aslanlı sütun kaidesini anımsatır. Bilim adamlarının düşüncesine göre, ya yeniden kullanılmış ya da buradaki Assur yerleşim sürecinde işlenmiş olan bu geç aslan heykellerinin, buraya Assurlulardan önce gelen ve Assurluların etkisini taşımayan yerel bir Neo-Hitit heykeltraşlık geleneğine ait olduğu gösterir. Tayinat heykelleri bu nedenle, Doğu Akdeniz’de MÖ 2. binyılın sonlarındaki Tunç Çağının büyük medeniyet güçlerinin yıkılışı sonucunda ortaya çıkan küçük Demir Çağı devletlerinin kültürel karmaşası ve yenilikçi karakterine yeni bakış açıları sunar.

Kaynak: Aktüel Arkeoloji Dergisi “Anadolu’nun Zenginliği” 

EN ÇOK OKUNANLAR

Tarlada Yürüyüş Yapan Kadın 2150 Gümüş Sikke Buldu

Prag'ın güneydoğusundaki Kutnohorsk kentinde tarlada yürüyüş yapan bir kadın, çiftçilik faaliyetleri sırasında yüzeye çıkan birkaç gümüş sikkeye rastladı. Çek Cumhuriyeti'nde şimdiye kadar bulunan en büyük erken ortaçağ sikke istifini açığa çıkardığının farkında değildi.

SON İÇERİKLER