Assur-Babil Dünyasında Tapınak Ekonomisi İçin İşgücü Olarak Kullanılmış Toplumsal Bir Grup: Širkü

Tapınak ekonomisinin Eski Mezopotamya iktisadi hayatının önemli bir parçası olduğunu Eski Çağ bilimleri alanında yapılan araştırmalar ortaya koymuştur. Eski Mezopotamya’da gelişmiş bir tapınak ekonomisinin varlığı, iktisadi hayatın içerisinde rol alabilecek sosyal grupların var olmasını da beraberinde getirmiştir.

MÖ 1. binyıl Babil ülkesindeki tapınak arşivleri başta olmak üzere çeşitli Assur ve Babil ülkelerindeki idari ve iktisadi metinler širkū denilen bir sosyal gruptan söz etmektedir. Tapınak ekonomisinin kol gücü gerektiren tüm alanlarında izi sürülebilen širkū erkeklerden oluşan bir sosyal kategoriyi temsil etmektedir. Assur – Babil dünyasında širkū işgücünün bağlı olduğu kurumsal yapı, širkūtu olarak bilinmektedir. Öte taraftan Eski Mezopotamya’da širkūtu kurumunun kadın üyelerine širkātu adı verilmekteydi.

Širkū sözcüğü Akadça “vermek” ya da “sunmak” anlamlarına gelen šaraku fiilinden türetildiği konusunda araştırmacılar hemfikirdir ve bu kavramın, “verilmiş/bağışlanmış olan” ya da “adanmış olan” anlamına geldiğini ifade etmek mümkündür. Širkū, metinlerde pek çok kez tanrıya bağışlanmak amacıyla “temiz olmak” ve “özgür olmak” anlamlarına gelen zakû fiilinden türetilmiş zakû terimiyle de kaydedilmiştir. Zakû/zakītu, širkū/širkatu kavramlarının birbirlerinin yerine kullanıldığını pek çok çivi yazılı metin tanıklık etmektedir.

Eski Mezopotamya Çivi Yazılı Kaynaklarına Göre Širkū Tarihsel kaynaklarda širkūdan MÖ 8. yüzyılda söz edilmeye başlanmasına karşın sözlüksel ve edebi kaynaklarda ortaya çıkışları en erken, MÖ 2. Bin yılın sonlarına tarihlendirilmektedir. MÖ 2. binyılın sonu gibi erken bir dönemde Babil tapınaklarında ele geçen dağınık belgeler širkū popülasyonundan söz etmektedir. MÖ 2. binyılın son çeyreğine tarihlenen Gılgamış Destanı’nın geç dönem versiyonunda ve Orta Assur Dönemi saray buyruklarında širkūnun varlığı, ayrıca doğrulanmıştır. Širkū ve širkūtu kurumu, esas olarak Assur-Babil dünyasının MÖ 2. Bin yılına ait bir kurumdur. MÖ 1. binyılın ilk yüzyıllarında bu kurumun oluşumuna ve geçirdiği değişimlere yönelik etraflıca bilgi edinmek mümkün değildir. Özellikle Nabonidus ve I. Darius saltanatları arasında (MÖ 555 - 521) Babil’de en az elli yıl boyunca pek çok resmi ve idari metin, širkūtu kurumuna ilişkin bilgi vermektedir ve yüzden širkūtu kurumu için bu dönemki bilgilerimiz oldukça geniş çaplıdır.

MÖ 732-729 yılları arasına tarihlendirilen Assur kralı III. Tiglat-Pileser (MÖ 744 - 727) dönemine ait bir mektup, sosyal bir grup bağlamında širkūya yönelik çivi yazılı kaynaklardaki en erken referanslardan biri olarak kabul edilir. Söz konusu mektup, Bel Tapınağı’nın üyesi širkūyu tanıtmakta olup širkūnun temel karakteristik özelliklerini ortaya koymaktadır. Bu nedenle MÖ 8. yüzyılın ortalarında tam olarak širkūtu kurumu gelişimini tamamlamış görünmektedir. MÖ 8. yüzyıl kaynaklarında Babil ve Uruk şehirlerinde širkūnun varlığına ilişkin kanıtlar bulunmaktadır.

MÖ 669 yılına tarihlenen daha sonraki bir referans, Babil’de Assur kralı Asarhaddon (MÖ 681-669)’un memuru Mar-Ištar tarafından yazılmış bir mektuptan günümüze ulaşmıştır. Bu mektup Güney Mezopotamya’da yer alan Borsippa şehrindeki nehrin durumunu rapor etmekte ve Borsippa’da mevcut bir işgücü olarak tanrı Išum’un širkūsundan söz etmektedir. Dolayısıyla širkūtu kurumunun temel özelliklerinin Yeni - Babil İmparatorluğu öncesinde tam olarak oluştuğunu söylemek mümkündür.

Pers egemenliğini takiben Hellenistik Dönem Babilonyası’nda da širkūnun varlığını sürdürdüğünü tarihsel kaynaklar teyit etmektedir. Širkū ile ilgili bilgi kaynaklarının ekseriyeti, bir zamanların Sümer yerleşimlerinden olan Uruk Eanna Tapınağı, Sippar Ebabbar Tapınağı, Babil Esagila Tapınağı ile Borsippa Ezida Tapınak arşivlerinden gelmektedir. Söz konusu tapınaklardaki iktisadi metinlerden elde edilen bu bilgi kaynakları ağırlıklı olarak Yeni – Babil (MÖ 626-539) ve hemen sonrasındaki Akhamenidler (MÖ 550 - 330) Dönemine tarihlendirilir.

Devamı; Aktüel Arkeoloji Dergisi 106. Sayı “Ötekilerin Arkeolojisi Dışlananlar ve Ötekileştirilenler”

EN ÇOK OKUNANLAR

Tarlada Yürüyüş Yapan Kadın 2150 Gümüş Sikke Buldu

Prag'ın güneydoğusundaki Kutnohorsk kentinde tarlada yürüyüş yapan bir kadın, çiftçilik faaliyetleri sırasında yüzeye çıkan birkaç gümüş sikkeye rastladı. Çek Cumhuriyeti'nde şimdiye kadar bulunan en büyük erken ortaçağ sikke istifini açığa çıkardığının farkında değildi.

SON İÇERİKLER