Urartu Krallığı’nda Yemek ve Mutfak Kültürü

İlkel çağlarda besinlerini avlayarak tüketen insanoğlu, yerleşik yaşama geçmesiyle birlikte avlanmanın yanı sıra evcilleştirdiği hayvanlar ve ekip biçtiği tarım ürünlerinden besin ihtiyacını karşılamıştır. Başlangıçta insanoğlu yiyeceklere sadece yaşamını sürdürebilmek için ihtiyaç duymuştur. Bununla birlikte tarımsal üretime geçiş ve devletleşme sürecinde gelişen teknolojiyle birlikte besin çeşitleri artmış ve bölgesel mutfak kültürleri ortaya çıkmıştır.

Büyük bir kazanın sapından kanatlı bir boğanın tunç başı. MÖ 8. yüzyıl ile 7. yüzyıl Urartu. Toprakkale, (British Museum, Londra)

Yemek ve mutfak kültürünün Urartu Krallığı’na özgü tarafını tanıtan kaynaklar da zengindir. Urartuların egemenlik sürdüğü coğrafyada gerçekleştirilen bilimsel kazı çalışmalarında ele geçen buluntular bu konuda önemli bilgiler sunar. Urartular besin ihtiyaçlarını, hayvanlar ve bitkiler olmak üzere iki ana kaynaktan temin etmiştir. Ayanis, Van/Yoncatepe, Aşağı ve Yukarı Anzaf, Karmir-Blur ile Çavuştepe merkezlerinde gerçekleştirilen bilimsel kazı çalışmalarında çeşitli türde besin kalıntıları tespit edilmiştir. Bunlar; akdarı, süpürgelik darı, tilkikuyruğu darısı, arpa, bezelye, burçak, darı, başak kabuğu, ekmeklik buğday, çavdar, kimyon, kişniş, maydanoz, mercimek, nohut, yoğurt otu, delice ve çobandeğneği, susam (küncüt) yağı ve üzüm, erik, elma, ayva, kiraz, nar gibi meyvelerdir. Arkeobotanik örneklerin yanı sıra dönemin yazılı metinlerinde besin ürünlerinden özellikle üzümün bahsi geçer. Metinlerde, üzüm “ḫaluli” ve üzüm bağları “GIŠuldi veya GIŠ- GEŠTIN” olarak ifade edilir. Ayrıca Ayanis, Yukarı Anzaf, Karmir-Blur, Çavuştepe ve Armavir-Blur’da ele geçen hayvan kalıntılarından Urartu toplumunda at, koyun, keçi, kuzu, ceylan, geyik, tavuk, kaz, ördek, sazan ve alabalık gibi hayvanların tüketildiği anlaşılmaktadır. Temel geçim kaynağının hayvancılık olduğu göz önünde bulundurulduğunda Urartuların, hayvansal ürünler olan süt ürünlerini tükettikleri de düşünülebilir. Bunun yanı sıra Urartu Krallığı’nda bitki ve hayvanların yanı sıra şarap ve bira gibi içecekler de tüketilmiştir.

Engebeli ve dağlık bir coğrafyada yaşam sürdürmüş olan Urartular tahıl ürünleri, susam yağı, hayvansal ürünleri muhafaza etmek için depo odaları inşa etmişlerdir. Bu depo odaları; Çavuştepe, Ayanis, Erzincan/Altıntepe, Adilcevaz/Kef Kalesi, Kayalıdere, Karmir-Blur, Kevenli Kalesi ve Armavir-Blur gibi bazı Urartu merkezlerinde ortaya çıkarılmıştır. Depo odalarında besin ve içeceklerin muhafazasında, omuz kısmına kadar tabana gömülü büyük boy pitoslar kullanılmıştır. Bu pithosların omuz kısımlarında, içinde kaç ölçek yiyecek ve içecek bulunduğunu gösteren çivi yazısı veya hiyeroglif işaretler bulunur. Armavir-Blur ve Karmir-Blur’da ortaya çıkarılan şarap depoları Urartu Krallığı’nın tahıl ürünleri, hayvansal ürünler ve susam yağının yanı sıra şarabı da depoladığını gösterir. Ayrıca Urartu’nun çağdaşı Yeni Assur Dönemi kralı II. Sargon’un 8. yıl sefer kayıtlarına ait bir metinden, Urartu depo odalarında, şarabın deri tulumlar içerisinde saklandığını da öğrenmekteyiz.

Yemek kültürünün önemli birimlerinden biri de hiç şüphesiz ki mutfaktır. Urartu’da mutfak yapıları Çavuştepe, Yukarı Anzaf, Van/Yoncatepe, Giriktepe ve Erzincan/Altıntepe gibi merkezlerden bilinir. Mutfak yapılarında çanak çömlekler başta olmak üzere ocaklar, fırınlar, küvetler ve atık su drenaj sistemleri yer alır. Yiyecek ve içecekleri pişirmede, tüketmede ve saklamada kap kacaklarında önemli bir yeri vardır. Urartu dönemine ait birçok merkezde pişmiş toprak başta olmak üzere metal üretimi çanaklar, kâseler, tabaklar, çömlekler, testiler, meyvelikler, bardaklar, bakraçlar, mataralar, lengerler, tavalar, kaşıklar, süzgeçler, kazanlar ve kadehler ele geçmiştir…

Devamı; Aktüel Arkeoloji Dergisi 103. Sayı “Tanrıların Ziyafetinden Günlük Sofralara Yemek”

EN ÇOK OKUNANLAR

Tarlada Yürüyüş Yapan Kadın 2150 Gümüş Sikke Buldu

Prag'ın güneydoğusundaki Kutnohorsk kentinde tarlada yürüyüş yapan bir kadın, çiftçilik faaliyetleri sırasında yüzeye çıkan birkaç gümüş sikkeye rastladı. Çek Cumhuriyeti'nde şimdiye kadar bulunan en büyük erken ortaçağ sikke istifini açığa çıkardığının farkında değildi.

SON İÇERİKLER