Arkeolojik kazılar sırasında toplam 11 insan iskeleti keşfedildi. Bulunanlardan dördü büyük olasılıkla ortak bir mezara gömülmüş. Ön tahminler, buluntuların gömülme tarihini 16. ve 18. yüzyıllar arasında bir yere yerleştirmektedir.

©Rene Kundla/ERR

Viru-Nigula'dan elde edilen buluntular, kemik araştırmacılarına o dönemde hastalık ve yaralanmaların tedavisinde kullanılan yöntemlere ilişkin değerli bilgiler sağlayacak.

©Rene Kundla/ERR

"Çalışma alanında gözlemlenen ilginç olan bir dizi ilginç patoloji, kemik kırıkları ve yaralanmalar var. Örneğin bir iskelette uyluk kemiği kırığı var. O kişinin bununla nasıl başa çıktığını görmek ilginç olacak. Belli ki birilerinin onlara bakması ve tedavi etmesi gerekiyordu. Bu tür ciddi kırıklar hakkında o dönemde insanların hayatta kalamadığına dair bir algı var ama aslında bunlarla başa çıkmayı başarmışlar. Elbette günümüzde olduğu gibi hastaneye yatırılıp tedavi edilmiyorlardı ama güzel bir şekilde iyileştiler," diyor biyoarkeolog ve kemik uzmanı Martin Malve.

©Rene Kundla/ERR

Ortaçağ mezarlığına ek olarak, alanda Viking Çağı'na kadar uzanan bir geçmişe sahip bir yerleşim yeri de keşfedi.

Malve; "Çok sayıda çanak çömlek parçası ile çivi var ve ayrıca çok sayıda hayvan kemiği de var. Balık kemikleri, kuş kemikleri, yani insan kemiklerine ek olarak malzeme çok zengin. İnsanların ne yediğini ve hangi kapları kullandığını öğrenebiliriz. Ayrıca buradan toprak örnekleri alıyoruz, bitki kalıntıları elde etmeye çalışıyoruz, bu da bize tarımsal uygulamaları hakkında bilgi verecektir."

©Rene Kundla/ERR

Farklı dönemlere ait buluntular kaçınılmaz olarak hayal gücünü harekete geçirecek ve antik çağın sonunda, 800 yıl önce ve Haçlı Seferleri sırasında Viru-Nigula'da ne tür olayların yaşanmış olabileceğine dair pek çok spekülasyon ortaya atılacaktır.