Eskiyapar Höyük

MÖ 3. Binyılda Hatti Çağdaşı Bir Kent

Eskiyapar Eski Tunç Çağı eserleri, dönemin zenginliğini ve refahını göstermesinin yanı sıra Anadolu ve Anadolu dışındaki ilişkilere ışık tutması açısından da önem taşımaktadır. Gümüş kaplar ve süs eşyasının yakın benzerleri Truva ve Ege’deki Poliohni’dedir. Takılardan bazıları Mezopotamya’nın güneyindeki Sümer Ur kral mezarlığına kadar ulaşan geniş bir alanda kültürel paralellikleri sergilemektedir.

Eskiyapar Hazinesi’nden altın küpe Ankara Anadolu medeniyetleri Müzesi

Çorum’un Alaca İlçesi sınırları içinde yer alan Eskiyapar Höyük, yakın çevresindeki Boğazköy ve Alaca Höyük gibi MÖ 3. bin ve 2. binyıllarının önemli arkeolojik merkezlerinin adeta bir kavşak noktasında yer almaktadır. 1968 yılında başlayan Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi kazıları 1983 yılına kadar sürmüş, kazılar sırasında Hatti medeniyetinin en parlak günlerini yaşadığı Eski Tunç Çağı tabakaları gün ışığına çıkarılmıştır. 1990’lı yıllarda Çorum Müzesinin kısa süreli kazısından sonra 2010 yılında kazı ekibimizle son dönem kazıları başlatılmıştır. Eskiyapar Höyük, çevresindeki tarlaların seviyesinden yaklaşık 11 metre yüksekliktedir. İlk dönem kazılarında köy evlerinin höyük üzerinde olması nedeniyle kazılar, evlerin arasında veya kısmen kamulaştırılan alanlarda sürdürülebilmiştir. Kazılar sırasında Eski Tunç Çağından, Demir Çağı, Roma ve Hellenistik dönemlere kadar kültürel ve mimari izler tespit edilmiş, tabakaların neredeyse köy evlerine kadar kesintisiz devam ettiği belirlenmiştir. Höyük’teki her bir kültür katmanı farklı medeniyetleri temsil etse de mimari özellikleri ve yaşam tarzları birbirlerinden çok farklı değildir. Aynı coğrafya, aynı fiziki çevre, iklim şartları ve bereketli topraklar, her dönemdeki kültürel oluşumları ve gelişimleri etkilemiştir. Eskiyapar, böylesine uygun yaşam koşullarını taşıyan Hatti ve Hitit iç çekirdek bölgesinin merkezi bir noktasında yer almaktadır. Alacahöyük ve Boğazköy’le birlikte aynı bölgeyi paylaşan Eskiyapar, Hitit Çağında ve önceki Eski Tunç Çağında önemli bir Orta Anadolu kentidir.

Eski Tunç Çağında Anadolu’nun yanı sıra Suriye ve Mezopotamya’da önemli sosyal ve kültürel gelişmeler yaşanmıştır. Özellikle Erhanedanlar döneminde (MÖ 2900-2350) Mezopotamya’da kent krallıkları kurulmuş, ilk kez kral ve rahip kavramı birbirinden ayrılmış, saray ve tapınak yapıları bağımsız olarak kurulmuştur. Aynı dönemin Ebla ve Mari gibi Suriye kentlerinde güçlü Erhanedan kültürünün etkisi mevcuttur. Zenginleşmiş ve bağımsız askeri bir güce sahip olan Mezopotamya kent krallıklarının artan hammadde ihtiyacı için Anadolu toprakları zengin bir hammadde potansiyeline sahipti. Bu nedenle iki kültür bölgesi arasında ticari ilişkiler kurulmaya başlamış bunun sonrasında Mezopotamya’nın Akad Çağında (MÖ 2334-2150) askeri ve siyasi ilişkiler gelmiştir. Bu dönemde tüm Yakındoğu, merkezi bir krallık kuran Akadların kontrolündedir. Aynı şekilde Anadolu kentleri ve Hatti de bu askeri ve siyasi gücün baskısına maruz kalarak, Akad Krallığı’nın kısmen kontrolü altına girmiştir. Sonrasında Mezopotamya’nın Sümer kültürünün tekrar bağımsızlığını kazandığı III. Ur Çağında (MÖ 2112-2004) durum eskiye dönmüştür. MÖ 3. binyılda Mezopotamya ve çevre kültür bölgesi ile olan ticari ilişkiler, sonraki MÖ 2. binyılın ilk çeyreğinde Anadolu’daki Kayseri Kültepe Kaniş/Karum ve Mezopotamya’daki Assur kenti arasında kurumsal güçlü bir ticaret ağının tesis edilmesine neden olmuştur. MÖ 3. binyılda Anadolu’da henüz yazı kullanılmazken, komşu ülkeler Anadolu’dan Hatti ülkesi olarak bahseder. Dolayısıyla bu dönem Anadolu’su hakkında ancak komşularından; Mezopotamya ve çevre kültür bölgelerinin yazılı kaynaklarından bilgi alınabilmektedir. Orta Anadolu için kullanılan Hatti ülkesi tanımlaması Hitit çağının sonuna kadar kullanılmaya devam etmiştir. Kendilerine ait bir dil konuşan Anadolu’nun yerli kültürü Hatti insanlarının yaşadığı bölgede Eskiyapar, MÖ 3. binyılda tarımsal ekonomisiyle ve madencilik aktiviteleriyle yaşamını sürdürmüştür. 

Eskiyapar’ın Eski Tunç Çağı, ilk dönem kazılarında ayrıntılı olarak incelenmiş; çağın orta ve geç safhaları arkeolojik kazılarla tespit edilerek dönemin yapıları ortaya çıkarılmıştır. Eski Tunç Çağı III’e tarihlenen üç yapı katının son safhasında, biri büyük diğeri küçük olmak üzere iki hazine bulunmuştur. Kıymetli madenlerden ve yarı kıymetli taşlardan yapılmış takıları içeren her iki hazine zamanında bir binanın tabanı altına gömülmüştü. “A” ve “B” olarak tanımlanan iki hazine pişmiş toprak kaplara konulmuştur. Bunların yanında iki gümüş kadeh, uzun saplı metal bir tava ve bir tören baltası ele geçmiştir. “B” hazine grubunda daha az obje vardır. Bulunanların tümü süs eşyası olup, altın ve dağ kristali başlıklı elbise iğneleri, gümüş bileklik, çoğunluğu altın ve gümüşten kolye taneleri ayrıca kısmen akik ve dağ kristalinden kolye taneleri, saç halkalarından oluşmaktadır. “A” hazinesinde çeşitli formlarda altın küpeler, altın saç halkaları, altın gerdanlık, altın elbise iğnesi, altın, gümüş ve akik kolye taneleri bulunmuştur. Bunların arasında yer alan dört spiralli boncuklar dönemin sevilen ve yaygın kullanılan tipleridir. Ayrıca gümüş Suriye şişesi, gümüş omfalloslu kase, gümüş fincanlar gibi kıymetli sıralanabilen kıymetli takılar sıralanabilen kıymetli takılar. Burada sadece bir kısmı sıralanabilen kıymetli takılar kentin zenginliğine ve buna bağlı olarak dönemin refah seviyesine işaret etmektedir. 

Eskiyapar Eski Tunç Çağı eserleri, dönemin zenginliğini ve refahını göstermesinin yanı sıra Anadolu ve Anadolu dışındaki ilişkilere ışık tutması açısından da önem taşımaktadır. Gümüş kaplar ve süs eşyasının yakın benzerleri Truva ve Ege’deki Poliohni’dedir. Takılardan bazıları Mezopotamya’nın güneyindeki Sümer Ur kral mezarlığına kadar ulaşan geniş bir alanda kültürel paralellikleri sergilemektedir. Eserlerin bir kısmı Kuzey Suriye, Tel Brak, Assur gibi merkezlerlerle de karşılaştırılmaktadır. Burada geniş bir coğrafyadaki kültürel paralelliği kısaca vurgulanan zengin arkeolojik eserler Hatti kültürünün, Anadolu içinde olduğu kadar Anadolu dışına taşan uluslarararası bir coğrafyadaki kültürel ilişkilerini de ortaya koymaktadır. Bu bağlamda Eski Tunç Çağının Eskiyapar’ı uluslararası önem taşıyan bir kültür ve ticaret merkezi konumundadır. Aynı çağda Anadolu’nun altın ve gümüş kaynakları yerel beylerin de zenginleşmesine yol açmıştır. 1935’de başlayan Alacahöyük kazılarında ortaya çıkartılan kazılarında prens ve prenses mezarları dönemin ileri gelenlerinin ekonomik durumu hakkında bilgiler sağlamaktadır. Alaca Höyük güçlü bir Hatti merkezidir. Orta Anadolu’da, Çorum İl sınırları içindeki Resuloğlu Hatti mezarlığı ise bir yerel yönetim otoritesinin bölgesel zenginliğini ve ekonomik gücünü sergilemektedir. 

Eski Tunç Çağına ait yeni buluntular,  Eskiyapar’da 2010 yılından beri höyüğün kuzey yamacında sürdürülen son dönem kazılarında kendisini göstermeye başlamıştır. Kazılarımız sırasında mimariye ve arkeolojik buluntulara bağlı olarak oluşturduğumuz stratigrafide 7 farklı seviye belirlenmiştir. Bunlardan 7. seviye Eski Tunç Çağının son safhasına ait olup daha önce doğu kesimde hazinelerin bulunduğu en geç safha ile çağdaştır. Eski Tunç Çağına yönelik kazılarımız şimdilik “A” açması olarak tanımladığımız, kazı alanımızın kuzey ucunda sürdürülmektedir. 

Burada damga mühürler ve dönemin çanak çömlek tipleri bulunmuştur. Bulunan eserler Eski Tunç Çağın son safhasına aittir. 2013 yılında bu kesimin batıya doğru genişletilmesi amacıyla bir sondaj açılmıştır. Kazılar sırasında MÖ 2. binin başına tarihlenen tabakaya ait şiddetli bir yangına işaret eden molozun altındaki Eski Tunç Çağı seviyesinde in-situ çanak çömlekler tespit edilmiştir. Bulunan çanak çömlekler, çekirdek bölgemizden Tokat Maşathöyük’e kadar uzanan alanda yaygın olarak kullanılan sergiler. 2013 açması höyüğün kuzey kesiminde batıya doğru kazmayı planladığımız alanın Hatti için önemini göstermektedir. Bugüne kadar yapılan çalışmalar sonucunda Eskiyapar’ın Hatti kültürü ile çağdaş Eski Tunç Çağı tabakalarının höyük seviyesinin altında yoğunlaştığı anlaşılmaktadır. Olasılıkla Eskiyapar’da Hatti kültürü ile çağdaş en geç yerleşim tabakası, höyüğün içine doğru tarla seviyesinden 2-3 metre yükselmiştir. Sonuç olarak Eskiyapar’da Eski Tunç Çağı kültür katmanına ait tabakaların büyük ölçüde tarla seviyesinin altında devam ettiğini söyleyebiliyoruz. Eskiyapar’da sürdürülecek kazılar, merkez bölgemizde Eski Tunç Çağında, önemli bir kentin tabakalaşmasını ve kentsel niteliklerini ortaya koyacaktır. 

EN ÇOK OKUNANLAR

Köpeğini Gezdiren Çocuk Roma Dönemine Ait Altın Bilezik Buldu

11 yaşındaki bir çocuk, İngiltere'nin Batı Sussex bölgesindeki Pagham yakınlarındaki bir tarlada nadir bulunan altın bir Roma bileziği keşfetti. Romalı askerlere kahramanlıklarından dolayı verilen armilla tipi süslü bir bilezik olan ve MS.1. yüzyıla tarihlenen bilezik, 300 yıldan daha eski bir altın obje olarak, bir adli tıp soruşturmasında resmi olarak hazine ilan edildi.

SON İÇERİKLER