Osmanlı Devleti Döneminde İzmir’de Dokuma Sanayisi
Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan 17. yüzyıla kadarki süreçte ekonomisinin temelinin tarım ve belli meslek gruplarının küçük ölçekli imalat ve ticaretine dayalı olduğu gözlemlenmektedir. Osmanlı Devleti’nin çağdaşı olan diğer devletler gibi feodal bir yönetim yapısının ve kölelik sisteminin olmaması, ekonomik yapısının ise tarım merkezli tımar sistemine dayalı olması onu diğer devletlere göre daha güçlü bir konuma getirmiştir.
- Yazar : Taylan Zeybek
- Tarih : 2022-11-28 10:53:26

18. yüzyıl sonunda inşa edilen ve bu günkü Basmane semtinde bulunan basma fabrikasının 1860’larda istimlak edildikten sonra yerine inşa edilen Basmane garının 19. yüzyıl sonundaki görünümü. (Kaynak: Taylan Zeybek Arşivi).
16. yüzyıl ile 19. yüzyıl arasında Osmanlı Devleti benimsediği üç ana ilkeyle hem merkezi otoritesini güçlendirmiş hem de coğrafyada yaşayan halkın ihtiyaçlarını karşılamıştı. Bunlardan ilki olan iaşe ilkesinde üretim ve üreticiye müdahale ederek halkın daha ucuz, bol ve kaliteli mala erişilmesi sağlanmıştı. Malın ancak üreticinin iç pazarda ihtiyacı karşıladıktan sonra ihtiyaç fazlası olanın ihracına izin veriliyordu. İkinci ilke olan gelenekselcilik ilkesinde tarım ve tarım dışı ekonomide mevcut durum korunmaya çalışılmış, üreticinin büyümesi veya küçülmesi dengelenmiştir. Üçüncü ilke olan fiskalizm ise en basit şekilde hazineye ait gelirleri mümkün olduğunca en üst seviyeye çıkarmak ve ulaştığı düzeyin altına inmesini engellemeyi amaçlamak anlamına gelir. Bu uygulama, daha çok devlette harcamaların azaltılması yoluyla yapılmıştır. Devletin üretimden tüketime ekonominin her alanına müdahalesinin sebepleri arasında ulaşım zorluğu sorunu, nakit para sıkıntısı, kıtlık ve üretim yetersizliği bulunmaktaydı. Osmanlı Devleti’ni ekonomik anlamda güçlü tutan bu ilkeler ve uygulamalar, sonraki dönemlerde ülkenin ihtiyaçlarını dışarıdan karşılaması, ithalat ve ihracattaki dengenin bozulmasıyla yetersiz gelecekti. Sıcak paranın dışarıya yönelmesi sonucu Avrupa’da yaşanan sanayi devrimi ile ihtiyaç olacak sermayenin birikimi engellenmiş oldu. Bu durumun yanında 17. yüzyıldan itibaren coğrafi keşifler ile birlikte ticaret yollarının önemini kaybetmesi ve Akdeniz’in eski önemini yitirmesi, devletin ıslahat çalışmalarının başarılı olamaması, uzun süren yenilgi ve geri çekilmelerle sonuçlanan savaşlar Osmanlının çöküşe uğramasına neden olacak temel unsurlardı. 18. yüzyılda batı ülkelerinde artan özel mülkiyet uygulamaları Osmanlı’daki geleneksel toprak düzenini bozmaya başladı. Buna bağlı olarak devlet yöneticileri hükümranlıklarının zarara uğramaması için uygulamayı gevşetme yönelimine gitmişler ve tımar sahipleri arazileri sahiplenip devlete vergi ödememeye başlamışlardı. Arazi vergilerinde kayıp yaşamaya başlayan devlet, nakit sıkıntısı çekmekteydi.
Bu vergileri toplamak ile görevli mültezimler merkezdeki güç kaybı sonucunda ellerindeki topraklara el koyup devletin işini zora sokmaya başlamışlardı. Devletin, tarıma dayalı bu ekonomik yapısı yıkılıncaya kadar sürmüş olsa da ülke, kendi ihtiyacını karşılayabilecek imalat sanayisine de sahipti. 18. yüzyılda Avrupa’da yaşanacak olan sanayi devrimi, Osmanlı Devleti’ni ekonomik olarak sarsacak düzeyde değildi. Fakat zamanla Avrupa’nın ticaret hacminin büyümesi, üretim gücü, askeri ve siyasi gücünün artmasıyla 19. yüzyılın başlarında durum Osmanlı Devleti için kötüye gitmeye başladı. Özellikle kapitülasyonlar, özel ticaret anlaşmaları devletin aleyhine durum oluştururken, ülke içindeki imalatçının bu durumlardan olumsuz şekilde etkilendiği görüldü. Hem ekonomik hem de içte ve dışta yaşanan siyasi olumsuzluklar, Osmanlı içindeki imalat sanayisini durma noktasına getirmiş, bu durum etki olarak ülkede Avrupa’daki gibi modern sanayiye geçişi zorunlu kılmıştır. İlk olarak Avrupa’daki devletlere uyum sağlamak amaçlı askeri, idari, ekonomik, siyasi ve adli alanlarda ıslahat çalışmalarına başlanmıştır.
1851 yılında Londra’da kristal sarayda düzenlenen büyük sergide, pamuklu dokuma makinelerinin görünümü. (Kaynak: www.ikfoundation.org).
Avrupa’ya göre hemen hemen 30 yıl kadar geç başlayan modern sanayileşme çabaları, ilk zamanlar, fiziki, beşeri sermaye birikimi eksiği ve teşebbüs gücü yetersizliği ile sınırlı düzeyde kalmıştır. İlk modern sanayileşme çabaları III. Selim ve II Mahmut dönemlerinde yapılmıştır. Bu dönemde askeri alanda yapılan ıslahatlara bağlı olarak askeri kılık kıyafet ve silah imalatına dayalı sanayileşme ağırlıklı olarak gözlemlenmektedir. Gerek kaynak temini eksikliği gerekse de tedarik zinciri sistemindeki sıkıntılar bu tesislerin devamlılığı açısından yeterli olamamıştır.
Bu tesislerden bazılarını örnek verecek olursak; İstanbul’da kurulan Beykoz Kağıt Fabrikası (1804), Beykoz Deri ve Kundura Fabrikası (1812), Paşabahçe Tekel İspirto Fabrikası (1822), Eyüp İplik Fabrikası (1827), İslimye Çuha Fabrikası (1830) verilebilir. Osmanlı Devleti’nin 1838 yılında imzaladığı Balta Limanı Anlaşmasında İngiliz hükümetine karşı ağır tavizler verilmişti. Bu tavizlerin sebeplerinden biri de Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’nın isyanının bastırılması ve toprakları bir bütün halinde koruyabilme çabası vardı. Yapılan anlaşma ile İngiliz tüccarlar yerli tüccarlar ile aynı haklara ve izinlere sahip olmuştu. İleriki yıllarda bu haklara sahip olmaya başka bazı Avrupa devletleri de başlayacaktı. Ayrıca bu anlaşma, Osmanlı hazinesinin önemli bir geliri olan gümrük vergisinin kaybına neden olacaktı. Hem kapitülasyonlar hem de ticaret anlaşmaları ile sarsılan yerli tüccar ve üreticiler varlıklarını sürdürüp ayakta kalmaya çalıştılar. Bunu da devlet, loncalar oluşturarak esnafı birleştirip anonim şirketler kurmaya teşvik ederek oluşturmaya gayret etti. Böylece bu şirketler üretimlerini, devletin sağlayacağı kolaylıklar ile seri üretime geçirerek Avrupalı tüccarlar ve üreticiler ile rekabete sokabilecekti. Zamanla devlet, içinde bulunduğu zor koşullar nedeniyle şirketleri kaderlerine bırakması, kalifiye eleman yetiştirememe, işi bilen zanaatkar ve sanatkarların ölümleri ve buna bağlı olarak işin aktarılamamasıyla bu kuruluşların kapanmasına neden olmuştur. Sanayide politika değişikliği ise 1863 yılında Islah Sanayi Komisyonunun kurulmasıyla sağlandı. Buna göre gümrük resimlerinin arttırılması, esnaf toplumunun şirket kurabilmesi, şirketlere sermaye bulunması, sanayi mekteplerinin açılması, sergiler vasıtasıyla yerli malın halka tanıtımı konuları ele alınmıştı.
Jean Denis Barbié Du Bocage’ın 1780 yılında çizdiği İzmir kenti haritasında 1 numara ile gösterilen alanda “Kırmızı Pamuk İpliği Boyahanesi”, 2 numaralı alanda “Tabakhaneler” ve Boyacı deresini geçmeye yarayan bir “Köprü” gösterilmiştir. (Kaynak: gallica.bnf.fr).
Mithat Paşa Tuna Valiliği sırasında kendi yönetim bölgesinde Islahhane adı altında sanat okulları açtırmıştı ve olumlu sonuçlar alınmıştı. Islahhanelerde amaç din ve cinsiyet farkı olmadan yoksul ve kimsesiz çocukları okutmak, hesap, dokumacılık, terzilik, kunduracılık, demircilik gibi meslek dallarında kalifiye eleman yetiştirmekti. Osmanlı Devleti bu okulların faydasının olduğunu görerek ülkenin birçok kentinde bu okulları açmaya başlamıştı. 1868 yılında İstanbul’da açılan ilk sanayi mektebinden sonra Diyarbakır, Şam, Bursa, Kastamonu, Selanik, Bağdat, Konya vilayetlerinde okullar açılmıştı. Sanayi mektepleri yeterli maddi destek alamaması ve geç kalınmış bir uygulama olmasıyla Osmanlı Devleti’nde başarısız ve yarım kalmış bir proje olmuş fakat Türkiye Cumhuriyetinin sanat okullarının temellerini oluşturmuştu. Ülkeyi devlet tarafından sanayileştirme çabaları yetersiz ve başarısız kalınca son çare olarak özel teşebbüs yoluyla sanayileşmeye gidilmişti. Fakat bu durum girişimcinin sermaye yetersizliği ve sermayesini riske etmek istememesi nedeniyle kısıtlı kalacaktı. Osmanlı Devleti’nde büyük sermaye barındıran Avrupalı tüccarlar ise fabrika açmak yerine devlet garantili kesin ve kısa vadeli kar getiren demir yolları, elektrik işletmeciliği gibi sektörlere yöneldiler.
T. A. Spartalı halı firmasının kartpostala sonradan eklettiği reklamı. Kartpostal, O.C.M. kurulmadan önceki (1907/1908) tarihe ait olmalı. (Kaynak: www.levantineheritage.com).
Devamı; Aktüel Arkeoloji Dergisi 89. Sayı “Osmanlı’da İzmir Tanıklığı”
EN ÇOK OKUNANLAR
Altınlarla Donatılmış Trakyalı Savaşçı Mezarı Bulundu
Arkeologlardan oluşan bir ekip, Bulgaristan'ın Topolovgrad kenti yakınlarındaki Kapitan Petko Voyvoda köyünde çok heyecan verici bir keşifte bulunarak, Trakyalı bir savaşçının mezarını ve altından oluşan pek çok eseri ortaya çıkardı.
- Trakyalı
- Trak
- Savaşçı
- Süvari
- Mezar
- Altın
- Yüzük
- Hançer
- Zırh
- Hazine
- At
- Bulgaristan
- Thracian
- Thracian
- Warrior
- Cavalry
- Tomb
- Gold
- Ring
- Dagger
- Armour
- Treasure
- Horse
- Bulgaria
- Arkeoloji
- Tarih
- Sanat
- Sanat Tarihi
- Antik
- Kültür
- Medeniyet
- Archaeology
- Archaeological
- History
- Art
- Art History
- Heritage
- Culture
- Civilization
- Haber
- Gündem
- Güncel
- Aktüel
- Arkeolojik Haber
- Archa
Tarlada Yürüyüş Yapan Kadın 2150 Gümüş Sikke Buldu
Prag'ın güneydoğusundaki Kutnohorsk kentinde tarlada yürüyüş yapan bir kadın, çiftçilik faaliyetleri sırasında yüzeye çıkan birkaç gümüş sikkeye rastladı. Çek Cumhuriyeti'nde şimdiye kadar bulunan en büyük erken ortaçağ sikke istifini açığa çıkardığının farkında değildi.
SON İÇERİKLER
Gemi Batığından 1100 Yıllık Kapağı Açılmamış Amphora Çıkartıldı
- Amfora
- Sualtı Arkeolojisi
- Batık
- Gemi
- Seramik
- Ticaret
- Akdeniz
- Antalya
- Kaş
- Türkiye
- Anadolu
- Amphora
- Underwater Archaeology
- Shipwreck
- Ship
- Ceramic
- Trade
- Mediterranean
- Turkey
- Anatolia
- Arkeoloji
- Tarih
- Sanat
- Sanat Tarihi
- Antik
- Kültür
- Medeniyet
- Archaeology
- Archaeological
- History
- Art
- Art History
- Heritage
- Culture
- Civilization
- Haber
- Gündem
- Güncel
- Aktüel
- Arkeolojik Haber
"Gladyatörler Kenti" Stratonikeia'da 2 Bin Yıllık Lahit Bulundu
- Lahit
- Mezar
- Mermer
- Girland
- Boğa
- Koç
- Eros
- Stratonikeia
- Gladyatör Kenti
- Muğla
- Yatağan
- Türkiye
- Anadolu
- Sarcophagus
- Tomb
- Marble
- Girland
- Bull
- Ram
- Eros
- City of Gladiators
- Turkey
- Anatolia
- Arkeoloji
- Tarih
- Sanat
- Sanat Tarihi
- Antik
- Kültür
- Medeniyet
- Archaeology
- Archaeological
- History
- Art
- Art History
- Heritage
- Culture
- Civilization
- Haber
- Gündem
- Güncel
- Aktüel
- Arkeolojik