Tarihe Onurlu veya Öteki Olarak Geçmek

BRECHT’IN “Yedi kapılı Teb’i kim kurdu?” sorusu, arkeolojinin temel çelişkisini açığa çıkarır: Tarih, her daim kralları ve kahramanları yüceltirken, emeği görünmez kılar. Günümüz arkeolojisi de çoğu zaman aynı yanılgıyı sürdürür; görkemli eserler ön plana çıkarılır, onları inşa eden binlerce sıradan insanın izlerini ise toprağın altında bırakır.

200 yıllık arkeoloji serüveninde, bugüne kadar arkeologlar, kabul gören materyal kültürden dolayı gösterişli maddi kalıntılara yönelmişlerdir. Antik yerleşimlerdeki kazılar önce tapınaklara, saraylara, tiyatrolara yönelir; halkın yaşadığı sokaklar ve evler çoğu zaman kazılmadan kalır. Tanrıları, kralları ve zengin sınıfları temsil eden eserler parlatılırken; üretim ve gündelik yaşama ait nesneler geri planda kalır. Böylece ziyaretçiler, gücü elinde tutanların ihtişamını görürken onları ayakta tutanların gündelik yaşamını göremez. Müzeler de bu bakışı pekiştirir. Oysa arkeoloji bilimi o zaman dilimindeki tüm değerleri ortaya çıkarmak bilimsel anlamda incelemek ve yorumlamakla sorumludur. Bu bilimin doğduğu ülkelerde artık bu yöntem kabul görmektedir.

Arkeoloji, geçmişi bugünün sorularıyla yorumlar. Bu nedenle kazı alanlarının odağını anıtlardan gündelik yaşama çevirmek; evleri, atölyeleri, işçi barınaklarını, bakım alanlarını hatta çöplükleri incelemek, tarih yazımında yepyeni bir kapı aralar. Bu yaklaşım, uygarlığı yalnızca bir ‘’ilerleme hikayesi’’ olarak değil; eşitsizliklerin, sömürünün ve direncin iç içe geçtiği karmaşık bir süreç olarak görülmesini sağlar.

“Ötekilerin Arkeolojisi”, yalnızca geçmişin değil, bugünün dünyasını da sorgulamamıza olanak tanır. Çünkü arkeoloji, görünmez kılınmış hikayeleri açığa çıkararak sadece binaları değil, toplumsal hafızayı yeniden inşa eder.

Ancak son yıllarda ülkemizde bazı kesimler tarafından geçer akçe olarak yerleştirilmeye çalışılan, ‘’turizm için arkeoloji’’nin günümüz biliminde yeri yoktur. Önceliği her zaman koruma (konservasyon) olan, kültür ve dönemler arasında ayrım gözetmeden; gösterişli eser odaklı değil, arkeolojik bilimsel sonuçlara öncelik veren, hiçbir bilim insanını ötekileştirmeden evrensel normlara dayalı arkeolojik çalışmaların yapılması dileğiyle …

Ahmet YARAŞ

EN ÇOK OKUNANLAR

Tarlada Yürüyüş Yapan Kadın 2150 Gümüş Sikke Buldu

Prag'ın güneydoğusundaki Kutnohorsk kentinde tarlada yürüyüş yapan bir kadın, çiftçilik faaliyetleri sırasında yüzeye çıkan birkaç gümüş sikkeye rastladı. Çek Cumhuriyeti'nde şimdiye kadar bulunan en büyük erken ortaçağ sikke istifini açığa çıkardığının farkında değildi.

SON İÇERİKLER