Magnesia Antik Kenti’ndeki Zeus Tapınağı Yeniden Ayağa Kaldırılacak

Magnesia Antik Kenti Kazıları 2021 yılından itibaren Kültür ve Turizm Bakanlığı adına Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Görkem Kökdemir başkanlığında yürütülmektedir.

©Magnesia Antik Kenti Kazı Arşivi

Magnesia Antik Kenti 2021 yılı çalışma alanlarından bir tanesi de Kutsal Agora içerisindeki Zeus Tapınağında gerçekleştiriliyor. Magnesia da varlığını bildiğimiz Artemis Kutsal Alanı ve bu alan içerisinde yer alan Anadolu’nun en büyük 4. İon tapınağı olan Artemis Tapınağından sonra en önemli tapınak Kutsal Agora içerisinde konumlandırılmış Zeus Tapınağıdır.

©Magnesia Antik Kenti Kazı Arşivi

Cumhuriyet dönemi öncesinde Alman hükümeti adına gerçekleştirilen kazılarda Zeus tapınağına ait mimari elemanların bir kısmı Berlin’e taşınarak Pergamon müzesinde birebir sergilemesi gerçekleştirilmiş ve günümüzde de Berlin Pergamon müzesinin en önemli sergileme alanı olarak önemini korumaktadır. 2021 yılında başlatılan kazılarla %70 oranında korunmuş olduğunu düşünülen bu tapınağın mimari elemanlarını ortaya çıkarttıktan sonra, restorasyon projesi ile tapınağın orijinal yerinde sergilenmesi ve görselleştirilmesini sağlamak en büyük amacımız.

©Magnesia Antik Kenti Kazı Arşivi

Magnesia (Magnesia ad Maeandrum)

Menderes Magnesiası (Magnesia ad Maeandrum), bugünkü Aydın ili, Germencik ilçesi, Tekinköy sınırları içinde yer almaktadır. Antik kent, bugünkü İzmir kent merkezine yaklaşık 120km, Aydın-Kuşadası’na 25km, Aydın-Selçuk’a (Ephesos) 20km,  Aydın-Söke'ye ise yaklaşık 15km uzaklıktadır. Magnesia kentinin önemini kısaca özetlemek veya bir iki fotoğraf ile bu kentin tarihsel değerini anlatabilmek oldukça zordur. Ancak kentin, MÖ 400-350 yılları arasındaki kuruluşundan, Roma Dönemi’nin sonuna kadar olan süreçteki Menderes Vadisi’nin antik limanlarına ulaşan yol ağının tam kavşağında yer alan özel konumu, bu önemi ilk bakışta ortaya koymaktadır.

Troia Savaşlarına Akhalıların müttefiki olarak Thesselia Bölgesi’nden 40 gemi ile katılan Magnetler, 10 yıl süren savaştan sonra, hayatta kalanlar ile birlikte bir gemiyle Girit Adası’na gelirler. Adada, 80 yıl, yaklaşık üç nesil Girit halkı ile akraba olarak yasamaya devam ederler. Daha sonra, Apollon'un kehaneti ile Troia Savaşları’nda Akhalara karşı Troia müttefiki olan Likyalıların lideri Glaukos'un torunu, Likyalı Leukippos'un önderliğinde Anadolu'ya, Ephesos yakınlarında bir bölgeye geçerler. Leukippos önderliğinde, bölgede daha önce yasayan yerel halkın kralı Mandrolytos'un kızı Leukophrye ile birlikte burada yeni bir kent kurmuşlardır. Baş tanrıça olarak Anadolulu Artemis'i kendileri için kentin halkı, ayrıca Artemis'e, “Leukophryene” ismini sıfat olarak eklemişlerdir.

Magnesia Kutsal Alan ©Aykan ÖZENER

Ünlü düşünür Platon’un “Yasalar”adlı eserindeki, “ideal kent planlaması” ve “ideal kent-devlet yönetimi” ile ilgili bölümlerde, yeni kurulacak bir kent olarak anlatılan ideal örnekleme Magnesia Kenti’dır. Atina’dan Pers destekçisi olduğu düşünülerek sürülen ünlü amiral Themistokles, Anadolu’ya gelerek, geri kalan yaşamına ve belki de siyasetine devam etmek için kendisine Magnesia kentini seçmiştir. Makedon Krallığı ve Kral III. Alexandros, Anadolu’da Menderes Vadisi’nin güvenliğini sağlamak adına Magnesia’nın bugünkü konumunda, MÖ 4. yüzyılda kurulmasına büyük bir olasılıkla destek vermiştir.

Magnesia Çarşı Bazilikası ©Aykan ÖZENER

MÖ 3. yüzyılın ünlü mimari olan Hermogenes’in baş yapıtı olan, Romalı ünlü mimar Vitruvius’un kitabında da övgü ile söz edilen, Anadolu’da Artemis için inşa edilmiş en büyük 3. tapınak Magnesia’dadır. Akdeniz Havzası’nda günümüze kadar en iyi korunmuş stadyumlardan bir tanesi olan ve tanrıça Artemis adına düzenlenen festivallerde gerçekleştirilecek yarışlarda ve oyunlarda kullanılmak üzere inşa edilmiş yapı Magnesia’dadır. Yine bu yarışmalara hazırlanmak ve yarışmalar sonrası kullanılmak üzere inşa edilmiş Anadolu’nun bugüne kadar en iyi korunmuş iki ayrı Gymnasion-Hamam kompleksi de Magnesia’dadır. Platon’un ideal kent anlayışına göre müziğin ve müzisyenlerin öne çıkartıldığı antik dönemin ünlü müzisyenleri, sporcularını yetiştirmiş olan Magnesia kenti inanç ve kültleriyle de öne çıkmaktadır. Platon’un da üzerinde durduğu gibi, Magnesia 12 ayrı mahalleye bölünürek, 12 ayrı tanrı-tanrıçaya adanmış bir özelliğe sahiptir. Bu özelliğinin bir göstergesi olarak da baş tanrıça Artemis’in kutsal alanı içerisine 12 tanrı-tanrıça için bir anıtsal sunak inşa edilmiştir. Magnesia’nın inanç açısından bu özel durumuna bağlı olarak da tanrıça Artemis dışında Zeus, Athena, Apollon, Dionysos ve Mısır Gizem Kültlerinin en önemlilerinden bir tanesi olan tanrı Serapis gibi birçok tanrı ve tanrıça için de ayrı kutsal alanlar oluşturulmuş, tapınaklar inşa edilmiştir. Roma İmparatorluk Dönemi’nde, antik dönem inanışlarının dışında, önemli bir Hristiyan nüfusa sahip olduğu bilinen Magnesia’nın Hristiyan inancı için de önemi, MS 1. yüzyıl’da Aziz Ignatius’un mektuplarında özel olarak anılmasından anlaşılmaktadır. Ayrıca Magnesia’nın Geç Antik ve Doğu Roma İmparatorluğu Dönemi’nde piskoposluk merkezi olarak hizmet vermiş olması da bu önemi ortaya koymaktadır.

Magnesia Stadium ©Aykan ÖZENER

EN ÇOK OKUNANLAR

Macaristan’da Zırhı, Silahları ve Atı İle Gömülmüş Avar Savaşçısı Bulundu

Déri Müzesi'nden arkeologlar, Macaristan'ın kuzeydoğusunda, Ebes yakınlarındaki bir Erken Avar mezarında eksiksiz bir lamel zırh seti ortaya çıkardılar. Bu eser 7. yüzyılın ilk yarısına tarihlenmektedir ve şimdiye kadar büyük ölçüde sağlam ve orijinal konumunda keşfedilen ikinci Panoniyen Avar lamel zırhıdır. İlki 2017 yılında Ebes'in sadece 16 kilometre güneyindeki Derecske'de bulunmuştu.

SON İÇERİKLER