Antik Mısır’da Propaganda

Antik Dünyada sanat ve yazılı kaynaklar, güç ve otoritenin gösterilmesi, geniş kitlelere aktarılması için bir araç olarak yaygın bir biçimde kullanılmıştır. Kralın, ülke yöneticisinin yazınsal olarak icraatlarının, başarılı geçen yıllarının aktarılması gibi farklı sanat kolları yoluyla güç ve otorite somutlaştırılmaktaydı. Bu şekilde kraliyet katipleri ve sanatçılar, yöneticilerinin olumlu taraflarını ön plana çıkartarak, yaşadıkları toplum, komşu coğrafyalar ve düşman ülkeler için ideal bir önder perspektifi çizmekteydiler. Savaş ve düşmanla mücadeleler yazıtların, heykel ve kabartmaların doğal olarak en önemli propaganda konusu olmaktaydı.

Mısır'daki Luksor Tapınağı ve II. Ramses'in devasa heykeli.

Özellikle sanatın bir propaganda aracı olarak kullanılması Mısır kralları tarafından her dönemde tercih edilmiş ve başarıyla uygulanmıştı. Propaganda çalışmaları yazıtlarla birlikte Mısır krallarının ayrı ayrı kendilerini tanıtmaları, yeterlilikleri ve çizilen insanüstü yöneten, kahraman, kurtarıcı profillerini bir arada sunmaktaydı.

Antik Mısır Dünyası'nda Eski Krallık Dönemine (yaklaşık MÖ 2686-2345) bakıldığında örneğin Kral Menkaura döneminde Gize'deki Vadi Tapınağı'nda bulunan heykeltıraşlık eserlerinde propaganda öğeleri karşımıza çıkmaktadır. Menkaura üçlüsü olarak adlandırılan ve birbirinin benzeri olan üç ayrı heykel grubu içerisinden örneğin ilkinde Kral kaslı vücuduyla oldukça güçlü bir biçimde betimlenirken, bir ayağını öne atmış, yumruklarını sıkmış ve karşıya bakar biçimdedir. Diğer özellikleri bakımından, Yukarı Mısır'ın tacını başına takmış ve ayrıca belden aşağısında kralî kısa bir kilt bulunmaktadır. Bu sahnedeki asıl dikkat çekici özellik ise sağında bulunan Tanrıça Hathor'dur. Diğer yanında ise Yukarı Mısır'ın yedinci şehrinin kişileştirilmesi bir kadın olarak betimlenmektedir. Bu ve diğer heykel gruplarında Hathor ile birlikte betimleniyor olması kralın kendisini Horus olarak nitelemekte olduğunu ve eşinin de Hathor olması nedeniyle güçlü tanrısal bir vurgunun propaganda amacıyla kullanıldığını göstermektedir.

Gize’den Kral Menkaura ve Hathor Üçlüsü

Kadın firavun Hatşepsut ile söze devam ettiğimizde ise Antik Mısır Dünyası'nda tanrıların toplum karşısındaki ikna gücünü ve etkileyiciliğini kullanarak hükümdarlığı ve meşruiyeti elde etmede sanatın nasıl bir araç olarak yer aldığını görebilmek mümkündür. Zira Doğum Kabartması olarak adlandırılan sahnede Tanrı Amon, Hatşepsut'un annesi olan Ahmose'yi ziyaret ederken, Hatşepsut daha doğarken dahi tanrıların onun yanında olduğu imajı çizilmekte ve aslında Hatşepsut'un ve Mısır'ın yazgısının bir olduğu vurgusu verilmeye çalışılmaktaydı. Bu bakımdan henüz doğduğunda Hateşpsut'un tanrılar tarafından Mısır'ı yönetmek için seçildiği bir propaganda olarak sunuluyordu.

Bir başka örneğe bakıldığında ise Mısır ile Kadeş kralının başını çektiği Suriyeli ve Kenanlı krallardan oluşan bir birlikle yaklaşık MÖ 1460'da bir savaş gerçekleşmişti. Bu savaşın sonuçlarıyla ilgili olarak Karnak'ta Amon Tapınağı'nda Megiddo Savaşı'nın anlatıldığı kabartmalarda III. Tutmosis Asyalı düşmanlarını saçlarından tutmuş cezalandırırken, devasa boyutlarda figürü ile dikkat çekmektedir. Sonraki dönemlerde de çok sayıda anıt ve eser üzerinde görülebileceği üzere diğer figürlerden çok daha büyük olarak betimlenmiş olan Mısır kralı, Mısır ülkesine ve halkına karşı gelenleri bu şekilde cezalandırırken geniş kitlelere mesajını da vermektedir.

Yakın Doğu'daki krallıkların seferlerinin sonuçlarını içeren yıllıklardan bilindiği üzere savaş ganimetleri ayrıntılı bir şekilde sayılmakta ve savaşın kendi tarafları açısından başarı ile sonuçlandığının bir bakıma kanıtı olarak nitelendirilmekteydi. Mısır kayıtlarında da aynı durumdan söz etmek mümkündür. Düşman topraklardan elde edilen at, sığır, koyun gibi hayvanların yanı sıra esirlerin de sayılarının belirtilmesi savaşı kazanan kral ve ordusu için büyük bir prestij, güç gösterisi anlamına gelmeliydi.

Abu Simbel Tapınağı

Megiddo Savaşı ile ilgili olarak yazıtlarda da Mısır ordusu tarafından elde edilen ganimetler listesinde, esirler dışında 20,500 koyun, 1929 inek, 2041 at, 2000 keçi, 207,300 adet buğday çuvalı, altın, gümüş, tunç, lapis lazuli gibi geniş ve farklı bir içerik yer almaktadır. Verilen sayıların büyüklüğü de bu bakımdan büyük anıtların duvarlarını süsleyen kabartmalardaki zafer sahneleri kadar etkili olabilmekteydi.

Antik Mısır'da sanatın dallarının bir propaganda aracı olarak kullanılması bakımından özellikle II. Ramses'i bu noktada ayrı bir yere koymak mümkündür. Zira Ramses yaptırdığı büyük boyutlardaki heykelleriyle kendi yönetim gücünü ve iktidarını pekiştirmeyi, binlerce yıl boyunca adını unutturmamayı başarmış bir kraldı. Heykeltıraşlık alanını etkin kullandığının kuşkusuz en büyük kanıtı da Abu Simbel'deki Büyük Tapınağa girişteki devasa boyutlardaki heykelleriydi. Oturur biçimde, elleri dizleri üstündeki Ramses'in heykellerinin boyutu yirmi metreydi. Görsel bakımdan bu çok güçlü etkinin devamı da tapınağın içerisindeki daha küçük boyutlardaki Ramses heykelleri ve Kadeş Savaşı'nı konu edinen kabartmalarla sürdürülmekteydi.

Devamı; Aktüel Arkeoloji Dergisi 87. Sayı, “Antik Dönemde Propaganda”

EN ÇOK OKUNANLAR

Köpeğini Gezdiren Çocuk Roma Dönemine Ait Altın Bilezik Buldu

11 yaşındaki bir çocuk, İngiltere'nin Batı Sussex bölgesindeki Pagham yakınlarındaki bir tarlada nadir bulunan altın bir Roma bileziği keşfetti. Romalı askerlere kahramanlıklarından dolayı verilen armilla tipi süslü bir bilezik olan ve MS.1. yüzyıla tarihlenen bilezik, 300 yıldan daha eski bir altın obje olarak, bir adli tıp soruşturmasında resmi olarak hazine ilan edildi.

SON İÇERİKLER