Arama Sonuçları

Anadolu Yakasının Sessiz Tanıkları: İstanbul’un Derin Katmanları

İstanbul Arkeoloji Müzeleri, kuruluşundan itibaren yalnızca kentin değil, tüm Anadolu’nun kültürel hafızasına yön veren kurumların başında gelir. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinden itibaren başlayan bilimsel kazı faaliyetleri, bugün İstanbul’un sınırları içinde kesintisiz biçimde sürdürülmektedir. Özellikle son yirmi yılda Marmaray ve metro projeleriyle ivme kazanan arkeolojik kurtarma kazıları, İstanbul’un geçmişini adeta yeniden yazmıştır.

Yedikule-Sirkeci Demiryolu Hattı Yapımından Menderes’in “İmar Yıkımlarına” İstanbul Sur İçinde Arkeoloji

Etrafı surlarla çevrili yedi tepeli bir yarımadanın üzerinde kurulan İstanbul Neolitik dönemden bugüne 8500 yıllık kültürel birikimiyle eşsiz bir açık hava müzesi niteliklerine sahiptir. Bir zamanlar üç kıtayı yönetmiş İstanbul’un merkezindeki Topkapı Sarayı, Ayasofya, Hipodrom ve Sultanahmet’in yanı sıra sur içindeki diğer görkemli kültürel miras, Osmanlı döneminden Cumhuriyet’e tüm yönetimler için yadsınamaz bir övünç kaynağı olmuştur.

Galata’nın Sessiz Mirası: Pera Ceneviz Kolonisi (1267-1453)

Orta Çağ Akdeniz dünyasının en etkili denizci cumhuriyetlerinden Cenova, 11. yüzyıldan itibaren ticaret ve denizaşırı kolonileşme faaliyetleriyle Doğu Akdeniz’de güçlü bir varlık inşa etmiştir. Ticari çıkarlarını korumak adına donanmasını güçlü tutmuş, deniz üsleri meydana getirmiş ve Kırım’a kadar uzanan geniş bir etki alanı yaratmıştır.

İstanbul’un Roma/Bizans Dönemi Forum – Anıt Sütunları

325 yılına kadar sıradan bir Roma kentiyken, İmparator Constantinus’un ön görüsüyle dünyanın en büyük imparatorluğunun merkez kenti olarak yeniden imar edildi. “Nova Roma/Yeni Roma” adıyla kurulan kent, açılışının yapıldığı 11 Mayıs 330’a kadar çok sayıda yapıyla şaşaalı bir görünüme kavuştu.

Konstantinopolis: Bir İmparatorluk Başkentinin Doğuşu – Byzantion’dan Nova Roma’ya İstanbul’un Erken Tarihi

Ayrıcalıklı coğrafi konumuyla İstanbul’un binlerce yıllık yerleşim tarihi prehistorik çağlara uzanmaktadır. İstanbul, yalnızca Karadeniz ve Akdeniz’i değil, Akdeniz uygarlıklarını Karadeniz üzerinden Tuna gibi büyük akarsular ile Avrupa’ya bağlayan suyolunun, Asya ile Avrupa arasında uzanan doğal köprü ile kesiştiği yerde kurulmuştur.

Roma’nın Gölgesinde, Konstantinopolis’in Işığında: İstanbul

İstanbul, insanlık tarihinin en katmanlı en önemli metropollerinden biridir. Her kazmada yeni bir dönem, her taşta bir imparatorluğun yankısı duyulur. Antik Roma’nın son evresinde yalnızca siyasi ve idari bir merkez olarak değil, kültürel ve dinsel dönüşümlerin sahnesi olarak da yeni bir kimlik kazanmıştır. Bu nedenle Geç Antik Çağ İstanbul’u, Roma mirasının zamanla çözülüp, Bizans kültürünün biçimlendiği eşsiz bir laboratuvar gibidir.

Büyük Türk’ün Anası: Mara Brankoviç

Mara Brankoviç 1417-1420 yılları arasında muhtemelen 1418’de bugün Kosova’nın önemli şehirlerinden biri olan Vuçitrin’de doğar. Babası Sırp Kralı Curac (Djuradj) Brankoviç. Batılılar Jorj veya George, Yunanlılar Yorgo demişler. Annesi Bizans imparatorlarından Johannes VI. Kantakuzenos’un büyük kızı İrene. Sırpça Jerina. Ailenin en büyük çocuğu olan Mara’ya babaannesinin ismi verilir. Todor, Grgur, Katharina-Kantakuzina, Stefan ve Lazar adında beş kardeşi daha vardır.

Ağlayan Kadınlar Lahdi

Mateme bürünmüş, ağlayan kadınlar ve her kadının yüzünde acı bir ifade… Ölünün arkasından yas tutan bu kadınlar, lahdin sahibinin akrabaları mı, yoksa haremini dolduran kadınlarından bazıları mı? Bu kadınların lahdin içinde yatan kişiyle bağlantısı ne? Bir ihtimal daha… Acaba bu gizemli kadınlar güçlü bir geleneğin devam ettiricileri olan, “para karşılığı tutulan ağlayıcı kadınlar” mı?

Koloni Kentinden İmparatorluk Başkentine İstanbul

Kronik yazarı Eusebios’u dikkate alırsak, İstanbul (Byzantion) MÖ 660 yılında, yani günümüzden yaklaşık 2668 yıl önce kurulmuştu. Ancak Antik Çağ kolonilerinin ya da kent-devletlerinin kuruluş tarihleri kesinlikten uzaktır. Yine de başka tarihsel ve arkeolojik veriler ile birlikte dikkate alındığında, Byzantion’un bir koloni olarak kuruluşunu MÖ 7. yüzyıl içine yerleştirmek yanlış olmayacaktır.

Zeytinburnu İskeletleri ve Bulunan Lahit

2008’DEN BU YANA İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü ile birlikte çalışıyorum. 2008-2011 yılları arasında özellikle Yenikapı’da Prehistorik Dönem iskeletleri bulunduğunda kaldırılmasına destek olmak için araziye gitmiştim. O zamanlar, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Prehistorya Bilim Dalı ve Bordeaux 1 Üniversitesi Biyolojik Antropoloji Bölümünde doktora çalışmamı yürütüyordum.

İstanbul’umuza Bir Müze Daha Kazandırdığımız İçin Heyecanlıyız

Kazlıçeşme, ismini surların önündeki fetih ordusunun suya ihtiyacı olan askerlerine adeta suyun kaynağını işaret eden kaz sürüsünden almış. Sur dışı olarak burası, fetih sonrasında önce deri işleme, sonra sanayi bölgesi kimliğiyle gelişmiş. İçinde Kazlıçeşme Sanat binasının da bulunduğu alan, 19. yüzyıl ortasında askeri fabrika işçileri için hastane olarak hizmet vermeye başlamış.

Zeytinburnu Mozaikleri ve Buluntuların Önemi

İstanbul için, Türkiye için mozaik sanatı oldukça ilginç bir konu. Dünyanın bu tür en eski mozaik uygulamalarının bazı örnekleri de Türkiye’de, Gordion Yassıhöyük’te karşımıza çıkıyor. Zeminde küçük farklı taşları yan yana dizerek birtakım desenler oluşturmak, çok eski çağlardan beri sevilen bir uygulama. Bizim coğrafyamızda da bunun ilginç örneklerini görebiliyoruz.

Trisagion İkonu, Campus Maritus ve Zeytinburnu’na Dair Küçük Bir Not

Konstantin ile birlikte yeni başkent İstanbul’un inşa sürecinde, Roma topografyası ve mimarisinin taklit edildiği bildik bir konudur. Bu adaptasyon sürecinde sur içindeki düzenlemelerin sur dışındaki alanlarda da yapıldığı, bu bağlamda Yedikule Altın Kapı’dan itibaren Kazlı Çeşme Zeytinburnu ve Bakırköy hattının hem mimari hem de fonksiyon olarak yeniden kurgulanmış olduğu anlaşılmaktadır.

Zeytinburnu Mozaikleri

Zeytinburnu mozaiklerine, yönelik kazı çalışmaları 2017 yılında başlayarak 2021 yılında tamamlandı. Mevcutta Kazlıçeşme Sanat Galerisi olarak kullanılan binanın güçlendirme çalışmaları sırasında mozaiğin bir kısmının keşfedilmesi sonrasında konu hemen Bölge Koruma Kuruluna ve Arkeoloji Müze Müdürlüğümüze intikal etmiştir.

Bir Keşfin Hikayesi

Anadolu toprakları 2023 yılında da birbirinden değerli arkeolojik keşiflerle şenlendi. Dünyanın başka hiçbir coğrafyasında bulunmayan arkeolojik zenginliğe sahip olan ülkemiz, gerçekleştirilen kazılar ve araştırmalarla her geçen yıl daha da önemli bir konuma ulaşmaktadır. Bu yıl, yasa dışı yollarla yurt dışına kaçırılan pek çok kültür varlığımız,  T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’mızın yürütmüş olduğu çalışmalarla ait olduğu topraklara getirildi.

Kazlıçeşme Sanat’ta Üç Açılış Birden Gerçekleşti

2015 yılında Eski Zeytinburnu Belediye Başkanlık Binası’nda başlayan restorasyon çalışmaları sırasında bulunan Geç Roma – Erken Bizans Dönemine ait mozaik yapısı müzeye dönüştürüldü. Zeytinburnu Mozaik Müzesi, ‘Fahreddin Paşa, Medine Müdafii’ Sergisi, sosyal tesis Mozaik Kafe Restoran’ın açılışı TBMM Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’un katılımlarıyla gerçekleşti.

EN ÇOK OKUNANLAR

Tarlada Yürüyüş Yapan Kadın 2150 Gümüş Sikke Buldu

Prag'ın güneydoğusundaki Kutnohorsk kentinde tarlada yürüyüş yapan bir kadın, çiftçilik faaliyetleri sırasında yüzeye çıkan birkaç gümüş sikkeye rastladı. Çek Cumhuriyeti'nde şimdiye kadar bulunan en büyük erken ortaçağ sikke istifini açığa çıkardığının farkında değildi.

SON İÇERİKLER