Osmanlı'ya Rekreasyon

Tarihi Kırkpınar TuncaNehri Rekreasyon ve Enerji
Projesi ile Değişiyor mu?

Edirne Sarayı’nın kurulduğu Tunca Nehri’nin güney ve kuzey yakası boyunca oluşturulması planlanan adacıklar, kanallar ve bunun gibi uygulamalar ile adeta Edirne Sarayı yok farz ediliyor. Arkeolojik, tarihi ve doğal sit alanı ilan edilerek koruma altına alınan Edirne Sarayı, aslında Edirne’nin Edirne olmasında büyük pay sahibi.

Barındırdığı kültürel miras ile her zaman övünen ve bu sayede UNESCO kapsamına girmiş iki önemli kültür varlığı (Selimiye Külliyesi ve Kırkpınar Güreşleri) bulunan Edirne’de, son günlerde yeni bir projeden söz ediliyor. Basından takip edebildiğimiz kadarıyla, Tunca Nehri boyunca (Kırkpınar Güreşlerinin yapıldığı alanın doğusundan, II. Bayezid Külliyesi’nin batısına kadar olan alanı kapsayan), nehrin iki yakasında uygulanması düşünülen bu proje kapsamında; Tunca Nehri boyunca, nehrin yataklarına müdahaleler yapılarak yeni kanallar, adacıklar oluşturulacak.

Sürekli taşkınlarla gündeme gelen Tunca Nehri’nin ve çevresinin bir rekreasyon alanı yapılması düşünülen bu projenin gerçekleşmesi durumunda, ne yazık ki, Edirne’nin en önemli markalarından olan Edirne Sarayı olumsuz yönde ve ciddi anlamda etkilenecek. Edirne Sarayı’nın kurulduğu Tunca Nehri’nin güney ve kuzey yakası boyunca oluşturulması planlanan adacıklar, kanallar ve bunun gibi uygulamalar ile adeta Edirne Sarayı yok farz ediliyor. Arkeolojik, tarihi ve doğal sit alanı ilan edilerek koruma altına alınan Edirne Sarayı, aslında Edirne’nin Edirne olmasında büyük pay sahibi. Edirne’nin başkent olmasına bağlı olarak kentte inşa edilen iki saray; başta Selimiye ve II. Bayezid külliyeleri olmak üzere, Üçşerefeli Cami, Eski Cami, Bedesten, kervansaraylar ve diğer yapıların inşasına da vesile olmuştur. Bu saraylar sayesinde Edirne bir merkez olmuş, gelişmiş, büyük imar faaliyetlerine sahne olmuş ve günümüzde de bu miras sayesinde kent, bir kültür-turizm kenti olma yolunda ilerlemektedir.

Ne yazık ki, Edirne’de yapılması planlanan bu projede kültür mirasının hiçbir şekilde dikkate alınmadığı gözlenmektedir. Adını, burada bulunan Edirne Sarayı’ndan alan “Sarayiçi” bölgesi merkezli düşünülen bu projenin; bünyesinde barındırdığı taşınmaz kültür varlıklarını ve özellikle Edirne Sarayı, köprüleri, II. Bayezid Külliyesi’ni dikkate alarak, onları koruyup, yaşatacak ve gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlayacak şekilde tasarlanması gerekmektedir.

Bünyesinde; Adalet Kasrı, Terazi Kasrı, Fatih ve Kanuni köprüleri, İftar köşkü, Bostancıbaşı Kasrı, Has ahırlar, IV. Mehmed Av Köşkü gibi yapıları barındıran ve Edirne Sarayı’nın “Hasbahçesi” ile “Av Sahası” olan alanda düşünülen bu projenin, geçmişten bize aktarılan kültürel mirasımıza sahip çıkılan ve onları koruyan niteliklere sahip olması dileğimizdir. Kentlerin sahipleri konumunda olan halkımızın ve belediyenin bu konularda gerekli duyarlılığı göstermesi en büyük dileğimizdir. Yoksa kentlerin ve toplumların hafızası konumundaki bu taşınmaz kültür varlıklarımızın her geçen gün yok olmalarına seyirci kalmak, sadece üzüldüğümüzü belirtmek, üzerimizdeki tarihi sorumluluğun kalkmasına imkân vermeyecektir. Bu konuda, başta Edirne Belediyesi olmak üzere ilgili bütün kurum, kuruluş ve sivil toplum örgütlerini duyarlılığa ve koruma-yaşatma öncelikli yaklaşımları uygulamaya koymaya davet ediyoruz.

EN ÇOK OKUNANLAR

Köpeğini Gezdiren Çocuk Roma Dönemine Ait Altın Bilezik Buldu

11 yaşındaki bir çocuk, İngiltere'nin Batı Sussex bölgesindeki Pagham yakınlarındaki bir tarlada nadir bulunan altın bir Roma bileziği keşfetti. Romalı askerlere kahramanlıklarından dolayı verilen armilla tipi süslü bir bilezik olan ve MS.1. yüzyıla tarihlenen bilezik, 300 yıldan daha eski bir altın obje olarak, bir adli tıp soruşturmasında resmi olarak hazine ilan edildi.

SON İÇERİKLER