Troya'da Sadece Elitler Değil Sıradan İnsanlar da Şarap İçiyordu

Tübingen, Bonn ve Jena üniversitelerinden bir grup araştırmacı, Troya antik kentinde şarap tüketildiğini kesin olarak ortaya koyarak, efsanevi kentin kaşifi Heinrich Schliemann'ın 19. yüzyılda ortaya attığı hipotezi destekleyen kimyasal kanıtlar sağladı.

Troya’dan Depas Amphikypellon ©Schuppi / Wikimedia Commons

Kısa süre önce American Journal of Archaeology dergisinin Nisan sayısında yayınlanan bu bulgu, aynı zamanda önemli bir keşif de sunuyor: Sadece Troyalı seçkinler bu içkinin tadını çıkarmıyordu, aynı zamanda sıradan insanların günlük yaşamının da bir parçasıydı.

Çok eski zamanlardan beri şarap, Akdeniz ve Küçük Asya kültürlerinde hem törensel bağlamlarda hem de alışkanlık haline gelmiş bir içecek olarak merkezi bir rol oynamıştır. Homeros'un İlyada'sı, ateş ve demirci tanrısı Hephaistos'un annesi Hera'ya çifte kadeh sunduğu ve ardından toplanan diğer tanrılara “tatlı nektarı” sunmaya devam ettiği sahne gibi, bu değerli sıvıya çok sayıda atıf içerir.

Bu tasvir, Troya'da ve Ege ve Mezopotamya dünyasının diğer bölgelerinde bolca bulunan, iki kulplu ve sivri dipli karakteristik bir kil kap olan depas amphikypellon'un kullanımıyla uyumludur.

Boyları 12 ila 40 santimetre arasında değişen ve 0,25 ila 1 litre kapasiteye sahip olan depaslar, onlarca yıldır arkeolojik tartışmalara konu olmuştur. Schliemann, 19. yüzyılın başlarında bu kapların ziyafetlerde ve bayram toplantılarında kullanıldığını öne sürmüştü; bu fikir şimdi Tübingen Üniversitesi'nden Dr. Stephan Blum tarafından yürütülen çalışmayla doğrulanıyor.

Keşfin anahtarı, Tübingen Üniversitesi Klasik Arkeoloji koleksiyonunda saklanan depas parçalarından çıkarılan organik kalıntıların analizinde yatıyor.

Bonn Üniversitesi'nden Dr. Maxime Rageot, titiz kimyasal analizlerin gerçekleştirilmesinden sorumluydu. Bunu yapmak için seramik parçalarından iki gramlık örnekler çıkardı ve bunları 380 santigrat dereceye kadar ısıtma işlemine tabi tuttu. Daha sonra kalıntılarda bulunan bileşikleri tanımlamak için gaz kromatografisi ve kütle spektrometresi (GC-MS) tekniklerini uyguladı.

Troya kazılarında bulunan bir depas amphikypellon. ©Universität Tübingen

Tespit edilen maddeler arasında süksinik asit ve pirüvik asidin varlığı belirleyici olmuştur, çünkü her ikisi de yalnızca üzüm suyunun fermantasyonu sırasında üretilmektedir. Bu sonuç, araştırmacıların depasların sadece üzüm suyu değil, şarap içmek için kullanıldığını kesin olarak ifade etmelerini sağlıyor.

Tunç Çağının en değerli içkisi olarak kabul edilen şarap, geleneksel olarak törensel bağlamlarla ve aristokrasinin özel tüketimiyle ilişkilendirilirdi. Ancak bu çalışma, Troya'da şarap tüketiminin daha önce bilinmeyen bir boyutunu ortaya çıkardı. Araştırmacılar, kale bölgesinin dışında, şehrin eteklerinde bulunan kapları analiz ederek, bunların da şarap kalıntıları içerdiğini keşfetti. Stephan Blum, bunun şarabın seçkinlerle sınırlı bir lüks olmadığını, sosyal statülerinden bağımsız olarak Troya sakinlerinin günlük yaşamlarında yer alan bir unsur olduğunu gösterdiğini söyledi.

Bu bulgu, Tübingen Üniversitesi'nin Troya üzerine on yıllardır sürdürdüğü uzun soluklu araştırma geleneğinin bir parçasıdır. Kurum, 1987-2012 yılları arasında Troya kenti olarak tanımlanan arkeolojik alan Hisarlık'ta kazılar yürüttü ve halen keşfedilen materyalleri analiz etmeye devam ediyor. Üniversitenin rektörü Profesör Karla Pollmann'a göre bu çalışma, Troya tarihinin karmaşık yapbozundaki bir parçayı daha temsil ediyor ve bu simgesel Tunç Çağı kentindeki günlük yaşamı daha iyi anlamamızı sağlıyor.

Kaynak: La Brújula Verde Magazine Cultural Independiente

EN ÇOK OKUNANLAR

Tarlada Yürüyüş Yapan Kadın 2150 Gümüş Sikke Buldu

Prag'ın güneydoğusundaki Kutnohorsk kentinde tarlada yürüyüş yapan bir kadın, çiftçilik faaliyetleri sırasında yüzeye çıkan birkaç gümüş sikkeye rastladı. Çek Cumhuriyeti'nde şimdiye kadar bulunan en büyük erken ortaçağ sikke istifini açığa çıkardığının farkında değildi.

SON İÇERİKLER