Karadeniz ve İskitler

Anadolu’da Demir Çağının Avrasyalı Savaşçı-Atlı Göçebelerine ait arkeolojik bulgular arttıkça, bu durumla doğru orantılı olarak yeni görüşler de ortaya çıkıyor. Bugüne değin Kimmerler ile İskitler temelinde incelenen Demir Çağı’nın göçebe kültürüyle ilgili değerlendirmeler, özellikle Kimmerler’in Anadolu’daki varlıkları üzerine başlayan sorunlarla birlikte yeni gelişmeleri de beraberinde getiriyor.

İllüstrasyon Çiler ÖZDEMİR

Kimmerler hakkındaki bilgilerimizin arkeolojik bulgulardan ziyade antik kaynaklara dayanması ve özellikle batı kaynağı olarak yalnızca Herodotos’un bu halktan bahsetmesi, Kimmerlerin Anadolu’daki varlıkları üzerine yoğunlaşan şüphelerin temelini oluşturuyor. Yeni görüşlerin doğrultusunda; yıllardan beri çok sayıda arkeolog ve Eski Çağ tarihçisinin Kimmerlere ve onların kültürüne ait çok sayıda yazıyı, gerçekte Kimmerlere aitliği tartışmalı bulgular ve buluntular üzerinden yazmış oldukları sonucu ortaya çıkıyor. Söz konusu tartışmalı buluntular üzerinden geliştirilen temel sorun, Kimmer kültürüne ait buluntuların İskit sanatı özellikleri göstermesidir. Başka bir deyişle arkeolojik açıdan Kimmer kültürüne ait olan arkeolojik bulguları, İskit sanatı eserlerinden ayırmak oldukça zordur. Söz konusu tartışmalar nedeniyle henüz bir sonuca ulaşmadığı anlaşılan Anadolu Demir Çağı göçebe kültür buluntularının kimliklendirilmesi sorunundan kaçınmak için, bu yazıda söz konusu kültür ve buluntuların sahiplerinden Avrasyalı Savaşçı-Atlı Göçebeler olarak bahsedilecek. Bu terim kimliklendirme sorunu bir çözüme ulaşıncaya kadar İskit, Erken-İskit, Proto-İskit ve Kimmer kültürel kimliklerini kapsayıcı nitelikte kalacak.

İmirler Kurganı Buluntuları

Güney Rusya steplerinden ve Tuva-Altay bölgesine uzanan çok geniş topraklarda yaşayan Avrasyalı Savaşçı-Atlı Göçebeler, çeşitli nedenlerle, önlerine çıkan diğer toplulukları da yerlerinden ederek MÖ 8. yüzyıldan itibaren güney bölgelere, özellikle Önasya ve Anadolu’ya yönelmişler, MÖ 6. yüzyılda ise Filistin üzerinden Mısır’a dahi ulaşmışlardır.

Maşat Höyük, Genel Görünüş

Avrasyalı Savaşçı-Atlı Göçebeler içinde en önemli topluluk olan İskitler hakkında bilgi içeren yazılı kaynaklarda bu halktan “Skythai”, “Aşguzai”, “Asguzai” ya da “İşkuzai", “İşkigulu”, “Saga”, “Sak”, “Saka” ve “Aşkenaz” gibi isimlerle bahsedilir. 

Günümüze kadar yapılan arkeolojik araştırmalar sonucunda Anadolu’da Avrasyalı Savaşçı-Atlı Göçebelere ait herhangi bir yerleşme saptanamamıştır. Yazılı belgeler ve arkeolojik kalıntılar ışığında göçebelerin Batı Anadolu, Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesi kıyılarına kadar ilerlemiş oldukları, hatta batıda Karadeniz Ereğlisi/Heraklia Pontika’dan doğuda Trabzon/Trapezus’a kadar olan kıyı kesiminde egemenlik kurmuş oldukları anlaşılır. Elde edilen somut veriler, Avrasyalı Savaşçı-Atlı Göçebelerin Orta Karadeniz Bölgesi’nde güçlü bir varlığının söz konusu olduğunu ortaya koymak için yeterlidir.

Avrasyalı atlı savaşçı figürü, Maşat Höyük

Orta Karadeniz Bölgesi’nde arkeolojik kalıntıları gün geçtikçe artan Avrasya atlı savaşçılarına, yazılı kaynaklarda da rastlanır. Örneğin, Amasya/Amaseialı Strabon, Zile/Zela ve çevresini istila eden İskitler’in bir gece baskını sonucunda Pers (Akhamenid) komutanlarınca mağlup edildiklerini bildirir. Persler bu zaferin anısına Zela’da tanrıça Anaitis için bir tapınak yaptırmış, Zela halkı da bu zafer gününü her yıl Sakai adını verdikleri kutsal bir festival ile kutlamaya başlamışlardır.

Karadeniz Bölgesi’nde ele geçmiş olan Avrasyalı Savaşçı-Atlı Göçebelere ait arkeolojik kalıntılar içinde, Amasya’da İmirler Köyü’nde yasadışı kazılar sonucunda açığa çıkarılmış olan kurgan tipindeki bir mezar dikkate değerdir. Kurganın içerisinde rastlanan demir kılıç, demir ve tunçtan savaş kazması ve kabzası, tunç bir at gemi parçası ve İskit tipi tunç ok uçları ile birlikte hem insana hem de bir ata ait olan kemikler, analizler tamamlandıktan sonra, bu kurganın atıyla birlikte gömülmüş olan Avrasyalı bir komutana ait olduğunu göstermiştir. Bu tip kurganlara Amasya’da sıklıkla rastlanması göçebelerin özellikle Orta Karadeniz Bölgesi’nde oldukça geniş bir alanda faaliyet gösterdiklerine diğer bir kanıt olarak görülebilir. İmirler savaş kazmasının kabzasının çok yakın bir benzeri E. Akurgal ve L. Budde’nin Sinop kent merkezindeki kazılarında da ele geçmiştir. Tunçtan, döküm tekniğinde üretilmiş bu kabza, Sinop ili sınırları içinde göçebelere ait ilk arkeolojik buluntuyu oluşturması açısından oldukça önemlidir.

At koşum parçası aksamı, Maşat Höyük

Maşat Höyük'te ele geçmiş olan bir çömlek parçası üzerinde betimlenmiş olan stilize bir atlı savaşçı figürü yerli bir Anadolu insanından daha çok bir step savaşçısına benzer: Arkaya doğru uzanan saçı büyük olasılıkla örülmüştür ve elinde çubuk şeklinde silahı vardır. Maşat Höyük’te işlevi tam olarak belirlenemeyen ancak bir at koşum takımı olması muhtemel buluntu yine göçebelerle bağlantılıdır. Tunçtan döküm tekniğinde yapılmıştır ve üzerinde boyunlarında çizgisel olarak belirtilmiş yeleleriyle simetrik ancak ters yerleştirilmiş iki at figürü bezemesini taşır. Maşat Höyük’te ele geçen göçebe kültür izleri, burada ele geçen resim sanatı öğelerinde de kendini gösterir. MÖ 6. yüzyılın son çeyreğine tarihlenen bir çanak parçasının dış yüzeyindeki, başı sorguçlu at figürünün koşum takımı üzerinde iki adet domuz dişi biçimli kayış dağıtıcısının benzerlerinin Avrasyalı Savaşçı-Atlı Göçebeler tarafından üretilmiş ve kullanılmış olduğu bilinmektedir.

At figürü, Maşat Höyük

Maşat Höyük gibi Çekerek/Skylax Havzası’nda yer alan Amasya yakınlarındaki Oluz Höyük’te ele geçen krater parçası üzerindeki at figürü de bir göçebe kültür öğesi olarak değerlendirilebilir. Kızılırmak Kavsi içinde Erken ve Orta Demir Çağı çanak-çömlekçiliğinde olmayan at figürlerinin birdenbire ortaya çıkması, göçebelerin çanak-çömlek atölyelerine bir etkisi olmalıdır. Burada dikkat edilecek husus, Avrasyalı göçebelerin bu etkiyi sanatları ile değil yaşam tarzları ile yapmış olmalarıdır.

İskit tipi Tunç Okucu, Oluz Höyük

Avrasyalı göçebelerin zaman içinde Anadolu kültürü potasında eridikleri ve yerleşime geçtikleri bugüne değin sürekli tartışma konusu olmuş ancak arkeolojik bulgularla desteklenememiş bir konuydu. Göçebelerin yerleşik hayata ne şekilde ve nerelerde geçmiş olabilecekleri sorununun çözümüne hâlihazırda bulgu sunan Oluz Höyük kazıları, bazı çukurların içinde ortaya çıkarılan, kasaplık izler taşıyan at kemikleri ve onların kesimi ile ilgili bulgularıyla buradaki Demir Çağı halkının at eti yemek gibi bazı Asyalı gelenekleri de ortaya çıkarıldı.   

Bir Attika şarap kabı olan Kylix’in merkezinde (Tondo) betimlenmiş İskitli bir okçu figürü (MÖ 530-520) Louvre Müzesi.

Karadeniz Bölgesi’nde bugüne değin ele geçmiş olan Avrasyalı Savaşçı-Atlı Göçebelerle ilişkili bulgu ve buluntulara bu yazı ile güncel katkılar ve yorumlar yapılmış, göçebelerin varlıkları ve hareket güzergâhları tartışmaya olanak verilmeyecek biçimde kanıtlanmıştır.

Beyaz zeminli bir Attika Alabastronu üzerinde betimlenmiş bir İskit savaşçısısı olasılıkla bir savaş anını gösteriyor olmalı. Savaşçının elinde İskitlere özgü kılıç görülebilmekte. Amasya Müzesi’nde sergilenen Kurgan buluntusu olan demir kılıçla benzerlik gösteriyor. (MÖ 490- 480) Atinadan. Louvre Müzesi

Kaynak: Aktüel Arkeoloji Dergisi “Karadeniz Arkeolojisi”

EN ÇOK OKUNANLAR

Tarlada Yürüyüş Yapan Kadın 2150 Gümüş Sikke Buldu

Prag'ın güneydoğusundaki Kutnohorsk kentinde tarlada yürüyüş yapan bir kadın, çiftçilik faaliyetleri sırasında yüzeye çıkan birkaç gümüş sikkeye rastladı. Çek Cumhuriyeti'nde şimdiye kadar bulunan en büyük erken ortaçağ sikke istifini açığa çıkardığının farkında değildi.

Köpeğini Gezdiren Çocuk Roma Dönemine Ait Altın Bilezik Buldu

11 yaşındaki bir çocuk, İngiltere'nin Batı Sussex bölgesindeki Pagham yakınlarındaki bir tarlada nadir bulunan altın bir Roma bileziği keşfetti. Romalı askerlere kahramanlıklarından dolayı verilen armilla tipi süslü bir bilezik olan ve MS.1. yüzyıla tarihlenen bilezik, 300 yıldan daha eski bir altın obje olarak, bir adli tıp soruşturmasında resmi olarak hazine ilan edildi.

SON İÇERİKLER