Milet Okulu

Her geçen gün, gün yüzüne çıkan, yeni bir boyutuyla her defasında yeniden keşfedilen insanlık tarihi, bize aynı zamanda etkileşimin ve iletişimin kadim doğası hakkında da yeni veriler sağlıyor. Tarihin bize uzak olan noktalarından, asılar öncesinden hatta karanlık dönemlerden elimize ulaşan verilerle yine yeniden insanlık tarihine bakma ve ortak mazimizi anlama imkanı yakalıyoruz.

MÖ 2. yüzyılda inşa edilmiş olan Milet'teki ''Kutsal Yol'' üzerinde bulunan İonik Stoa. ©Aykan Özener

Eski çağlardan elimize ulaşan metinler, toprak altından çıkıp yeniden güneşle buluşan arkeolojik kalıntılar, hepsi birlikte, tekrar tekrar bir bütün olarak evrimimize hayretle bakmamıza vesile oluyor. Bu hayret kimi zaman eserlere kimi zaman da o eserlerin yapıldığı dönemin düşüncesine yönelik oluyor. Biz 21. yüzyıl insanları, kendi dönemimizden, kendi teknolojilerimizden, kendi bilgi dünyamızdan baktığımızda, bize zamansal olarak çok uzak ve bizim elimizdeki bilgi ve teknolojinin çok azına sahip atalarımızın eserlerinin ihtişamı karşısında, belki de onların kendilerini çevreleyen dünyanın detaylarını fark ettikleri anlardan daha fazla hayrete düşüyoruz.

Antik dünyanın birçok açıdan hayranlık uyandıran kentlerindendir Milet kenti. Milet ya da Miletos, konumu ve tarihe bir not misali bıraktığı eserlerin yanında, en büyük etkisini adını taşıyan Milet okuluyla yapmıştır. Milet okulu, kendini çevreleyen dünyaya merakla bakan, onun karşısında hayrete düşen insanoğlunun bilinen ilk sistemli düşünme örneklerini armağan etmiştir, kendinden sonraki dünyaya ve özellikle felsefe için “mucize” tabirinin kullanılmasına neden olmuştur. Elbette “mucize” olarak değerlendirilen bu sistemli düşüncenin ortaya çıkışında, antik liman kenti Miletos’un beslendiği bereketli çevresi ve bu çevrenin Milet topraklarına taşıdığı tohumların türlü ürüne dönüşmesine imkan tanıyan yapısı etkili olmuştur. Başka bir ifadeyle, farklı kültürler Ege’nin bereketli doğasında bir araya gelerek, dünyanın ortak mirası olacak bir gelenek bırakmıştır.

Milet: Bereket ve Kültürel Etkileşim Merkezi

İnsanlığın evriminde, iletişim başat role sahiptir. Kültürlerin etkileşime girdiği noktalar, kültürlerin iletişiminin verimini, bereketini bize gösterir niteliktedir. Antik Milet şehri ve bu şehirde doğup, dünyanın epistemolojik görüsünü değiştiren Milet Okulu bu bağlamda ele alındığında, hem insan uygarlığının evrimine ışık tutmakta hem de bugün rotasını arayan modern dünyanın ihtiyaç duyduğu kültürler arası iletişime model teşkil etmektedir.

Güneş saati tutan Anaksimandros Mozaiği, Roma, MS 3. yüzyıl. ©romegreeceart

Antik dönemde kültürel etkileşimlerin, savaşlar (ya da istilalar, yağmalar), ticaret ve göçlerle yaşandığını görüyoruz. Özellikle bereketli sahil kentlerinde bu üçüne birden rastlamak mümkün. Zaten o kentleri de birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış antik kentler olarak okuyoruz kaynaklarda. Döneminin gelişmiş bir liman kenti olması, Milet’in de farklı kültürlerle etkileşime geçmesine neden olmuştu. Aynı zamanda bereketli topraklar üzerinde yaşamaları Milet’in bir taraftan gelişmişlik seviyesini arttırırken diğer taraftan cazip bir hedef olmasına neden oluyordu. Nitekim Herodot Tarih’inde bahsedilen tek İyon şehri olan Milet’e  Alyattes’in düzenlediği seferden bahsederken ana planının hem Milet’in bereketli tarlalarıyla alakalı olduğunu hem de Milet’in denize hakim bir toplum olduğunu öğreniyoruz: “Babasının Miletoslulara karşı başlattığı savaşı o da devam ettirdi. Çıktığı seferde kenti kuşatmak için şöyle bir plan yaptı: Ekinler olgunlaşınca sefere çıktı. Ordu kadın ve erkeklerin çaldığı sayısız flüt ve arp sesiyle birlikte ilerliyordu. Miletos topraklarına ulaşıldığında, kırsal alanda, bırakın çiftliklere zarar vermeyi hiçbir şeye dokunmadılar. Sadece ağaçları kestiler ve ekinleri toplayıp geri döndüler. Miletoslular denize hâkimdi ve bu nedenle kenti kuşatmak zordu. Ayrıca Lidyalıların çiftliklere zarar vermemelerinin nedeni Miletosluların toprağı işlemeye devam etmeleri ve yeniden geldiklerinde yağmalayacak bir şeyler bulabilmekti.” Herodot’un anlattıklarından da anlaşıldığı gibi, Miletos denizcilikte ve tarımda mahir bir toplum özelliğinde. Nitekim günümüze ulaşan arkeolojik eserler de Miletlilerin bu özelliklerini görebiliyoruz…

Devamı; Aktüel Arkeoloji Dergisi 95. Sayı “ Antik Dönemde Eğitim”

EN ÇOK OKUNANLAR

Köpeğini Gezdiren Çocuk Roma Dönemine Ait Altın Bilezik Buldu

11 yaşındaki bir çocuk, İngiltere'nin Batı Sussex bölgesindeki Pagham yakınlarındaki bir tarlada nadir bulunan altın bir Roma bileziği keşfetti. Romalı askerlere kahramanlıklarından dolayı verilen armilla tipi süslü bir bilezik olan ve MS.1. yüzyıla tarihlenen bilezik, 300 yıldan daha eski bir altın obje olarak, bir adli tıp soruşturmasında resmi olarak hazine ilan edildi.

SON İÇERİKLER