Kelime Oyunu

SMYRNA VE GRAFİTOLARI

Efsaneye göre Antik Smyrna/İzmir, Büyük İskender'in Doğu Seferi sırasında Bayraklı'daki Eski Smyrna ve çevresini ele geçirdiğinde, Pagos (Kadifekale) yamaçlarında uyurken gördüğü bir rüyanın Apollon Klarios tarafından yorumlanmasının ardından yeni yerinde yeniden kuruldu.

Bazilika Bodrum Katı 2. Galerinin Genel Görünüşü Fotoğraf: Kazıevi Arşivi

Pagos Tepesi ile deniz arasındaki (Kemeraltı) yamaç ve düzlüklerde kurulan "Yeni" Smyrna (Nea Smyrna) Roma İmparatorluk Döneminin ilk iki yüzyılında Ephesos (Efes) ve Pergamon (Bergama) ile her konuda rekabete girmiş ama anlaşılan o ki, MS 3. yüzyıl ile birlikte bu iki kentin önüne geçmeye başlamıştır. Rekabete şahit olan imparatorlar bile bir kenti diğer kente tercih etmiş olmamak için çok dikkatli ve diplomatik davranmak zorunda bırakılmışlardır.

Depremler Asia Eyaleti kentlerini her zaman tedirgin etmişti ve Smyrna MS 177/8'de tarihinin en büyük deprem felaketi ile harap olduğunda İmparator Marcus Aurelius ve Roma yardım elini uzatmak zorunda kalacaktır. İmparator ve Roma'nın desteği ile Smyrna büyük çaplı yeni mimari projeler ve eski yapıların restorasyon projeleri ile yeni baştan yenilenmiştir. Smyrna Agorası'ndaki Portikolar ve Bazilika büyük ölçüde yeniden inşa edilmiş, Agoranın hemen kuzeybatısındaki Roma Hamamı, Tiyatro ve Stadion elden geçirilmiş, büyük hasar gördüğü anlaşılan Agora'ya bitişik durumdaki Kent Meclisi daha büyük ölçülerde yeniden inşa edilmiştir. Smyrnalılar imparatora ve ailesine olan şükranlarını onun ve eşinin portrelerini Faustina Kapısı'nın kemerlerinin kilit taşları üzerine yerleştirerek göstermişlerdi.

Bazilika’nın yeniden elden geçirilmesinin ardından son kertede yaklaşık 160 metre uzunluğunca 4 galeriden oluşan bodrum katının daha önce burada bulunan 2 galerili Hellenistik Dönem Stoası'nın galerilerinin mirasını devam ettiren 1. ve 2. galerilerdeki bölme duvarları ve kemer ayaklarının sıvaları üzerinde belki de dünyanın en zengin Yunanca harflerle yazılmış yazı ve görsellerden oluşan Grafiti kolleksiyonu yer alır. Söz konusu mimari elemanlar üzerindeki sıva iki tabaka halindedir ve her iki tabakada da Roma Dönemi (MS Geç 2. yüzyıl -MS 4. yüzyıl) günlük yaşamının her alanına ilişkin kazıma veya boyalı olarak bir harften bir cümleye veya tek başına bir tasvire kadar onlarca yazı ve görsel bulunmaktadır. Yazıları ve resimlerin meşe kömürü ya da kömür-demir karışımı bir boya (dipinto) ile ya da sivri uçlu kalemlerle veya nesnelerle kazınarak yapılmışlardır. Dipintolarda, en fazla siyah renk kullanılmış olmakla beraber, demir oksitten elde edilen kırmızı ve kahverengi renklere de rastlanılmaktadır. Belki gizliden ve çabucak, kimi zaman kızgınlıkla, kimi zaman hasretle, ya da şükran duygularıyla yapılmış bazen ise hangi amaçla yapıldıkları anlaşılamayan graffitolar ile karşılaşılmaktadır.

Resimler arasında boya ile çok detaylı olarak büyük boyutta yapılmış ticaret ve savaş gemileri, bazen tek başına bazen ise bir mücadele içinde tasvir edilmiş gladyatörler ve phalloslar en dikkat çekici ve sayısal olarak da en fazla yapılmış görsellerdir. Smyrna’daki Roma İmparatorluk Döneminin bu en popüler ve de kanlı gösterileri olan gladyatör dövüşlerinin Smyrna'da da taraftar bulduğu gladyatör tasvirlerinden anlaşılıyor. Balık, kuş gibi hayvan ve çeşitli insan tasvirleri, geometrik şekiller koleksiyonun diğer örneklerini meydana getirirken sıvaya kazıma ile yapılmış mimari tasvirler, çeşitli geometrik şekiller, hem kazıma hem boyalı labrys (çift başlı balta) gibi kutsal objeler de betimlemeler arasında yer alıyor.

G18 Numaralı Grafiti Paneli Fotoğraf : Kazıevi Arşivi

Yazılar ise bazen tek kelime veya bir iki harften oluşurken, kimi zaman bazı uzun adak yazıları çoklu satırlardan oluşan metinler halinde görülmektedirler. Kelime oyunlarından ya da büyük puntolu harfler arasına gizlenmiş küçük puntolu kentler arası rekabete yönelik mesajlara uzanan geniş bir repertuardan bahsetmek mümkün. Ephesos, Sardis ve Tralleis'in adı graffitolar üzerinde yer alıyor ve bu durum kentler arasındaki rekabetin yanı sıra Smyrna'da değişik amaçlarla gelmiş olan çok sayıda göçmenin varlığının da bir işareti olarak değerlendiriliyor. Nitekim R. Tekoğlu, Aktüel Arkeoloji Dergisi’nin bir önceki sayısındaki (Kasım-Aralık 2016/54) makalesinde Smyrna'da Yunanlı ve Romalılarla birlikte Lydialı, Karialı, Phrygialıları bir ticarethane işletirken veya alışveriş yaparken görmemizin hiç de şaşırtıcı olmayacağını dile getirmişti. Aşk ifadeleri de Smyrna graffitoları arasında önemli yer tutmaktadır. Örneğin “Numarası 1308 olan bir kadını seviyorum”. Antik dönemde iyi bilinen bir şifreleme yöntemi olan isopsephism ile şifrelenmiş bu kadının adı R. S. Bagnall’a göre Tykhe’dir. Başka isopsephism örnekleri yanında, bir graffitoda ise umutsuz bir "aşık" şöyle demektedir. C. Tanrıver'in çevirisiyle “Beni sevmeyen bir sevgiliyi seviyorum”. Bazen tahribat bazen ise yazanın belki sadece kendisinin bildiği bir amaçla bir bilmece gibi yazıldığı için, yazıların çoğunun ne ifade ettiği ya da hangi amaçla yazıldığı anlaşılamamıştır. Bununla birlikte Smyrna Agorası graffitoları, Smyrna’yı Delos, Pompeii, Roma, Ostia gibi graffiti açısından zengin olan merkezler arasına, Yunanca graffiti kolleksiyonu açısından ise ilk sıraya yerleştirmektedir.

Kelime oyunları da Smyrna graffitolarında sevilen bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan biri iki yerde görülmektedir. G15 ve G18 olarak numaralandırılan bölme duvarları üzerinde bir tabula ansata içinde beşer harften oluşan Melon-(H)edone-Logos-Onoma-Nesas (Meyve, Zevk (?), Söz (?), İsim, Yüzmüş olan adam) kelimelerinin yukarıdan aşağıya alt alta ve soldan sağa üst üste dizilerek aynı şekilde okunabildikleri görülmektedir.

Gladyatör ve Gemi tasvirlerinin yer aldığı G35 Paneli

μ ῆ λ ο ν

ἡ δ ο ν ή

λ̣ ό̣ γ̣ [ος]

[ὄ ν ο μ α]

ν̣ ή̣ σ̣ α̣ ς̣

Yukarıdan aşağıya ve soldan sağa 3. sırada yer alan logos sözcüğünün bir haç formu göstermesi bu dönemde büyük baskı altında bulunan Hıristiyan topluluklar içinden Smyrnalı Hıristiyanların kendi aralarında haberleşmek için bir mesaj mı olduğu değerlendirilebilmektedir. Erken Hıristiyanlık Tarihi araştırmalarında ve Papiroloji alanında önemli bir figür olan Roger S. Bagnall, bu kelime oyununda karşımıza çıkan haç formuna Hristiyani bir anlam yüklemekten kaçınmaktadır. Ekibimizin Epigrafi Uzmanı ve EÜ Edebiyat Fakültesi Eski Çağ Dilleri Bölümü Başkanı Prof. Dr. Cumhur Tanrıver ile DEÜ Edebiyat Fakültesi Eski Çağ Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Recai Tekoğlu da aynı kanaati paylaşmaktadırlar. Aynı kelime oyununda soldan sağa ve yukarıdan aşağıya 2. kelime olan Hedone bir başka spekülatif sözcüktür. Bu kelimenin Yahudilikte tanrının sıfatlarından biri olan Adonai (Adon/Efendi) sözcüğünün karşılığı olduğu iddiasıdır ki, aynı dönemde Yahudilerin de baskılar altında kaldıklarını belirtmek gerekir. Her iki dini topluluğun zaman zaman karşılıklı olarak hoşgörülü olmadıkları bu süreçte iki topluluğa hitap eden sözcüklerin bir arada olup olmayacağı veya ortak kültürel kökenleri nedenleriyle olabileceği değerlendirilebilir. Uzmanlar bir önceki sözcükte olduğu gibi spekülatif bakış açısının dışında tutum sergilemektedirler.

**Birer Corpus niteliğindeki R.S. Bagnal, Everyday Writing in the Graeco-Roman East (2012) ve R.S. Bagnall, R. Casagrande-Kim, A. Ersoy, C. Tanrıver, B. Yolaçan Graffiti from the Basilica in the Agora of Smyrna (2016) isimli yayınların, hem bu konuda hem de Smyrna grafitolarındaki diğer konularda ilgililer için iyi bir başvuru kaynağı oluşturacağına inanıyoruz.

 

 

 

EN ÇOK OKUNANLAR

Köpeğini Gezdiren Çocuk Roma Dönemine Ait Altın Bilezik Buldu

11 yaşındaki bir çocuk, İngiltere'nin Batı Sussex bölgesindeki Pagham yakınlarındaki bir tarlada nadir bulunan altın bir Roma bileziği keşfetti. Romalı askerlere kahramanlıklarından dolayı verilen armilla tipi süslü bir bilezik olan ve MS.1. yüzyıla tarihlenen bilezik, 300 yıldan daha eski bir altın obje olarak, bir adli tıp soruşturmasında resmi olarak hazine ilan edildi.

SON İÇERİKLER