Hattice

Kayıp Bir Dil

Antik Çağ Anadolu’sunda Hattiler tarafından konuşulan Hattice, Hint Avrupa dil ailesine mensup olmayan bir dildir. Hattiler ve Hatti dili hakkında ulaşılabilen bilgiler sınırlıdır ve bu dilin konuşulduğu yaklaşık bir zaman dilimi de belirlenememektedir. 

Hatticenin, diğer Eskiçağ Anadolu dillerinin dahil edildiği Cambridge Dünya Eskiçağ Dilleri Ansiklopedisi’nde  veya Ön Asya’nın Eskiçağ  Dilleri kitapçığında yer almaması da dikkat çekicidir. 

Hattice, bu dönemde bölge için alışılmışın dışında, oldukça uzun ön ek zincirleriyle daha kısa son ek zincirlerinden oluşur. Bugün konuşulan bazı Kafkas dilleriyle arasında bağlantı kurulmaya çalışılsa da, bu dillerle olan ilişkisi belirsizdir. Çeşitli varsayımlara göre Hattice aşağıdaki dil ailelerine mensuptur:

a) Kuzeybatı Kafkas dili (Abkhaz-Adige dil ailesi)

b) Kuzeydoğu Kafkas dili (Dağıstan dil ailesi)

c) Güney Kafkas dili (geleneksel Kartvelian dil ailesi)

Geçtiğimiz yüzyılın ilk yarısında oldukça yaygın olan ve yakın zamanda yeniden ortaya çıkan daha düşük varsayımlara göre, Hattice, sözde Déne-Sino-Kafkasya dil ailesi veya Ege-Anadolu alt katman dilleri arasında sayılmaktadır. Ancak bu varsayımlar oldukça zayıftır.

Hattice eklemeli dillerdendir. Buna göre, dilbilgisel ve sözcüksel olmak üzere tüm morfemler (biçimbirimler) birbirlerine eklendiklerinde, her durumda ayırt edilebilirler ve her morfem yalnızca tek bir dilsel işleve sahiptir. Bu morfemler isim gövdesine eklenen ön ek veya son ekler şeklinde olabilirler:

kā=anwaašuit=ūn = “tahtta”

kā = yerel ön ek = “-ta”+

anwaašuit = isim gövdesi = “taht”+

V(n) = ismin yalın hali dışındaki herhangi bir halini veren son ek

Hatti dilinin fonolojik sistemini ortaya çıkarmak da problemli bir süreçtir. Örneğin /e/ ve /i/ birbirinden güçlükle ayırt edilebilmektedir.

Bunun nedeni kısmi olarak, çeşitli yazıbirimsel uyuşmazlıklara yol açan Hitit metinlerinde kullanılan yazımsal (ortografik) anlaşmalara bağlanmaktadır. Ayrıca ve <ú>  (/o/ /u/?) harflerinin yazıbirimsel değişiminin ötesindeki fonetik (sesçil) değerini bulmak da karmaşık bir konudur. Aynısı sesli harflerin niceliği ve sessiz harflerin niteliği için söylenebilir (örn: sesli oklusif (kapantılı) harfler /b/, /d/, /g/ ve sessiz /p/, /t/, /k/).

Hatti dilinin sözde ergatifliği eski bir tartışma konusudur. Geçmişte yapılan çalışmalarla geniş kapsamlı ve ayrıntılı sonuçlara ulaşılamadığından, bu konuda da kesin bir sonuç çıkarmak mümkün değildir. 

Hattice yazıtlı tabletin (Bo 2030) ön ve arka yüzü ile

‘Hattice’ yazılı belgeleme

Hattice yazılı belgelerinin bulunduğu belli başlı arkeolojik yerleşmeler arasında Ankara’nın 150 kilometre doğusunda yer alan Hattuša, bugünkü adıyla Boğazköy ile Çorum’un 50 kilometre güneydoğusunda yer alan Šapinuwa, bugünkü adıyla Ortaköy yer alır.

Hattice üzerine derleyebildiğimiz bilgiler yabancı kaynaklardan (Hitit belgeleri) elde edildiğinden, Hattice pragmalinguistik (edimbilim/dilin kullanımı) özerkliğe sahip değildir. Bununla birlikte Hatticenin Hititçeye çevrilmesiyle ilgili problemler yakın zamanda yeniden ele alınmıştır.

Hititler metinlerinde Hatti dilini, Hattili yani “hatti dilinde olan” olarak tanımlıyorlardı.

Çok sayıda akademisyen, Hititli kopyalayıcıların yalnızca Hatti ritüelleri ve büyü metinleri değil (Hatti dilindeki başlıca iki metin kategorisi), ancak daha da önemlisi, Hatti dilinin kendisi üzerine sınırlı bir anlayışa sahip olduğu varsayımında birleşmektedir. Diğerleri ise, Hattice metinlerin yalnızca bilimsel bir uydurmadan ibaret olmadığını, dikte edilen bir yazıyı yansıttığını öne sürmektedirler. Hatti diliyle ilgili elimizde Hattice metinlerden parçalar, Hititçe metinlerde yer alan ve tercüme edilmemiş Hattice kelimeler veya cümleler ve Hattice-Hititçe çift dilli metinler bulunmaktadır. Hatticeye en çok, dilin liturjik (ritüelle ilişkili) işlevlere hizmet ettiği, Hititçe dini metinlerde rastlanmaktadır. Hattice yazılı belgeleri kapsamında üç önemli Hattice-Hititçe çift dilli metin bulunur: ‘temel taşını koyma’ ritüeli; bir tapınak temel atma ritüeli ve ‘Ay Tanrısının gökyüzünden düşme’ efsanesi.

Alaca Höyük krali mezarlarından D mezarında ele geçen güneş kursu. Kursun çevresinde güneş ışınları vardır. Merkezde geyik figüri yer almaktadır. Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi

Hattiler

Genelde dil ve etnik köken önemli bir ilişki içerisinde olsa da, etnik yapıyı yalnızca dil bazında yapılandırmak zordur. Bu nedenle Hattilere bir nüfus grubu veya dil topluluğu demek daha doğru olacaktır.

Geçerli bir etno-linguistik (budun dilbilim) teoriye göre, Hint-Avrupa kökenli (Ön-?) Hititler Anadolu’ya en erken MÖ 3. binyılda gelmiş (ancak akademisyenlerin tümü bu konuda hemfikir değildir) ve burada Hatti ve Hurrilerin öncüleriyle karşılaşmışlardır. Bu teoriye göre Hattiler, ‹Anadolu’nun yerlisi› ve dilleri ise ‹alt katman bir dil› olarak görülmelidir. Yakın zamanda yürütülen çalışmalar, bu genel görüşün bir bakıma değişmesine neden olmuştur. Dolayısıyla, Hattilerin Anadolu’da yaşayan barışçıl, anaerkil bir toplum olup, daha önceden varsayıldığı gibi, MÖ 1800-1750 civarlarında bölgeye gelen Hititler tarafından saldırıya uğradıklarını öngören senaryo şimdiki durumda kanıtlanamamaktadır.

Geçtiğimiz yüzyılın ilk yarısında, arkeologlar Orta Anadolu’daki Erken Tunç Çağına ait maddi kültürün ‘kesin olarak yerel bir Anadolu karakterine sahip olduğunu öne sürdüler. Bu dönemde, Hattiler, Orta Anadolu’nun Erken Tunç Çağı krallıklarına bağlı bir halk olarak düşünülmekteydi. Uzun yıllar boyunca, tüm dikkat Alaca Höyük’te bulunan kraliyet mezarları üzerine yönlendirilmişti. Pek çok akademisyen, Alaca Höyük’te kullanılan gömü yöntemlerinin ve mezarlarda bulunan ‘kraliyet eserlerinin’ Hattiler adındaki yerel halka ait olduğuna inanmaktadır. Diğerleri ise güneş kursları ve hayvan biçimli sancaklar gibi ‘kraliyet objelerinin’ Hint-Avrupa soylularına ait semboller olduğunu öne sürmektedir ancak bu teoriler dünyaca kabul görmemektedir. Şimdiye dek öne sürülen tüm akademik teoriler sağlam bir bulguya dayanmadığından ve mevcut kaynaklar oldukça sınırlı olduğundan, herhangi bir somut etno-politik senaryonun oluşturulması için daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir. 

Hatti ve Hitit kültürleri ve dinleri

Hattice ve çift dilli metinlerin Hattice veya Hititçe çevirilerini içeren ve sayıca az bulunan metinler, büyük çoğunlukla dinsel veya kült niteliğe sahiptir. 

Metinlerde, bazı Hatti tanrılarının isimleri ile Hatti özel isimleri ve yer isimleri yer almaktadır. Hititlerin, Hatti kültürünün ve dini inançlarının pek çok unsurunu benimsedikleri doğrudur. Resmi Hitit dininde mevcut bulunan Hatti öğelerini dahi ayrıştırmak zordur. 

Eski Hitit Krallığı’nın ilk kurulduğu dönemlerden beri, Hititler, ülke adı (atti), krallık ideolojisi ve devlet kurumlarına dair birçok unsuru Hatti kültüründen ödünç almışlardır. Bu nedenle, Eski Krallık’tan bahsedildiğinde, Hattilerin kültürel alt veya üst katmanlarına değinmeksizin bir Hitit kültüründen bahsetmek mümkün değildir. Hatti tanrıları, Hitit panteonunda önemli rol oynarlar. Hitit devlet kültüne ait belgeler genelde Hatti tanrıları veya Hatti isimlerine sahip tanrılardan bahseder.

Geçtiğimiz yıllarda, bağımsız bir Hatti kültür tabakasını Hitit devlet kültünden ayırmaya yönelik çalışmalar yürütüldüyse de, başlı başına bir Hatti devlet kültü veya Hatti kültürel geleneğini belirleme ihtimaline ilişkin şüpheler varlığını sürdürmektedir.

Sözde ‘Hitit efsaneleri’ çoğunlukla Hatti tanrı isimleri, ibadetleri, kült kurumları ve kutsal yerleri gibi Hatti dünyasından referanslar içerirler. Aynı durum, çoğunlukla hatalı olarak Hitit ritüelleri olarak adlandırılan ve aslında Hurri, Luvi ve Hatti kültürlerine ait öğeler barındıran Anadolu ritüelleri için de geçerlidir.

EN ÇOK OKUNANLAR

Köpeğini Gezdiren Çocuk Roma Dönemine Ait Altın Bilezik Buldu

11 yaşındaki bir çocuk, İngiltere'nin Batı Sussex bölgesindeki Pagham yakınlarındaki bir tarlada nadir bulunan altın bir Roma bileziği keşfetti. Romalı askerlere kahramanlıklarından dolayı verilen armilla tipi süslü bir bilezik olan ve MS.1. yüzyıla tarihlenen bilezik, 300 yıldan daha eski bir altın obje olarak, bir adli tıp soruşturmasında resmi olarak hazine ilan edildi.

SON İÇERİKLER